Kategori: Türk Şiiri

TRAGEDYALAR II

KORO Ve umutlar sonsuzdur. Çünkü en büyük yaslarEn büyük ölümlerden sonra tutulur. EPİSODE Gelirler bir geminin yolcular listesindeki adlarıylaTozlu ve incir ağaclarından örülmüş kazaklarıylaÇağlara göre sıralanırsa çok yönlü ve haritasızYastutmaz bakışlarıylaBir yürek resminden yapılmış yürekleriyleBöylece, gündüzün en müthiş yerinde, gündüzünBaşkalarınca işitilmedik bir yerindeSanki bir yaz bahçesinde binlerce sarı ampulünOnları sonsuz ve tedirgin dünyaya akıtan biçimindeÖyle. …

Devamını oku

TRAGEDYALAR 1

KORO Çünkü bir bir yıkılmakta açsanız radyolarıSokaklar, köpekler, tanrının bütün eşyaları. EPİSODE Biter elimizdeki şey, biter her şeyKalırız, kan gibiyiz, donarız bir tanrısaldaSeslerle ve kırık tırnaklarlaVe donar çılgınlığımız: gemilerde hiçbir kaptan yokYok, çünkü denizler kocaman, ölüler büyükBir soğuk ay soğuk ve tenhaDuyulur. Yalnızlık mevsim olur“Ki çiçekler kendilerini toplar orada”Ve zamanlar boğuşur, sırasız, biri bir ötekinden …

Devamını oku

Farkında mısın?

hikayenin başından sonuna doğru bakarsakben haklıyım hikayenin sonundan başına doğru bakarsaksen haklısın ama birilerihikayenin kalbinde duran insaflaikimizin de yüzüne bakarsaişte o anaynı evi soyarkenyanlışlıkla birbirlerini bıçaklamışiki hırsız kadar şaşkınız farkında mısın? Jan Ender Can

Yolcu

“Şimdi” ve “Burada”olmanın kederine karşı çıkmadım. Dünyada iki kapılı bir han gibi durmanın,buraya böyle gelmiş olmanın,geçene yol açmanın, ki içinden rüzgar geçirmeninne büyük güç istediğini anladım. Durmanın en büyük sabır… İçimde yeryüzü konuştukça anlıyorum ki,bölünmüş bir hatırayım bendünyaya dağılan. Ve şimdi biliyorum, neden,yaş akıyoratımın sol gözünden Birhan Keskin

Harnupun Bağrındaki Çivi

Seni en çok Güver uçurumundan bakarken aradım Uçurum bir milyon yıllık Yüzonbeş metre derinlik Sevgimiz yedi yıllık Ama Güver’den çok daha derin Sonra birden Tutacakmışsın gibi elimden Bakarken uçuruma Uzattım elimi sana Şu kadar bin kilometreden Ve tuttum Güver’in uğuldayan çığlığını Yüzonbeş metreden Duydum senin sesini İki saat ayrımı olan o uzak yerden Sevişmenin doruğundan …

Devamını oku

Yaprak

Yorgundum..köklerimdeki uğultuyla ölümü beklemekten…yaz bitmişti..bir deprem sesi geliyordu..yaprağını savuran ağacın köklerinden. Ben doğurdum seni..içimdeki kaynaktan, acı sudan..ben doğurdum seni, bir hayal için..ödünç bir bahardan. Birhan Keskin

Kırık Anafor

Kıraç, boz ve kurak bir boşluktayımkilimleri rüzgâra karşı astımben buradasapların üstünde öğle uykusundayımdünya aşağıda dağlar uzaktaben küskünüm ama şu yamaç kadarama rengarenk, rüzgârda kilimlerve harman sonu, yorgun yaprak, kaçkın keler. Üzerine akşamın kapandığı gölüm benBir kez hatıra ettim aşkı, bir daha etmem. Seyrek salkımım bağdaGüz geçmiş üstündenve tenha. Göl gibi misin,Göl gibi misin?Göl gibisin hea!Rüyadasın, …

Devamını oku

Yaseminlerin Sabahı

Gökyüzü bulut bulut uyanıyorduTanrının büyük yalnızlığındanAğaçlar birer ses salkımıydı kuşların ağzındaAyın puslu cümlesinde evler okunaksız harflerdiYasemin kokularından bir ışık sokaklardaGittim denizin lacivert bahçesine oturdumÖlümün mü hecesiydim yaşamın mı bilmiyorumArzuyla vazgeçiş canımda halkalanıyorduSes değil sessizlik değil zaman değil mekân değilAğzımda bir çocuktan kalma süt kokularıKirpik ırmakları dil pınarlari parmak yağmurlarıKayaların masalını dinliyordum kumlardanDağlar gecenin merhametinde çıkıyordu …

Devamını oku

Işık Heceleri

Damla damla akıyorsun gözlerimden.  * Şimdi yanında olsam, ağzım dinlesem, saçlarını giyin~ sem, güzelliğinin göllendiği yatağı sevsem, sevsem… Öyle bir hayal ecesisin ki, her yer sensin. Usul usul dökülen mimozalar, azalan limon çiçekleri, ayaklanan hanımeliler, deniz yaprakları, gülen güneşler, rayiha bahçeleri, bulutlu rüzgârlar… Tanrı da senin gibi var oluyor dünyada.  * Günaydın sabah sevinci, uykulu …

Devamını oku

Geldi gam padişahı mahkeme-i hicrane / Yazdılar kayd-ı ebed hicrine eyyamım gel

Geçti sensiz güzelim hicr ile eyyamım, gel,Fark olunmaz gam ile sabahtan akşamım gel. Şamdan zülf-i hayalinle seher-bidarım,Şeb-i zulmetteyim ey şem-i şeb-i aramım gel. Geldi gam padişahı mahkeme-i hicrane,Yazdılar kayd-ı ebed hicrine eyyamım gel. İki kat etti beni hasretin ey kaşı keman,Uzadı servi kaddin tek bu serencamım gel. Zihni sayen gibi bir âşık-ı üftadendir,Vakt-i nev-ruzdur ey …

Devamını oku