Kategori: Türk Şiiri

iki kere gelmiş geçmiş ola

I. Taşları eriterek önümüze döşüyor, yürüyüp gidiyoruz “_ Son oyalanmasını göstermeyi kim keşfetmiş ilkin?_ Çok köke inen bir soru bu, binayı çökertir, kovun bunu…”Demek ki ben, sesimi asıp can çekiştirmeye yazgılıyım. Çünkü başıyla oynanmış bazımızın, eti yavaş yavaş kelle olmuşBüyüdüğü doğru ağaçların ama doğru değil çocuklarınBüyümek istedikleri… Susacak ne çok şey var… II. Kendime taziyem …

Devamını oku

bir gül bir mektup

Askeriyeden ayrıldım Alâeddin AbiDalına küsen bir yaprak gibi / kapı aralandı ve çıktım Görülmüştür damgası silindi yakamda Ne karakolda nöbetim, ne de suya atılacak mektuplarım var Şu sıra seni özlüyorum Karanfilden Balıkesir’e akan bir sokaktaBu dünyada öleceğin Kerem’inÖbür dünyada da sevebileceğin bir kalbin vardı seninYaraları yarayla saran gözlerinBulutlara saklı çeyizinKalbimin üstünde kalbin vardı senin Yalnızlığımız …

Devamını oku

Sevgili

bir uçurtmaya tutunup gitmiştin buradanbelki de ben gitmiştimkimsenin Fatiha bilmediği bir köyde ölmüştüm“benim var olmadığımı” söyleyen hasta bakıcıyıelindeki nehirle boğmaya çalışmıştın sen de galiba biz seninle hiç karşılaşmadıkhalbuki her soluk aldığımda genzimi yakıyordunelimi cebime soktuğumda el ele tutuşuyordukçocukluğunu çekmede saklıyordun senacayip şeyler biriktiriyordun sonrayolunu kaybetmiş bir kum fırtınası gizliydi saçlarındagöz altlarında kahverengi şiirler vardı “neden …

Devamını oku

Bir kadının erkeği olmak istedim

Bir kadının erkeği olmak istemiştim, ömür boyu.Ama öyle sıradan bir kadının değil,Özel bir kadının erkeği olmak.Sadece güzellikle işim olmaz,Ön yargılarla da.Kim demiş kiErkekler aptal kadın ister diye,Ben çok zeki bir kadınınErkeği olmak istedim,O kadar zeki olsun ki hem,Neyi niçin yaptığımı daO kendiliğinden anlasın istedim,“Vallahi billahi” ile başlayanaçıklamalar yapmak zorundaKalmayacağım bir kadınınErkeği olmak istedimO kadar zeki …

Devamını oku

Ölümlü Yaşamaya Hergünkü Çağrı-1

Halbuki birçok şey söylenebilirdi.Yadsınırdı örneğin.Ben vurmadım denirdi.Yalvarırdı, kaçardı hiç değilse insan.Türkü bile çağırabilirdi.Herif sokağın ortasında yatıyordu.Kan içimde yatıyordu.Tıpkı ölmüş gibi.Öldüyse eğer sinemalara gidemeyecekti.Sıkıldı mı oturup ağlayamıyacaktı.Saçları kandan yapış yapıştı.Hem geceydi hem karanlıktı.Bir direkte bir lamba yanıyordu.Bildiğimiz lambalardan.Bir de bulut.Halbuki birçok şey söylenebilirdi.Polis dirseğimi sıktı.Ama hiç acımadı.Artık rahattım.Ayaklarım yerdeydi.Eller tutulurdu yaşadığım.Bir korkuyordum, bir korkuyordum. Titremek geliyordu …

Devamını oku

Ölümlü Yaşamaya Hergünkü Çağrı-2

Rahat Ayrılıklar İçin Giriş sosisli sandeviçlerin en seçmesi sizin için hardallar ve denizaşırı bitkileri gönlünüze göre aygın baygın ezgiler inanmışlığınız, sevinmişliğiniz, uygunluğunuz bir adamın bakışı size bir kadının kalçalarını oynatması size gök mavi oldumuydu sizin içindir aşkolsun size sizden utanıyorum özür dilerim gelecek günlere başsağlığı dilerim Artık bütün iş buluttaydı anlıyorsunuz.Üstelik onların söyledikleri beni hiç …

Devamını oku

O Şiir

Bir kapı aramakla geçiyor gündüzlerimizGece sürgülerle teskin edilen bir kapı Çocukluğa razı değildimBüyümeye de gönül indiremedimSevmeyi şeytandan saklamayıÖlmüş bir anneden öğrendim40′ımda doğdum benİdraki hafife aldığımdanNeyi istedimse ondan uzaklaşmayı Kolay bir hüner bildimBitişlerde gördüğüm başlangıçlardanİkindiyi ikindi yapan kırlangıçlardanGölgesinden büyük ağaçlardan geçtim Zalimlik icat edilmeseydi ben icat ederdimBir kez bulmuşlar artık diye Kibrimden Mazlumluğa meylettimHer şey bir …

Devamını oku

Bulmayacaksın

Yerden kurtulamayacaksınYürümen biteviye bir uçma çabasıKanadın yok, tamam!Denizde uç o halde ÖzgürlükBiraz da ayaklardan vazgeçtiğindeİki kulaç atıp biraz tuzlu su yutarkenKanatlarını sudan rüzgarlara salıpŞeffaf mavilerin mavi olmadığını gördüğündeÖzgürlüktür Deniz kızı değilsin, olmayacaksınBil,Çiçek solduğunda çiçekİnsan öldüğünde insanDeniz boğduğunda deniz Yürümen boş, söylemen boş, durman boş,Ne yol bitecek, ne söz tükenecek, ne yel kavranacakDenizde bilindik bir sokak …

Devamını oku

Şathiye

Çıktım erik dalına anda yedim üzümüBostan ıssı kakıyıp der ne yersin kozumu Kerpiç koydum kazana poyraz ile kaynattımNedir deyip sorana bandım verdim özünü İplik verdim çulhaya sarıp yumak etmemişBecit becit ısmarlar gelsin alsın bezini Bir serçenin kanadın kırk kağnıya yüklettimÇifti dahi çekmedi şöyle kaldı kazını Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yereYalan değil gerçektir ben …

Devamını oku

Yaprak Dökümü

elli bin şiir roman filan okudum yaprak dökümünü anlatırelli bin film seyrettim yaprakların dökümünü gösterirelli bin kere gördüm yaprak dökümünüdüşüşlerini ,sürünüşlerini, çürüyüşlerini yapraklarınelli bin kere duydum ölü hışırtılarını kunduramın altındaavucumda ve parmaklarımın ucundaama yaprak dökümüne rastlamak yine de burar içimihele bulvarlarda yaprak dökümünehele kestaneyselerhele çocuklar geçiyorsa oralardanhele güneşliyse havahele iyi bir haber almışsam o gün …

Devamını oku