Kategori: Türk Şiiri

İlk Vasiyet

-Oğlum Deniz’e- 1Ben bütün yenilgileri yaşadımKalmadı sana hiçbir şeyOğlum, biricik muradımBir su damlasıdır kapıyı gözler Tükürür gibi bakıyor yüzüme dünyaKırılmış ağacımın o tek sürgüsünüOğlum, biricik muradımBenden ötelere döndür yüzünü 2Uzun bir sözcükse ömrümOğlum, son iki hecesin senGünüm geceye ilikliYanımda yok bir kimsem O küçücük odada soluğunMavi resimler çizer havayaAvludaki kiraz içini çekerElma, armut, akasya Artık …

Devamını oku

Karla Gelen

geldiğin gece kar yağmıştı kentin üstünegökyüzünden sorular düşüyordu hiç durmadan.nasıl da kalabalıktın sen; bütün kollarımlasarılıyordum da vücuduna, kapıda kalıyorduyine de bir yarın… ilk o zaman anlamıştımbu eve fazla gelen bir yanı vardı bu buluşmanınve daha o geceden belliydi, aşkımızınboyumuzu aşan yüzlerce ayak izindenve kar sıcağı sorulardan yapıldığı. alıştığımız bir şey değildi oysa, karda tipidesulara düşmek …

Devamını oku

Batık Gemi

Batık bir gemi yüküyüm dalgıçları bekleyenBir dalgın dalganın elinde sürüm sürüm inleyen kimToprak çatlar çatışmalarda kahrından, dağlar sığınılmazOlur ayazına sığılmaz, buzuna ve yalnızlığına, artık kızKaçırmıyor delikanlılar al atlara binip naralarıylaKaçıyor akpak kızlar bir bir ellerden başka yataklaraGiden gelmiyor bu ne biçim iştir içli şarkılar dinlenmiyorPencere camları kirlenir kimse oturmuyor mu burda denirBalkonlara su dökün de …

Devamını oku

Bahtsız Deve, Çöl ve Kutup Ayısı

Kendime ilân ettiğim savaşta otuzdört yıl devrildiDevirdim düşlerime bahşedilen çamları daNiçin bütün güzel kadınları seviyorum ama birine aşığım?Ah bu yanıtsızlık belki ömrümün nişânesiSayım yapıldı: Düşlerinden bir adım geridesin ve ömür böyle bitebilir Aşk böyle sona erebilir, nasılsa alışıldı bir mevsimin henüz tamamlanmadan elvedasına İklim böyleymiş, külâhıma anlat, güya bahanesi de hazır şarabı devirmenin Oysa seninle her an karşılaşmanın …

Devamını oku

Milenyumun İlk Özeti

Şairlerin yağmuru es geçtiği yıllardayız Tosbağa meraklısı diye ti’ ye alınanlar birer galip sayılır mağlup Çocukların adlarını nüfus kütüklerinden silmek üzereyiz  Damla Çağla Nehir Bulut Yok artık, hiç olmayacak uzun bir zaman  Aşklar zaten birer cirit oyunuyduKimse duramıyor azgın atın üzerinde  Herkes birbirine borçlu Bir cebinden umut eksiltenÖtekine hüzün depoluyor anında Yaşı yirmiye varan efor …

Devamını oku

Ömüryiyen

Nasıl bir hırsla çıktıysam o mahşeri kıtlıktanLanetlenmiş bir obur oluverdim sonundaHer şeyi rüzgâr hızıyla tüketebilirim  Hayalleri, umutları, ütopyalarıOlmamış sayabilirim bir andaYüzüm asitlerle yıkandıkça matlaştı  Nefretimin aynasına dönüştü zihnimÖfkemin salyasından serumlarla doyupKahrettiğim her şeyin donuna girdimHazlar acılar gündelik maskem olduBazen iskeletimle bazen gölgemleBazen hıçkırığımla dans edebilirimHıncım bile zarifleşti zamanlaDuygusu belirsiz huylar edindimTükettim eski dostlarımı bir birYenileri …

Devamını oku

Ağrı

Kendime bir doğum günü hediyesi Can evim ağrımıyor aşikâreBen uyanınca hayat uyanıyor…Ona uyuyor rüya…Her şekli alıyor toprakçeşit çeşit, renk renk, kat kat…ekmek, pasta, çörek…ismim tekBir kelime…daha deminBedenimi zapt eden ârazDurmuyor zaman iki ayrı oda içinde Kapılarla dolu kuş evim…iç içe Büyük…firar başlamıyor yine deBen yürüyünce su yürüyor…Ona uyuyor hayat…Kök, dal, yaprak kardeş oluyorBir anda saplanıyor …

Devamını oku

Yüzüm Bir Kentin Anı Defteri

Ben ki ömrübillah at görmemiş bir nalbantHiç bir yere çıkmayanBir sokak hüznü içimde, güpegündüzTemmuz bitti, Ağustos ortasına geldik ne çabukAsfalt yolun dibinde açmışSapı ziftli o gelincikBilmeyecek ne varGün gibi yalnızlıkHangi sokağa girsemSonunda, kendime çıkıyorum geneÜzgün bir kuşla üzülen bir gökyüzü üstümdeAğzımın kenarındaYılların kırgınlığıyla doluÜsküdarca bir gülümsemeGeri verecekmiş gibi eski sevincimi– Günde kim bilir kaç defa …

Devamını oku

Yol Sonunda Reddiye

Kimse ihtiyaç duymasaydı sevgiyeGüzel ve kısa anlardı. Yoksa hayalim,Hayalimle mi dolmuştu billûr şişe?Itır yok, şişe boş, hiçlik kasırgası;Duygu tanımaz bir karayel işte…Bir karayel bu şimdi kasıp kavuran,Son yolculuğunda yürek kadırgası.Suç onun, sevgiye ne gerek vardı…Dost sesler mutluluktur ıtır dolu ve billûr,Bir gün boşalır içi bir sesin, mâlum olur, Artık kalbimiz kutup denizinde ve yalnız.Tanrım suç …

Devamını oku

Maktul Yürek

Keskin ağzından ayrılık kılıcının,Yüreğimin yediği darbe, Bu acının; En uç örneğini bana tanıttı: Neden kısas uygulandı ki yüreğime? Ne suçtu ne de bir suça kanıttı, Eski Dünya’nın ölümünü seyretmesi… Yılları yele vermiş olması da belki İkinci bir ağır suç sayılarak, Nâhak yere zaman yargıcı, Yüreğim için bu hükmü verdi. Görmeden sevdiği kentler: Bağdat, Saraybosna ve …

Devamını oku