Kategori: Türk Şiiri

Hür Kuşlar Tufanı

Ellerine doğmuştuk hevesleIrağın olduk şimdi seninKapılar yüzümüze kapandı bir birİnandık ki dünya gelip geçilen yerGeçip gitmek yaşanacak her şeydir O ince zekâ, kılcal bilgiOlabilir saymıyor biziBiz ki, gövdesi varsa oyuz dünyanınBu yalın ayakları, bu sakar elleri Bir adacık oluyoruz konduğumuz her yerdeOrada, öbür adaların yanındaBir adacık, ki herkes bir boz, bir maviKendiyle uğunan kumrularızSavrulan toz …

Devamını oku

Evimize Gidelim

                 “Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar”                                     Behçet Necatigil’in anısına Gözümde tüttüğünüz bir akşamüstü sezinledim Yaz dönemi, hüzün kana karışmadan önce: – anılar derin ve dar – Düşlerimi okşardı mine gözlü bir …

Devamını oku

Çocukluğum

Çocukluğum, çocukluğum…Uzakta kalan bahçeler O sabahlar, o geceler, Gelmez günler çocukluğum. Çocukluğum, çocukluğum… Gözümde tüten memleket. Artık bana sonsuz hasret, Sonsuz keder çocukluğum. Çocukluğum, çocukluğum… Habersiz ölen kardeşim, Mezarı bilinmez eşim, Her bir şeyim çocukluğum. Çocukluğum, çocukluğum… Bir çekmecede unutulmuş, Senelerle rengi solmuş, Bir tek resim çocukluğum… Ziya Osman Saba

Acının Coğrafyası

kente kapandık kaldık tutanaklarla bellisirk izlenimlerinden seçmen kütüklerindenyüzlerimiz temmuzdan ötürü sallanır ve uzarve her köşe bir tuzaktırbirer darağacıdır her meydan saatiöğle vaktini kesinlikle gösterenoysa hep güçlü dağları görmenin zamanıdır çığlığım uzun uzun kalır içimdeyani güller giyinmiş bir adam nerde ben nerderüzgâr bir dirimi dört yöne bölerken tepelerdeve gece duruşmasından yeni çıkmışkensabahın terazisi eksik tartar gölgemi …

Devamını oku

İstersen Al Götür Beni

Ölümsüz gülüşünle başlıyorumHer güzelliğe her sevinceBir yağmur ince inceSürerken beni başka zamanlara Zamanla yorgun hanlaraDönüyor işte gördün her şeyimKuru topraklar gibi dağılıyor belleğimSınırsız bir boşluğu süre süreYorgunum çok uzaklardan geldimKaygılar sıkıntılar yaşadım uzun uzunKorkuyu yakından tanıdımÖlümsüz düşmanı oldum korkunun Şimdi bakışınla bağlanıyorumKocaman bir dünyaya umutlaBir akşam aşılmaz kaygılarÇağırıken beni sozsuzluğuma Sıcaklığın beni alıştırıyorSoğuk ve yağmurlu …

Devamını oku

Aziz’in Kararan Gülleri

i. yıldızların yıldız olmak hakikatindenkurtulamadıkları o yerdebeklenen sabah değildir artıkbeklenen korkudur yüreklerdeayaklarını soy ve çık tepeleretepelerin acısını duyduy varlığınıneden yaratıldığını ve öylece kaldığını.ay tanrısı güneşe bakıyorve bir tanrı daha oluyorderken zaman yaşlanıpakmıyor.gece yol alan atalarından söz ediyor birigece için gittiği haccı bilmeyen atalarındanonlar hep gece yol aldılarbu yüzden insan oldular diyormiraçları mutlaktıkalpteydi. ii.bir taşın işlediği …

Devamını oku

Sözcükler Acımızı Doldurmayacak.

Siyah örtüyle kapatılmış, ölme hazırlanan bir gelin gibi duranmasada, konuştum onlarla.Yanımızdan bir şair hırsız gibi geçti. Sözün uçurduğu gövdesiyle.Şairlere baktım. Hepsi bir gölgeyi dolaştırıyor.Bir köpeği dolaştırır gibi. Sözcükler acımızı doldurmayacak. Bejan Matur

Ayinler

1. Ayin bir daha ne zaman böyle bir yolculuk olacak,bir daha ne zaman ve hangi yolculuktaböyle bir yol, böyle yol arkadaşları,böyle bir yol hikâyesi,böyle bir mola,molada böyle dolu dolu bir gece olacak?bir daha ne zaman böyle bir gece,gecede böyle bir dağ ateşi,ateşin çevresindeböyle güzel yarenler,böyle cömert bir sofra,böyle hayattan tatlı,ölümden keskin bir şarap olacak?bir daha …

Devamını oku

Şiir Dediğin

I şiir dediğin, ruhun sığdığı her yere sığar, suyun aktığı her yöne akar…   tüylerinizi okşar, derinizi yakar; beyazsanız zenciyi, zenciyseniz beyaz adamı dener yüzünüzde ya da ruhunuzda.   geçmiş, şimdi ve gelecek arasında çerçi gibi dolaşır, gezgin otacı gibi…   tazı gibi koşar, arı gibi sızlanır, tavşan gibi bazen dağa yokuşa koşar.   takarsa kafasına savunur kanının son damlasına kadar                         haremi ve hilafeti ve ayakta tutar hüzün imparatorluğunu, ayakta …

Devamını oku

Köşe Şairi

Bunca çimen, bunca çiçek, bunca ezgi,                                                                  bunca ahenk Ve oyun ve sanat ve rüya ve gerçek… Bin bir yüz, bin bir maske ve mizansen karşısında Kaya gibi yerinden oynatılmaz şairler, ‘Sarsılmaz’ şaireler –farkındayım, farkında-             ııh! deyip dudak kıvırıyorlar bana.   Eleştirmenler kem küm edip susuyor. İsimsiz ve çehresiz okursa, daha güzeline, daha                           görkemlisine zaten alışık gibisine Okuyup geçiyor, okuyup geçiyor                                   benim ‘şen’ terennümlerimi. Ve tüketerek, böylece, gizliyor faniliğin –sanatmış, bilgelikmiş, …

Devamını oku