1. Rahmete açılan bir gökyüzüydüÜstümüze yıldızlar serpenŞefkatli bir anne gibiydiSeni bağrına basan toprakMümin mütevekkil bir güzel adam içinÖlümün müthiş ve gizemli sorularınaAğrılarımı iyileştirenSakin cevaplar bulabilirdimCesur olmayı dener“Yaşamak” bu diyebilirdimİçimde bulutlar hep böyle kabarmazUysal gözlerle bakardım sanaHafta sonlan parkları sevebilirAnılarımı bir tablo gibi asardım duvaraSöylenecek sözlerim olmasaydı hayata 2. Oysa yine çocuklar var hayatımızın ortasındaGüzel yüzleri …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Seni Seviyorum
Seni seviyorumçağladıkça coşan suestikçe dellenen rüzgarekildikçe anaçlaşan topraköğütler bunu bana seni severkentürküden türküye geçer ırmaktoprak yaz yağmurlarıyla oynaşıröğle tozlarıyla dolanır rüzgar ufkuadınla uyarırlar beni seni seviyorumbağda çillenen salkımdalda allanan meyvaöttükçe kendini tüketen kabakçı kuşuöğütler bunu bana seni severkenyaz güneşi şehvete boğar bahçeyikükürt adetleriyle solar bağ yapraklarıballı incirde yaşar -bin bir cilveli- aşklarınıturunç gerdanlı kuşlarhaberler getirir …
Şub 23
Bir Sevda Türküsü
Sokul yanıma,çığlıklar dolarken kentin sokaklarınayirmidört ayar yankılar düşer dağlardan.Üşürüm kar giyinmiş ağaçlar gibisımsıkı tut ellerimiki,bir kır çiçeğikorkusuzluğuna ulaşayım.Tuz ekmek ve şarap kadar kutsal,okunması düşlenen bir kitabınel değmemiş koyakları kadar gizemli,sevdaya ait ne varsa içimdesırtımda taşıyorum akşamları.Rüzgarın baştan çıkarıcı çağrısına kapılıpipini koparan uçurtma gibiçılgın olmak istiyorum,bu yüzden,görmüyor musun kollarımsana uzanıyor savaş alanınıntam ortasındanPeşimde kanıma susamış canavarlar …
Şub 23
Gel Bahar
Ben mi çıldırmışım, sen mî delirdin?Yalvaran sesimden bu kaçış neye?Git dediğim zaman koşar gelirdin, Gel şimdi de inan bu efsaneye! Şimdi günler birer peymanedir gel! Yıllardır kaybettim o tatlı sesi, Bir türlü içimde ötmez o bülbül, Bir ömre bedeldi bir tek nağmesi, Hem ötmez, hem içten gitmez o bülbülKalbim sükûtuna kâşane oldu.………… Hasret dedikleri zorlu …
Şub 23
Son Hatıra
Adını ellerimle çizdim altın kumlara,Küçülen gözlerimde kurudu son damla yaş;Kumsal, deniz, sal, rüzgâr senden en son hatıraSolan ruhumda sana bembeyaz bir soğuk taş!… İşte, rüzgâr esiyor, dalgalar coştu yine,Kumlara işlediğim hayalin de kayboldu,Hicranınla yanarken ben derinden derine,Karşında, solan yüzüm gibi, güneş de soldu… Dalgalar, sürükleyin beni de enginlere,Kumların arasında ben de bir parça taşım…“Ayrılmayız beraber …
Şub 23
Bu Şiir Kömür Kokar
öyle insanlar gördüm ki ölüm peşlerine düşmeye korkardı kılları uzamış hayvanların yanı sıra ya kuyulara iniyorlar ya kuyulardan çıkıyorlardı kazmaları kürekleri lambalarıyla ya insanlar gibi toprağın üstünde ya köstebekler gibi toprağın altındaydılar bir düdük sesinde bütün şehir ayaktaydı dağlara tepelere doğru bir ayaklanmadır başlıyorduikinci düdüğe kadar bütün şehirde tıs yoktu uyudum uyandım hep aynı seslerdi …
Şub 23
Çaylar Kuyusu
Ana, kardeş çocuk bıraktılar geldiler, Yeryüzünden yüz kırk metre aşağıya indilerBir uğultu duyuluyor, neyleyim neyliÇıkamadılar tam kırk sekiz kişi idiler…. Yüzbeş işçi indi yeraltına bir postadaKırksekizi kaldı yeraltında bir postadaİncir Harmanı bölümünde Çaylar KuyusuAğır olur kara gözlü kömürlerin uykusuÇeker kucağına Ereğli’den, Devrek’tenNice uykusuz garipleri bir anda uyuturÇaylar Kuyusu derler bir derin kuyudur. Ceyhun Atuf Kansu
Şub 23
Barışma Rubaisi
Sönmüş sanılan ışık, bir anda parlarDostun sesi, tekrar sevinç ısmarlarBir buzlu soğuk sisli bulut, nur kesilirKuşlar ötüşür yerde erirken karlar Hüsrev Hatemi
Şub 23
Karakavak (4)
Bir ney sesiyle hıçkırık, Karışık…Edirne yolunda tipi, Önce serpen, giderek yoğunlaşan karÖlüm yine salınıyor sekerekAh Ölüm, Ah Seeen, boğazına dursun ham çökelekSen Edirne, sen neşeli günlerimde bile…Hüznü kulağıma bağıran diyar…Uzakta tahammülfersa çay bahçeleri…Kenara yığılmış ve örtülüYaz mevsimini bekleyen masalarBenim beklediğim gelmiyecek ve ayrıcaBeni de bekleyen yok. Hüsrev Hatemi
Şub 23
Karakavak (3)
Gece, aranıyordu yine arıyordu sızacağı ruhlara yol…Ruhlar olmasa Gece nedir ki? Geceler nedir ki…hepsi geçicidir…Vurulmaktan korkar gece…bu sebeptenVurur İnsanları canevinden evlerinde…Vurur insanları tarlalarda, ormanlardaVurur insanları otoyolda bulvarlarda…Gece ülkesinde soluk daralabilir, Gece yaraları en onulmazı yaraların. Hüsrev Hatemi