yalanlı dolanlı alçak doğruca yaşanmamış birbir gözsüz kulaksız elsiz ayaksız güdük bir günbütün yitiklerim karalarım üstüste üstüste bütün karışıklığımgelip geçtiğim macera şu kadar binler yıllıkşu kadar binler yıllık karalarım karışıklığım üst üsteusul usul insan insan ölüm ölüm üst üsteşu kadar güneş şu kadar su şu kadar su yılanı şu kadar düzenben sebepliyim denizlere aylara kavgalara …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Bir Yitişten Sonra II
Geçmişin zonklamasıdır yüzümü suya tuttuğumdaEtimi geren mozaikSayısız miller katettim orada bulununcayaVe su duruldu birden. Balık yumurtaları, nektonlarÇekildi herbiri bir yanaYükseldi o derinliğin çarpıcı sesiDedi ki bana, insanBir bilgin de olabilir, ceketi omzundaBir ruh da. Ve dal yonta yonta büyütülür. Bir tükeniştir inmek anılara daGeçmişin balkımasıdır suYaşamın giz geçirmez örtüsüdür toprakVe sen istersen şapkası yana kaykılmışBir …
Şub 23
Gökkuşağından Darağacı
Şimdi’nin bedeni yok,Yontuyor geçmiş bilgisiylegelecek belki olur diye taşı,taşını kokluyoryontu dağılıyor… Şimdi’si yitikbundan boyuyorboyuyor evine aldığıağacın üzerine tüneyipduvarını, tavanını, geçmişive geleceği ve her yanını;dal kırılıyor… Şimdi’si yitikdiziyor diziyor notalarını,göğe ışık üzerine boncuklarını,ucuza getiriyor varlığınısonsuzun sessizliğiylesonlunun gürültüsü arasında,O bitirince kıyısında gezindiğiyol çöküyor… Şimdi’si yitikbundan yazıyoryazıyor enine boyunaiçini ve dışını ve yerive göğü ve suyu,bindiği kadırgao inince …
Şub 23
Şiiri Yazılamayan Şehir
Gökçe atlar üstünde fethe uçan cihangir:Bu pürfüsun şehire nasıl yazılır şiir? Bir masal diyarının gölge-ışık Kaf’ınıKalem çizebilir mi mânâ fotoğrafını? Medine-i fâzıla, kutsanmış dersaadetİstanbul sevda gibi, ölüm gibi mücerret Yakamoz şehrâyini, tılsımlı, aşkın-verâSözle şerh edilemez bu ilâhî manzara Sanatın bütün sırrı mazmun olsa yine zorİstanbul nûr revnakı, İstanbul bir metafor İstanbul şiiristan, bedestân pazarıdırİstanbul, mâverâya …
Şub 23
Necid Çöllerinden Medineye
Yâ Nebî, şu hâlime bak! Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca, sahranın; Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın! Harîm-i pâkine can atmak istedim durdum; Gerildi karşıma yıllarca ailem, yurdum. Tahammül et!” dediler… Hangi bir zamana kadar? Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var! Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak; Önümde durmadı artık, ne …
Şub 23
Haikular
Ne bayram ne yarBırakın uyuyayımBenim uykum var AteşböceğiÖzlüyor seni şimdiYaz geceleri Soruyor bülbülÖyle güzel açar mıSevilmese gül Gün gitti amaRessamı kıskandıranRenkler orada Cavidan Tümerkan(Şiir Ülkesi 27, Ekim 2004)
Şub 23
konu bu değil
bir türkü dinlersiniz, eşlik edersin sen, “hangi bağın bağbanısan”bir aşk oluverecek kadar bir aşinalık değildir ama konu bu değil fakat konu bu değil, türküye eşlik etmen, aşk yahut karabasansaat çok geçtir, birinin iniltisi dokuz yaşında, beden ve ateş bunca yılda birkaç alfabe öğrettiler bana, biri arap biri kirilorak çekiç ezilen halkların sosyolojisi, ezilenlerin pedagojisi ve …
Şub 23
EYVAY!
Sonra dünyaya döndüm; kredi kartlarıma, zaman aşımı faizine, icra memurunun insafına kalmış itibarıma, elektrik faturası kuyruğuna, dünyada ödenmesi gereken borçlarıma, döndüm, muhâneti muhannet edinmiş dostlarıma, kalpleri mühürlenmişlere Sonra dünyaya döndüm; hatırlamadan olma gözyaşına, geceden başka çağ yok, biliyorum, yerinden çıkan tekrar dönemez yerine, bulamamışın yazgısıdır keder, böyle çizilirmiş kavis insanın yüzüne, döndüm, ah! iddiasını yitirmişin …
Şub 23
Uzak Bir Ülkedir Gülmek
Yağmurlar da diner, ölür gibi sonundaGecede bir yıldızdır hüzün yanar da sönerAcıya süreğen yurt olamaz insanBulut olup dağılır içimizdeki keder Bir zamanlar ben de mutluluk harmanındaDolanmıştım, sanki bıçkın bir dövenTopraktan ağan o hoyrat türküArdımdan yankıyan bir ağıt oldu birden Az çok ben de bilirdim sevda denen bilimiGenişlerdi damarlarım bir ırmak yatağıncaYolum düştendi; uzun; sevinç, yol …