Kategori: Türk Şiiri

Seniha’nın Günlüğünden 4

‘Ve ölüm bahçesini buldu’ Oteller imzamdır benim—Ah güzel yaşam! sevgilim ölüm!—Şimdi bir otelin apacı sevinciyim. Ey bardak taşıyanlar, kış ustalarıSonbaharda ne yaparsınızBen ne yaparımKendime başka biriymiş gibi bakmaktanArta kalan bir çift gözü deKimbilir nerde bıraktım.Ah güzel yaşam! sevgilim ölüm!Göğsümden bir düğme daha çözdümSaçlarımı taradımYüzümdeki beni koyulaştırdımPudra süründüm biraz —hayır, iğrenmiyorum artık-Kırıştı göz kenarlarım çoktanÇantamı açtım …

Devamını oku

Seniha’nın Günlüğünden 5

İşteGördünDemek ki böylePencere pervazını —kirli çok—Boyası dökülmüş yer yerLekeler lekeler lekelerİşte, gördün, demek ki böyleKoruklar sarkmış her yandanDonuk, tozla kaplı koruklarVe lacivert bir görülmeyleVeLimanın insan kokulu gürültüsüyleİşteGördünDemek ki böyle.Gördün, görüverdin hemenDemir arabayı rayların üstündeVe tahta bacaklı adamı —güneşe bakan—Bakışlarında bir zamandışılık —öyle—GördünDemir arabayıRayların üstündeVe tahta bacaklı adamıGürdün, görüverdin hemen. DuydunDuydun ki o boşluk sendin. KatedralAyrıca …

Devamını oku

Seniha’nın Günlüğünden 6

— Kapının arkasında ne var— Hiç!, hiçliğin adı— Kapının arkasında ne var— Kapının arkasında mı? tanrı— Kapının arkasında ne var, kapının— Bilmem ki ne var arkasında kapının— Kapının arkasında ne var— Bir bahçe, bir su kovası, içi boş— Kapının arkasında..— İncil— Kapının arkasında ne var— Bir tepe, boşaltılmış onun da içi— Kapının arkasında ne var— …

Devamını oku

Ölü Sirenler

Gerçekte duymadığım sesler bittiÖğleye doğru bir gök gürültüsü yalnızKarıştırdı ortalığı bir süreGök akıttı bir parça yağmurunuVe deniz kuşları umutsuzArıyorken kokularını gölgelerindeSıyırdı bir iki bulutu güneş deYığılıp kaldı yorgunDenizin gözbebekleri üstünde.Bir uyum muydu durgunluk, fırtınayıGök gürültüsünü de barındıran içindeDuyuyorum o tanıdık sesi yenidenTiz bir çıngırağı andıranBenzeyen zil sesine deDaha önce unutmuşum gibi denizdeYankılanıp durdu ara vermeden. …

Devamını oku

kurumuş ve ağacından ayrılmış bir yaprak gibi

sana her geldiğimde ölüm hissiylekurumuş ve ağacından ayrılmışbir yaprak gibigeri veriyorsun hayata benisaçlarımdan ve gözlerimden öperek ayrılığın oğulusun senağacın toprakta gördüğüsünseni ben ufalayamamsen ben dağıtamamben sana hiç kıyamamseni toprak çürütsünağacın toprakta gördüğüysembilirim dal ile toprak arasını da Mehmet Can Doğan

Nasihatler Kitabı Yunus Emre

Bismillahirrahmanirrahim Padişah’ın hikmeti gör neyledi;Ateş, su, toprak ve yele söyledi. Getirdi toprağı çekip besmele,Kendi de hazırdı orda heybetle. Toprakla sudan yaratıp bir cisim,Verdi bu cisme Âdem diye isim! Sonra rüzgâr gelip kuruttu onu,Âdem’in cismi ondandır, bil bunu! En son ateş gelerek ısıttı onu,Isınınca girdi bedene canı. “Can tene girsin!” diye ferman oldu,Padişah emri ona derman …

Devamını oku

Aklıma Düştüğünde

                                                          eşime, Sen aklıma düşünce ellerim tutuşuyor ellerimSen aklıma düşünce yetmişinde ihtiyarKüçük bir sokakla arkadaş, biraz daha yaşasa sanki kıyamet kopacakSen aklıma düşünce Parmak izlerinden tanınıyor; parkta …

Devamını oku

Çalab’ım bir şâr yaratmış iki cihan ârasınde

Çalab’ım bir şâr yaratmış iki cihan ârasınde;Bakıcak di’dar görünür, o şâr’ın kenâresinde. Nâgihan ol şâr’a vardım, anı ben yapılur gördüm;Ben dahi bile yapıldım, taş u toprak âresinde. Şâkirdleri taş yonarlar yonup üstada sunarlar;Allah’ın adın anarlar, ol taşın her pâresinde. Şehirden oklar atılır, gelir canlara batılır;Ârifler cânı satılır, o şâr’ın bâzâresinde. Şâr dediğikleri gönüldür, ne alşidir …

Devamını oku

Divan Şiirinde Güneş

Kıyâmet günine benzer o meh-rûda mehâbet varTemâşâ-yı cemâline ne tâkât var ne kudret var Taşlıcalı Yahya Ol kâmet üzre ol hurşîd sûretKıyâmet güni gibi pür-harâret Mesîhî Ol büt-i sîmîni gördüm sînesi billûr imişGün gibi başdan ayaga bir musavver nûr imiş Üsküblü İshak Çelebi Subh-dem yaturken ol meh üstüme geldi didiÜstüne gelmiş güneş sen dahı uyanmaz …

Devamını oku

Anlam

Ve kayığına bindi,Yanına bir anlam aldı, açıldı. Özdemir Asaf