Kategori: Türk Şiiri

Yolculuk

Yolculuk , her zaman düşündüm onu ;İçimde bu azgın davet ne demek ?Oraya , neredeyse güneşin sonu,Uçmak , kayıp gitmek, kaçıp dönmemek.Atımdan kaydırdı bir el minderi;Herkes yatağında , ben ayaktayım.Bir gece , rüyada gördüğüm yeri,Gözlerim yumulu, aramaktayım.Beni çağırmakta yabancı dostlar;Bu doslar ne güzel , dilsiz ve adsız.Eski evde , şimdi bir başka ev var:Avlusu karanlık, …

Devamını oku

Son Otobüs

Gece yarısı. Son otobüs. Biletçi kesti bileti. Beni ne bir kara haber bekliyor evde,              ne rakı ziyafeti. Beni ayrılık bekliyor. Yürüyorum ayrılığa korkusuz             ve kedersiz. İyice yaklaştı bana büyük karanlık. Dünyayı telâşsız, rahat             seyredebiliyorum artık. Artık şaşırtmıyor …

Devamını oku

O, Gelsin Üstümü Örtsün

Eski bir magirus bulsam girip içine ağlarımNe yana dönsem karanlıkbu ne biçim cumartesiİçimde bir gölgeBilmiyorum neyin lekesi SoğukVe yorgunumGitmeliyimAma yorgunumSusmalıyım artık-ki dinleyen de kalmadı!-Çok yorgunum Boş bir vagon bulsam girip içine ağlarımTersiz ve telaşlıyımYolun sonuna doğruKopup dört yana dağılanTesbih parçaları gibiyim Ama işteUmut buBitsin deyincebitmiyorÖmür gibiBitsin demek Günah gibi Kırık bir sandal bulsam girip içine …

Devamını oku

Kalk Gidelim

Kalk gidelim,geçmiş bekliyor bizigidelim toz tutmuş hatıralarınkoyu gölgeli mevsiminenasılsa yerimiz kalmadı bu şehirde Bakışlarımızı çalıyor katil şehrinuğultusuGidelim,kan bulaşmadanKelimelerimizeVakit kalmadı aşka ve hayata Gidelim kelimelerin anayurdunaSusmayı deneriz belki şiirlerinkoynundaYorgun adımlarla geçip gidelimbizi içlerine almayan şehirlerdenGeçip gidelim sevdiklerimizinDüşlerinden Şehmus Ay

zamanlar sorular

Annem tuz almaya gönderdi beniO gün bugündür eve dönmedimsokakları çocuk adımlarıylacaddeleri suçlu telaşıyla geçtimzamana açılıyordu bütün pencerelerimanıya dönüşebilecek kelimelerle kurdumşiirlerimikaybolduğum bütün dağlardabulutlar annemin yüzüne benziyordu sokağa çıkmanın yasak olduğu günleri bıraktımuçurumların çekimine kapıldımdağların çağrısına uydumbaşka çağlara açılıyordu okuduğumkitaplar,defterlerimde iç çeken ormanlarşiirler bambaşka bir hayatın sözleriylebüyüyordu içimde düşlerimle uykusu kaçtı sabahların uykusuz bir ormana vardığımdaağaçlar kardeş …

Devamını oku

manastırlı hilmi beye ikinci mektup

Susmanın su kenarındayız bugün ne kadar sevgiyle konuşsak -konuşuyoruz da-korkuyoruz gözgöze gelince hilmi beykorkuyoruzsanki gözler rakiptir de birbirine -öyle değil mi-ve bir yokuştan iner gibi oluyoruzbir yokuştan bir yokuşa sürekli– nereye?– bilmem ki Ellerimizde alkol sesleri, saçlarımızdaalkol sesleridağlarımızda, içdenizlerimizdeve günler günlerin içinde öyle yavaş kiyerine saplanıyor bir sürahipencereler şaşkınperdeler bir uzak yol kadar uzunve balkonkendi …

Devamını oku

manastırlı hilmi beye üçüncü mektup

Yaşamaya yerleşiyor senihaKendi yaşamına-Güvercinsiz bir avlu mu? olabilirSırları dökülmüş bir ayna?-Oysa çok geçtiYıllar yıllar yıllarHer geçen yıl elinde sankiYıprak, filizî yıllar‘Şey’ sözcüğü gibi bağıntısızAğaççileği gibi durduğu yerde bir ezintiPiyano tuşları -tek tek bakıldığında-Çarçabuk bir göz atıldığında aynntısız -beyaz-YıllarSenihaGözlerinin altı uzun menekşe. Dün korkuttu beni -bazan oluyor-Kocası İzmir’de yaşıyor, Karşıyaka’daSahici bir ayrılığın dikişini dikiyor SenihaMavi maviUsul …

Devamını oku

manastırlı hilmi beye dördüncü mektup

Yıllar geçmedi, yıllar eskidiDokunduğum yerde kalıyorumYaşlı bir kelebek gibi.Yeni bir renk buldum bugün, suyun atkısı rengiOyuğumdan çıktımÇıkmamı duydumBir süre yürüdüm yürüdümHiç kimsenin ağzını dayayıp daSuyunu içmediği bir çeşme gibi durdumDurdum kiÖnce bir elektrik mavisi çöktü içimeSanki bir suya anlatıldım da bilinemedimBenBenzersiz bir geyiği okşar gibiSevgisizliği okşayıp geçtimYol boyunca insanlarınUzak yakınlığınıOkşayıp geçtimSinema girişlerindeki fotoğraflara baktım -bir …

Devamını oku

keder atlası

nilüferler niçin suya eğilirve niçinkavruk otlar gibitutuşuro ilk sevdalarsöyleyin banaey kitaplar. bana söyleyinkim var aramızdabiraz ölmedenbir türkü tutturmuş giden. ya kırmızı şapkalıgelincik, senin içingöz açıp kapayıncaya yiter şu baharhemenölüm geliryükselince sular. söyleyin banaey kitaplar var mıkederin atlasındatarçın kokulu bir şehirinmemiş olsun damlarınagözyaşındanyıldızböceklerive tarçınkokulubir aşkhiç ölmeyen. Behçet Aysan

Yalnızlık

Bazen,evin bir köşesinde kendi başına takılan,ayağına küçük gelen bir çift terliktir yokluk.Gözüne çarpar bir an, düşünürsün..Düşünmekten öteye geçer, alır masanın üzerine koyarsın.Tozlarını ıslak bezle alırken, ilgisizliğin için özür dilersin.Kahve fincanının tam önüne koyarsın, kahveni içmek için elini uzatmalarının ve fincanı tutmanın periyodlarında bakarsın onlara.Sonra konuşmaya başlarsınız ibraz ettiği yoklukla, farkında olmadan.Sorarsın, cevap beklersin, susar..Sorarsın, cevap …

Devamını oku