Hani bir dal vardır, gövdeden çıkan,sonra bir dal daha o daldan çıkan,sonra bir dal daha, bir dal daha,en son dalda güzel palamut duruyor. Palamutun şekli şapkası güzel,bıraksın meşeyi, dala tutunmasın,düşsün yere şapkasıyla beraber,tabii, şapkası onu meşeye bağlıyor. Bırak kendini öyle gövdesiz, dalsız, orada asılı huzur bulman imkansız,düşeceğin yer de meşenin gölgesi,güzel ayrılık orada bizi bekliyor. …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
kahvaltıdaki risk
bir tuzluk kan kaybedebilir mi? tuz kaybeder. ama bir dekanamaya başlarsa başka hiçbir şey o kadar kanayamaz.kahvaltıdasın, tuzluk beyaz peynire doğru kanamayabaşlıyor. kan masaya yayılıyor.-tuzluğu uzatır mısın-uzatırım ama kanıyor-olsun sen uzat Osman Konuk
Şub 23
Aşırı Belki
daha fazla beklenemez aşırıya kaçmak içinpatilerin gürültüsünden ibarettir kediler; çünkü…çiçeğimizi ve pastamızı alıp müsaitseniz birazöldürülmeye, bu akşam size… ya da söyleyin derinin dışına çıkıncaedip cansever derisinin dışına çıkmadan yaşadı mesela kollar boşalınca eski bir sarılmadan,belki değil; iyice amaher belki aşırı demokrat, aşırı simetrik, aşırı belki…çünkübeğendiği idam mangasına peşin ödemeyle kazanılmış esmerliktezaten biliyorum beni bir tek …
Şub 23
Beyaz Savunma
// göz kamaştırmayan bir adamın tedirginlikleriydi beyaz // -enis akın- karşılama / sera ne dokunaklı bir adın var ne de varsındoğmamış kızımın adı konmamış kızımındaha bir ebeveyn projesi olmamışsadece bir beyazlık fikri, hafiflik, karışıklıkkızının yürüyüşünde devam eder bir anne-şimdi hangisini esas alalım-bir var doğmamış kızlar yürür rahmindebir var adı konmamış –ona bir an sera diyelim-tavırlarınsadece …
Şub 23
Yaşamak mı zor çince mi
bıraksalar anlatacağım merak ettiğim neydi açlar, sevdalılar ve canı sıkılanlarlabüyük büyük merak ederken çocuklarneyi hakkımda yanlış bilgi sahibi halkve ikide bir savaş çıkaran insanlıksözlüğe bakarak anlayamaz beniklasik yöntemlerle konuşmadığım için ama bıraksalar anlatacağımtüm yeteneğimi kullanarak aramızda tartışıyoruz yaşamak mı zor çince mibilinçlerde sürünüp dururken umutsuzlukben neden ölümü hatırlatan süflörüm açız, sevdalıyız, canımız sıkılıyor türlü sevinçler …
Şub 23
Günden Güne Her Güne
25 HAZİRAN 2004 CUMA Bu gece ayın ışığı yatağımız kır çiçeklerinin yorganımız olsun Ömrüm senin ecelin benim olsun 27 HAZİRAN 2004 PAZAR Bu gece de koynumda kal Kır çiçeklerinin kokusundan Hazırladım yatağını 01 AĞUSTOS 2004 PAZAR Ömrün, Ömrüme sırdaş Kimim var senden başka? 01 EYLÜL 2004 ÇARŞAMBA Güz geldi, kapa pencereleri Ruhun üşüyebilir 02 EYLÜL …
Şub 23
Kalkışma
Ansızın bir kanama olmalı beni düşünmenbir zamanlar vardın sen şimdi kemiren bir yanılsama. Mevsimler gelip geçiyor hızla dökülüyor günler değişiyorsun usulca ve kendini aldatan bugünü anlamsız kılan yalan arkası yarın korkular öpüşen iki çığlık ağzımda ben derimi yüzdüm sen soyunurken. İstedim ki karanfiller birden sana kanasın. Kaldığınız yerden başlayalım kırılmaya bu kendinde kayboluş ellerinin içine uzaması kocaman …
Şub 23
Koşaradım
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu; Toprağı rüzgârı denizi göğü O her zaman bir insanla anlamlı Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların Ve ucuz korkuların kör kuyularına Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz. Fırlayıp ilk …
Şub 23
Bir Kız Bana Emmi Dedi
Değirmenden gelirim beygirim yüklüŞu kızı görenin del olur aklıOn beş yaşında kırk beş belikliBir kız bana emmi dedi neyleyim Bizim ilde üzüm olur alc olurSızılaşır bozkurtları aç olurBir yiğide emmi demek güç olurBir kız bana emmi dedi neyleyim Birem birem toplayayım odunuBilem dedim bilemedim adınıElbistan yanaklı Kürdler kadınıBir kız bana emmi dedi neyleyim Karacoğlan der …
Şub 23
Alışılmadı!
Avuçlarımda dağılan kar gibiydi yüzünVe semazenler dönüyordu hüznün çevresinde Geçtin ansızın öte yakasına ölümün Yaşamaktan usanmış Nereye gidersin böyle Alıp başını giderek Gözlerin Mistik bir anlatım aracıdır artık Nereye gidersin böyle Alıp başını giderek Yaşamaktan usanmış Alışılır ölümlere de demiştin Siyahlara bile alışılır Günün birinde demiştin Alışılmadı! İsmail Haydar Aksoy