Kategori: Türk Şiiri

Yenik Serçe

Iyabanve asidağlara dağılan taylar gibive yangıngençliğinin alazında ışıltılı bıçaklar gibi adana’da yollara dizilmiş garlardaçığlık çığlığa peronlardaçocuklar gibiydi gözleri /adı nevinşarap içer, rüzgâr giyerdi geceleyin…/ IIo, kanadı kırık bir kuştubeyaza vurulmuştukimseler görmnedi bir başka renk sevdiğinikimselergörmedi kimseler kirlendiğini… /adı nevinhüzün kokar ve korkardı geceleyin…/ III“kendini martılarla bir tutma” derdim; “senin kanatların yok. düşersin, yorulursun, beni koyup …

Devamını oku

Diyalektik Mutsuzluklar

bir uzak sabah denizidir gittiğin kapıellerinde rüzgârın taşınmaz çamurları varköpürmüş soylarımı toplarken çürüyen yanlarımdaninan batmış şehirler gibi onarılmaz anılargözlerinde unuttuğum o eski aciz mirasalmaya gelsem soluğumda dalgın yosun kokusubiliyorum artık hiçbir gemi beni taşımazve yeniden büyür içimde mağrur bir zakkum gibiterk edilmek korkusu susarsın bir silahsızlanma akşamısusarsın dudaklarında ıslıklar kanaröpülmez dudakların ıslık yarasımavzerdir dokunmalarım kirvem …

Devamını oku

Arkadaş

Bugünlerde bir akşam, şehrin aynalı gazinosuna ve aynaların içineSelim-i salis gibi oturacağım.Önümde rakı, dışarda akşam, akıntı,kayıklar ve gelip geçen,Meyhanenin kapısından, iki elini gözüne siper edip bakan birisi:“Bu herif aşık!”, diyecek.Saçları perişan, dudakları mürekkepli, halibencileyin serseri bir kızıBüyük bir sandal-Akıntının içinden çekip-Rakı kadehimle benim arama bırakacak.Diyeceğim:“Bu akşam değil, bir başka akşam, seni alıpbir kocaman şehre götüreceğim:“O …

Devamını oku

Konuğum Ol

Bir akşam konuğum oloturup konuşalım biz bizeAnıların çubuğunu yakıpuzatalım geceyi biraz Geçmişe bir el sallayıpyaşanan günleri konuşalımve günlerin üstüne çökendumanlı, isli havaları Kendimize daha az zamanayırsak da olur gecedenÇünkü boğulabilir insanyalnız kendini düşünmekten Kapağı açılmayan kitaplarunutulmuş aşklar gibidirKitaplardan söz edelimve onların gizli kalmışsessiz tadlarından Sabaha doğru perdeyiaralayıp ufka bakalımve bir çocuk gibihayretle seyredelimgüneşin kızıllığını Konuşulmadan …

Devamını oku

Sonsuzluk

sonsuzluk böyle bir şey dediellerini açarak iki yana kocamandenizi gösterdi. deniz, bir taçtaki pahalımücevherler gibiparlayıp duruyordu gece içinde. sonra ansızın burgaz’dakilise yolunda beyaz bir kızavuçlarında bahçelerdentopladığı hanımelleri, sımsıkı. yaz, iskeleden kalkıpbaşka bir denize gitmek gibi,ya da yaslı bir günde mızıka sesi,hem acı hem hevesli bazen. ansızın yitirdiklerimiz aklımızda,ölenler, ölmeden gidenlerve yaseminler sonra bembeyazve inci kolyeler …

Devamını oku

Kal ve Unut

bildiklerini unutbaşka bir şey anlatacağım sanauzun bir zaman sonrakurtarıp kendimirüya göremeyen insanlardangeri döndüm yalnızlığa. yağmurlar hep yağar, insan yaşadıkçahuş ormanında kuş sesleri arasındasıkıca sarıldım kendimeardino’da sarı saçlı bir kız çocuğuel sallarken öksüz bir penredensustum ve bildim işteinsan başkası değildir kendinden. kal ve unutadını sayıklarken anlamadığın bir şarkıdaağaçlar, dağlar ve ölü bir koro kal ve unut,küçük …

Devamını oku

Kış Güneşi

kış güneşi,sen hiç bir rüyayı çaldın mı? seni düşünürken birileri kar içindeaklına geldi mieskiden çok sevildiğin. yağmurlar iner ve kalkar üstümdensu döner durur bütün gün gövdemdene çok yaram var açıp baksana. bugün, dün ve önceki günhayatın boş olduğu… bir aşkın üstünden koskoca zamangeçse de, senin de unutamadığın oldu mu? sonra küçücük bir bebekmavi gözleriyle gülümseseseksenden …

Devamını oku

Sabah Yıldızı

Kervanım geçiyordu yıldızların kırdığı şiirlerimdenToydum, inanıyordumGeceler geçerdiSabahları biliyordum Benden önce gövdeme inmişSırtımı ağırlaştıran kanatlarım Gün bildi, çakıldım, kuşlarla kalmıştı bakışlarım Tarihten acı çekenlerle göçüm kendimdenGezdim, gezdikçe unuturum sanıyordum yeryüzünüSinmiş şehirlerde yabancı yüzlerle konakladımAteşi kestim, konuşamadığım dillerden bir dünya yaptım Kavmimin karanlığı içinde unutkan kervanlara dağıldımbaşka adlar altında kendimi kimseye göstermedenbir uçtan bir uca gezdim yaralı …

Devamını oku

Aşk ve Akşam

Akşamı güneşleyen su,aşk ve güvendir çatışıp durduğumuz…durmadan bir iç çekiş bedenle ruh arasındapaslı çivilere asılmış kalabalıklardansavaş alfabesidir dudakları upuzunküçük kalpli adamlar. Taş ve rutubet birbirini uyurken,seni sevdiğim bütün yerlerde cam ve ateşmerhametim de yanıltıyor beni, aynı seslerdenbinlerce bedende geziniyorum içimikendi teninde bir bıçakla oynaşıyor rüzgârım vekaba bir yağmurun elleri kalıyor içimdeki kasabadataş toza dönüşüyor. Aşk …

Devamını oku

Sihirli Değnek

Bir sihirli değneğim olsa; vurduğum yerde güller açılsa, Uçan güller… Bir sihirli değneğim olsa; vursam bir nar ağacına, narlar çatlasa kahkahadan… Ve bebek yüzlü kızlar, uzatsa başlarını tane tane dallardan… Onları ceplerime doldursam, bir masal ömrü sürmek için götürsem billûr sarayıma! Ercüment Behzad LÂV