BİN MISRA KAÇAK SONBAHAR ELE GEÇİRİLDİ iki sonbahar kaçakçısı dün izmir’de yakalandı şair olduğunu ileri süren sanık ve italyan sevgilisi ilk sorgularından sonra tutuklandılar …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Sera Oteli
I Üç çiçekten birini sevdiriyorum yakama: ZakkumÜç sokaktan birini seçiyorum kendime: ŞunuÜç alandan hangisini mi: İşteVeGeçmiş mi, gelecek mi, şimdi miDiye bir ‘dalıp gitme’ tamamlarken ivmesiniDuyuveriyorum seslerini yakındanOldukça yakından -ama belli belirsiz-İşte zaman, diyordu üç yaşlı kavasÜçü de bir ağızdan: İşte zamanBir park kanepesinde oturmuşlar daKonuşup duruyorlardı aralarında. SankiDurgun bir öğle sonuymuş da ortaçağŞimdiki gibiAzıcık …
Şub 23
Trenler de ahşaptır…
1.Eski ahşap evinizi satmayınsessizliği sokağa atmayınhastalar penceredir, ölüler çatızordur kurmak yapısını bozmayın Ahşabın mırıldandığı iyilikeski alışkanlığıdır hayatınsatmayın, kelime yapın ondankelimeden kiracıcümleden komşuçocuklara verirsiniz:varımız yoğumuz bu 2.Eski ahşap yazınızı saklayınherkesin gölgesini alıp gittiğiaşklardan geriye yaz kalırgövde: o kimsenin gezmediği kasabagecesinin ıssızlığına öyle katlanır Nasıl da uzardı kelimelerin gölgesiyazların aşklardan uzun sürdüğüeski ahşap mevsimlerden üstümüzeve kim gitse, …
Şub 23
Yağmurlu göz şiire bakıyor
1Yağmuru mırıldanıyorsun, eskiyorbardakta unutulmuş su gibi yarımve söylenmeden kalan sözlerin tadı,yeni sözlerinse bir yağmurluk ömrü varne yağdım onlarla ne de ıslandım Susacak kadar büyütürüz ya çok şeyiben en çok yoksulluğumuzdan korkarımnasıl da yoksuluz sessizliğin karşısındakorkuyoruz kelimelerin de bunca yükselmesindenya düşerlerse aramıza! Harflerden kumuüfleyince çöl görünür mü bilinmez, fakatsözler kaybolunca görünen ufukta, hayatherkesi ıssız adasına indiren …
Şub 23
Huzurunda Biraz Yenileceğim
Seninle iki satır konuşmak için gayretler aldımBize gelişi üç yeni zelanda dolarıİnandım hep kontradan gelen yalanlaraMüdahale istedim iktisadi birimlerdenSana, bana ve tüm geçmişlerimizin ruhunaEnflasyonum düştü, işsizliğim artıştaİyi olmayacak hastanın ayağına yanlış teşhisCebimden piyasaya temsili kavimler göçüKuraklık, açlık hiç yoksa parasızlık Gıyabında biraz seveceğim seniBir mektup yazacağım uzun yıllar sonrasına Seninle iki satır konuşmak için harfler …
Şub 23
Köprüde Sabah
Gece, yavaşça siyah mantosunu sürüklerVapurlar, şimdi suya bırakılmış kütükler,Ufuk, banyo edilen bir fotoğraf camıdır.. Dağlar dudaklarını boyar pembe bir tüyleKöprüde fersiz gözler açılır üzüntüyleSabah, ızdırap çeken kalplerin akşamıdır.. Kollarını gererken iş bekleyen bir sandal,İlk ışıklar açılır esmer sularda dal dal;Rüya görür kıyılar bir uyanık uykuda.. Gecenin bir mehtabı andırırken sonları,Gemi fenerlerinin ziyadan bastonlarıKaybolur ağır ağır …
Şub 23
Köprünün Geceleri
Bir saat, ta uzaklarda ikiyi çaldı…Şehir artık kâbuslu bir uykuya daldı…Sarınarak ben de eski bir pardesüye,Sağa, sola yıkılarak indim köprüye… Ne dizimde kuvvet, ne cepimde para…Bilmiyorum niçin geldim buralara!Hava berbat… Deniz ulur, gökyüzü ulurBu soğukta iliğime işledi yağmur…Bakmayarak fırtınanın boğuk sesineÇöküverdim köprünün bir kanepesine… Deniz bazan susup bazan homurdanıyor;Üsküdar’da birkaç ışık sönüp yanıyor:Eşelenen kıvılcımlı bir …
Şub 23
Köprünün Çocukları
Güneş karşı dağlardan çıkarken yavaş yavaşKöprüde görülüyor hararetli bir telaşKemerlerden geçerken zerzevat kayıklarıSislere gömülüyor Marmara açıkları. Yeni gelen bir vapur çalıyor tiz bir düdükYanaşarak köprüye alıyor bir öpücükKöprü yangınlığıyla bu hoyratça buseninİnliyor tatlı tatlı… İnliyor derin derin… Ufacık bir istimbot ötüyor canavarca,Bu sesle sarsılıyor köprü dakikalarca…Artık o da uykunun zincirini kırıyor… Bu ihtiyar haliyle köprü …
Şub 23
Yel Değirmenleri
Yaşamak azaptır çok zaman,Dualara açıldı ağız.Tükendi dizlerde dermanAkşamı bulamayacağız. Sürülerini götürdü BeniisrailGitmek düştü adamlara.İmdada yetişti Ebabil,Kuşlar vurdu camlara. Geceye, göklere minnettarım,Mütarekenin verdiği haz.……………………………………..Gün doğarken bozuldu tılsım,Sokakların çağrısı sabah olur olmaz. Beni kurtaracak biri yok hazırda,Ölümün takibi henüz çok geriden.Mihneti esvap gibi geçirip sırta,Yel değirmenlerine hücum yeniden. Behçet Necatigil Sonraki yıllarda, ilk şiirindeki “azap” için şunları …
Şub 23
Kahverengi
Ahşabı gıcırdıyorEfendimizNazik basabilir misiniz kalbimeSesiniz Gulliver kalıyorTahtakuruları inciniyorEfendimizSaat kulesinden atar mısınız sesiniziOysa nice şarlatandan ıskartaya ayırmıştım kalbimiKutsanmış sokaklarda ayak dirediRoma’dan kalan eski bir kitabe içindeYandı Neron’un emriyleÖksürdüm efendimizAmbara buğday doldurur gibi öksürdümAh bir bilsenizÇürük ceviz ayıklar gibi baktılar kalbimin içineŞişşSessiz olunTahtakuruları inciniyorOturma izinleri bitiyor ayın dönümündeTerkedilmiş sessiz bir mezarlık olacakKalbim ‘tahtalı köy’ kalacak Bu yazılanlaraEn …