kurtalan treni’nde unutulan bir kız çocuğuyıllardan kimbilir dokuz yüz kırk üç müdürsürdürür ömrü boyunca başladığı yolculuğu kurtalan treni’ni sanki rüyasında görmüştürkederli bir yağmur içinde bütün camları buğuluyolcuları bakışarak bir vehameti bölüşür gece rampalarında yalnız bir devin soluğuuyku bastırmıştır cıgaralar söndürülmüştürsessiz bir öfkeyle büyür dışarda simsiyah doğu içkiye dalmış bir subay yok bir kadınla öpüşürkarısı süheylâ …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Gençölmek
Ay mıdır kar mıdır penceredeBoğulmuş çocukları martılara taşıyanKara köpek karşı kıyıda uluyorBence o çocuk öyle gülmemeli Atları çayıra saldım diş kamaştıran erik ağaçları altınaNisan toprağı kalbimde ağarıyorBence o çocuk öyle gülmemeliŞimdi bir kadın çay demlese Bahçemdeki korkuluk nar ağacıdırErken ölmüş, iyi giydirilmişSular soğuyor ovada duran ince gölgesindeBüyük ateşler, kuytu köyler gibi Alınlarına vişne çiçekleri yağanO …
Şub 23
Yokuş Kasaba
Ben burda onu aradım kimdi nerde tanışmıştıkHerşeyi gömdüğümüz o ılık güneşİlkin mintanımı yırttım bir çalılıktaSonra dalgın kalabalıkta dolaştım Orda silah atılır tutulan ayaÇingeneler geçer, dağ köyleriÇökelek indirir, yapağı kavurmaVe dişli kar, o uzun ova yazlarına Şimdi vapurdan insem kimse tanımazYollar daralmış okul da küçülmüştürYoktur bizim eşek otlakta, arkama dönsem Biber dizmişler mi tarhana sermiş kimler …
Şub 23
Tarlabaşında Bir Ben Varım Bir Senin Yokluğun
Bu Tarlabaşında gece bir ben varım bir senin yokluğunİnsanların yüzünü görmeliydin çevredeHarpler yeniden başlamış sanırdınHarpler yeni bitmiş sanırdınDaha bir ışık kalmadıBirşeyler anlatman gerekir bu saatten sonraYaşatman gerekir Tarlabaşından denize yolladığım uğultuŞarkı gibi ses gibi değilİlk defa seni kattım gidilene dönüleneİlk defa sana ermek varİlk defa seni anmak var O kadar çoğaldı bu yaşıyamadıklarımızArtık bıktırdı tek …
Şub 23
Ya’u
Elektrikler söndü dün gece,Zorbela toplayıp satrancın taşlarınıMecburen yattık Simsiyah kediler gibi dolaşıyor koğuştaUyuyan dostların nefesleri.Dolaşsınlar azıcık ! Tam ben de eve doğru açılıyordumŞıpırdatmadan hiç kürekleri,Yanmaz mı o tepemdeki yüz mumluk ışık! Bir kürek mahkumunu Boğazda sandal sefasınaHaklılar, bırakmazlar tabii ama…Ya’u ne güzel şeymiş meğer karanlık! Can Yücel
Şub 23
Uçurum
Bir ağaç sürüsünün üstündenÇok ağaçlı bir ağaç sürüsünün üstündenKesilmiş limon dilimleri gibi düşüyor güneşVotka bardağımın içineBenim olmayan bir sevinç duyuyorum. Kesiyorum durduğumuz yeri ortasındanEy görünüş! seni bir yerinden hiç anlamıyorumDibimde değil ayaklarımın, damarlarındaDerinliğini orda tutan, ordan harcayanUçsuz bucaksız bir uçurum. Zamanla değil, bir yerdeBenim olmayan bir şeyle yaşlanıyorumGeçiyorum ilk şeklimi tüketerektenAğır ağır yanan bir tuğla …
Şub 23
Başım Dönüyor İkimizden
Çocuklar ekmek yiyorlar gibidir sesin Ön dişleriyle belli belirsiz Bir martı kalıyor gibidir hiç olmayandan Çünkü biz ikimiz de çirkin değiliz Evet mi hayır mı pek anlamadan. Ne biçim bir sestir şu bizim dalgınlığımız Bir tayın dişinde ince taflan Az yaşlı bir kadında göğüs uçlarının Yanarak sımsıcak bir kedinin ağzından Dönüp iç çekmesine gece kuşlarının. …
Şub 23
Sıcak Buz
kabarmış hindi çatlatan bakışıyla geçti sokakların kılcal damarlarındanaşk vurdu onu / artık her şey kırılabilirki üstlerine deniz attığı kadınlaronun adalarından kurtulupkorsan şarkılarını unutana kadarağustos öğlelerinde bileıpıslak kaldılar aşk vurdu onu / artık her şey kırılabilirher şey kırılabilir / su bile Akgün Akova
Şub 23
Bengal
gözlerime yükledim seni gözlüğüm tutuştuomurgası çatladı zamanın gelecekten düşünceonu götürdüğ’müz hastaneninen acil servisindeo bal rengi bacaklarına dinamitlendi içimküçüğüm, küçük kadınımtransistörlü radyomda geceler boyu aradığımbir gidip bir gelenyitik bir uzun dalga istasyonu gibisinnisanevet o mırmoruk nisan şemsiye sürüleri düşlerpeynir ekmek sesine uyanırken pomfuruk mayısalev halkalı küpelerini sıyırırsın gülümseyerek evden kaçan Bengal kaplanlarınınsıçrayarak içinden geçtiği küpelerin en …
Şub 23
Var
Şu senin bulutsu sesin var yaUçtan uca tersyüz ediyor geceyi Yataklar var konuşmak içinÖpüşmek için telefon kulübeleri Güneşler var, yıldızlar, samanyolları,Karpuzlar gümbür gümbür kapılarda. Tanrılar sofrası amma karanlıkYiyemem tek lokma yiyemem orda. Şu senin tutkulu sesin var ya:Ortak güzellik artı yara izi. Tutar ellerinden kaldırırsınAdı kötüye çıkmış tüm sözcükleri. Yeni törenler gerek bizeYeni törenler -kimi …