Ben ki ömrübillah at görmemiş bir nalbantHiç bir yere çıkmayanBir sokak hüznü içimde, güpegündüzTemmuz bitti, Ağustos ortasına geldik ne çabukAsfalt yolun dibinde açmışSapı ziftli o gelincikBilmeyecek ne varGün gibi yalnızlıkHangi sokağa girsemSonunda, kendime çıkıyorum geneÜzgün bir kuşla üzülen bir gökyüzü üstümdeAğzımın kenarındaYılların kırgınlığıyla doluÜsküdarca bir gülümsemeGeri verecekmiş gibi eski sevincimi– Günde kim bilir kaç defa …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Yol Sonunda Reddiye
Kimse ihtiyaç duymasaydı sevgiyeGüzel ve kısa anlardı. Yoksa hayalim,Hayalimle mi dolmuştu billûr şişe?Itır yok, şişe boş, hiçlik kasırgası;Duygu tanımaz bir karayel işte…Bir karayel bu şimdi kasıp kavuran,Son yolculuğunda yürek kadırgası.Suç onun, sevgiye ne gerek vardı…Dost sesler mutluluktur ıtır dolu ve billûr,Bir gün boşalır içi bir sesin, mâlum olur, Artık kalbimiz kutup denizinde ve yalnız.Tanrım suç …
Şub 23
Maktul Yürek
Keskin ağzından ayrılık kılıcının,Yüreğimin yediği darbe, Bu acının; En uç örneğini bana tanıttı: Neden kısas uygulandı ki yüreğime? Ne suçtu ne de bir suça kanıttı, Eski Dünya’nın ölümünü seyretmesi… Yılları yele vermiş olması da belki İkinci bir ağır suç sayılarak, Nâhak yere zaman yargıcı, Yüreğim için bu hükmü verdi. Görmeden sevdiği kentler: Bağdat, Saraybosna ve …
Şub 23
At Avrat Silah
Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskunSırtımdan kaç güneşi aşırtarak yürüdüm. Yok.Damarlarımdaki alkolü kolonyayla sildim.Yok. Yükseklik korkumu dirseğimle dürterekKentin bütün üstgeçitlerinden geçtimEvlerde kabuk bağlayan yaralarımı dışarıda rüzgar örseliyor Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskunYok. Sevgilim. Olamadım. İçkilere daha bir dadandım.1182734. Mesai saatlerinde aranılacak. Yok.Artan her günüm sanki ölüme ekleniyor… Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. …
Şub 23
Güneş Saati
Bu nemli, bu bunaltıcı gecelerde, pencereninÖnündeki dallardan bir kafes örerim kendimeGüneşli günlerde doğurmuş anam beni, neyleyimGökle denizin seviştiği yerlerde gün boyuBıkıp usanmadan bakmam için, evime mavininBütün tonlarında perdeler astım sevdiğimGece, düşlerde sürdüreyim diye bu yolculuğuBir güneş saatiyim ben kendi halimceBir güne bakanım belki de, doğudan batıya dönerimAlnı gökyüzüne dönük bir güneş çocuğu…Bu karanlık, bu ıssız …
Şub 23
Kalıt
Acım, beni bir gün boğabilirKalırsa bir çığlık benden kardeşlerKoruyun, saklayın onu ne olur. Her insanın kendince bir tarihi vardırBir seyir defteri, ağaca atılan çentik belkiHani bir gün dönülür de bir şeyler anımsanır. Kimsesizim, dalsızım, duraksızım şimdiYaşamla aramda çözülmedik ne kaldı?Bütün köprüler atılmış, yollar yokluğa çıkmıştır. Yaralarımı sağaltacak söz nerde?Bazı kitapların altı çizili yerlerinde mi?Şimdi her …
Şub 23
Kül Altındaki Kor
Gökteki bulutlar yüreğime yağıyorBende iki dünya çarpışıyor artıkBiri umutlu, devingen, gözüpekçe yaşıyorÖbürü masallarda sarhoş ve ezik. Toprağı avuçlarımda eliyorum usulcaBir kum saati gibi akıyor ömrümTükenecek bir gün o kumlar da, ey doğaTekrar doldurmak için kalacak mı Güneş, daldan dala sıçrayarak yürüyorBir neden var mı mutlu olmamam için?Daha ne kadar yaşadım ki şunun şurasındaAdını biliyor muyum …
Şub 23
İlk Vasiyet
-Oğlum Deniz’e- 1Ben bütün yenilgileri yaşadımKalmadı sana hiçbir şeyOğlum, biricik muradımBir su damlasıdır kapıyı gözler Tükürür gibi bakıyor yüzüme dünyaKırılmış ağacımın o tek sürgüsünüOğlum, biricik muradımBenden ötelere döndür yüzünü 2Uzun bir sözcükse ömrümOğlum, son iki hecesin senGünüm geceye ilikliYanımda yok bir kimsem O küçücük odada soluğunMavi resimler çizer havayaAvludaki kiraz içini çekerElma, armut, akasya Artık …
Şub 23
Karla Gelen
geldiğin gece kar yağmıştı kentin üstünegökyüzünden sorular düşüyordu hiç durmadan.nasıl da kalabalıktın sen; bütün kollarımlasarılıyordum da vücuduna, kapıda kalıyorduyine de bir yarın… ilk o zaman anlamıştımbu eve fazla gelen bir yanı vardı bu buluşmanınve daha o geceden belliydi, aşkımızınboyumuzu aşan yüzlerce ayak izindenve kar sıcağı sorulardan yapıldığı. alıştığımız bir şey değildi oysa, karda tipidesulara düşmek …
Şub 23
Batık Gemi
Batık bir gemi yüküyüm dalgıçları bekleyenBir dalgın dalganın elinde sürüm sürüm inleyen kimToprak çatlar çatışmalarda kahrından, dağlar sığınılmazOlur ayazına sığılmaz, buzuna ve yalnızlığına, artık kızKaçırmıyor delikanlılar al atlara binip naralarıylaKaçıyor akpak kızlar bir bir ellerden başka yataklaraGiden gelmiyor bu ne biçim iştir içli şarkılar dinlenmiyorPencere camları kirlenir kimse oturmuyor mu burda denirBalkonlara su dökün de …