1/ HECELERKEN ÖMRÜMÜ Ömrümün hangi hecesine baksam Uzadıkça uzayan bozkır yalnızlığı Ve duman rengi kasabalar ki sen Okunaksız mektuplar da diyebilirsin Sesini yitirmiş bu gergin coğrafyaya Sözlerin eksilip eskidiği bu gri atlas Karanlık bir vadiye akıyor, bütün Işıkları söndürülürken belleğimin Ve sen kurtarabilirsin beni ancak Unutmanın bu vahşi saldırısından Alnımı okşa dağıt alışkanlığımı Belki sümbül …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Yeryüzü Aşk İçindir
Kum. Çöl kendine döndü. çağın kalbindeki dinamitken aşiret ve feodal dediler parlayan yüzünde yıldızlar şavkırken; ah, dili titrek, ey fırtınası olmayan deniz kentleri!Deprem. Özlemi aşıyor içinde deniz geçen kentlerde yaşamak. Ne çöl kalacak… ne o yalanlar. Fabrikası kapatılmış işçinin direnişi. Tüfeğini kırmış gerilla. Aşkını bağışlamış yeryüzlü yürek. Ne kıskanç, ne acılı. Dimdik şarkılar söylüyor yeniden …
Şub 23
Cigarayı Attım Denize
Şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüyoruzGökyüzünün o meşhur maviliğindeUzun saçlı iri memeli kadınlarıylaBir akdeniz şehri çıkabilir içindeAlıp yaracak olsa yüreğiniŞimdi bir güvercinin Şimdi sen tam çağındasın yanına varılacakÖnünde durulacak tam elinden tutulacakHangi bir elinden güzelim hangi bir Bir elinde kızlığın duruyor garip huysuzÖbür elinde yetişkin bir günışığıDaha öbür elinde de kilometrelerce hürlükÇalışan insanlar için akşamlara kadarToz …
Şub 23
İmroz’da Alageyik Çığlığı
bu boşluk sizin mi bayan LenaDereköy’de taş evin avlusunda dalıp gitmiştiniz, daldığınız kıyılarda bulduk sizi kulaç kulaç ıraklaşırken ada sahillerinden gözleriniz bu yüzden mi ovaların ötesinde boşluğa tanıdık geldi, adını sordum bir ağaca yanındaki söğüte, yolda madama sordum ağaç sallandı ışıltılarla, söylemediler yol unutmuş yürüyeni, şimdi evler konuşuyor evler, adını unutmuş ağaçlar gibi rüzgârda duvarı …
Şub 23
tâ, sîn, mîm
Şub 23
Açığa Demirli Bir Gemiden
Dağın eteklerinde orman –çam, sedir, ulu çınarlar…Birbirini seyrediyor aynasında denizin.Çamlar pürleriyle suskun,sedirlerin gözleri uzakta,“Ölünceye kadar seninim,” diyor denizekendi gölgesinde yanan bir çınar. Cevat Çapan
Şub 23
çöl ve kilit
Her şeyin kilide, bir kilide dönüştüğü günlerdi;herkesin bana bir eşya gibi baktığı günlerdi; kilitle beni, ey eşya bakışlı sevgilim! eski bir ceviz sandık gibi bırakıldığı yerde, ölü bir şairin taflanlar arasında öylece duruyor olması ve kimsenin ona yüz vermemesi gibi anma gününde… Kitab’ımı Yalnızlığa indirdiğim günlerde; nehirlerin bir testiye sıkışıp kaldığı günlerde; doğur cübbeni Cüneyd; …
Şub 23
Dağılma
Sözün ateşle bir ilgisi olmalıAlevlenip sönmekle aşkın Gölgesiz olduğum doğru, apansızlığım da Dokunsan dağılacak yüzümün eğrileri Gizliden düşeceğim sabahın boşluğuna Bahçenin duvarı yok ki gizlensin Balkonda hıçkıran çamaşırlar Küf ve nem kokusu ve dalgın bir evin Durmadan soyunması çocukluğuma Taş sırrını unuttu Ada hapsindeyiz, kayık gitti Issız kaldım suyun gövdesinde Anlatmayın artık iki kişilik aşkları …
Şub 23
Geceleyin
Sığırcıklar ve her şey kalbimden havalanır Sığırcıklar, kiraz ağaçları, faytonlar Sonuçsuz yazdan konuşurum Kuşları havalandıran ılık rüzgârdan Bir kız var yüreğimi hoplatan Onu konuşurum. Kıvrılışını ırmağın Sıradağları geçip çiçek tozları arasından. Biri çıkıp diyecek: ‘Sevgisi ne kadardı? Neden yok yanında?’ Ama işte geçitler var, merdivenler, Denizin basamakları aramızda. Ah işte her şey doğanın mucizeleri Bir …
Şub 23
anımsamalar
I. Tek çocuk olduğum günler gibiydi. Yaz tenhası cami avlusunda o öğle saati, annemin tabutuyla .. Annem, yıkadığım bir mum bebekti. Kendine ve bana yabancı. Yabancı son yıllarda tüm çektiklerine. Güleç ve dingin. Ne ellerinin kınalanmasına bir şey dedi ne küpelerinin alınmasına. “Zaten hep uysaldı” sözü uymaz ki ona. Tek çocuk olduğum günler gibiydi. O …