Seni tanıdığımdaMed zamanıydı, kanat alıştırıyordu ayBakışlarının kardeşi, zümrüt toprakÇaresizliğin sesini tanımlıyordu saatinSana yakışan da buyduVe bana, umutsuzca biliyorduk Uzun yağmurlardan sonraydıSeni tanıdığımdaÖğle vakti çıkabilirdik kırlaraYeşerebilirdi bileklerimiz, gözlerimizdeÇiçekler açabilirdi, kalsak biraz dahaÇekirgeler fışkırabilirdi saçlarımızdan kelebeklerSonunda karışıp gidebilirdik otlara ve kuşlara. Apansız bulutlar, ışıklı hüzün çiçekleriYoldan geçen bir avcının çantasındanDökülür gibiydi sesinSeni tanıdığımdaUzaktaydı kent yasalar, plastik dünyaBilinçli …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Çengelköy’de Yaz Düşüncesi
Gündüzle ölçüyoruz eski limandaki düşünceyi Bir şeyi anlatmak ister gibi rüzgar Masamızdaki peçeteleri karıştırıyor Ölmüş bir yakınımıza benziyor bulut kümesi Ezan sesi geliyor yalıların arasından Büyük bir şilep sessizce uzaklaşıyor Denizin uykusunu kaçırmak istemeyen misafir gibi. Senin yapraklarınla dolmuş bir havuzum Akşam kurbağalarının gürültüsüyle avunan. Gece yıkıntısıyla karşılaşıyoruz orda Bir ağaç yalvarışlarıyla hüzünlendiriyor bahçeyi Biz …
Şub 23
Gelişin Erguvan Baharıydı
1.sağanak bir yağmurdu zamanbardaktan boşanırcasınayağıyorduk ki bizdiz dize göz gözesığıntı bir beraberliktekendimizden gitmişizeylül yağmurlarındasızıp kaldı günşırıl şırıl ıhlamur ağaçlarıbiz sırılsıklam yerin dibine girdikyerin dibine batsın ayrılık 2.ayrılığın bağbozumuellerimde titreyen dokunuşunavuçlarım tutuştugözlerime konuşlanan bakışınbir baktı pir aktıkialkımına kapıldıkgelip çattı zamansızlıkbırakıp kaçtı bizigün akşama iniyordugök ekin biçiyordu gözlerinsaçların sırılsıklam bir eylülo gün içime çöktüğün gündümevsim hüzündü yerin …
Şub 23
İz
bize korkmayı öğrettiler ilkin biz de öğrendik kahperengi korkmayı kahperengi saklanmayı sonra kıpkırmızı korunmamız buyrulmuştu çünkü tehlikeli bütün güzelliklerden canımız yanmasın diye canımız yanmasın diye keşkelerle yaşamayı göze aldık hep nedense sonra beni öğrendik hem tenimizdekini hem de içimizdekini ve hep korktuk acı cekmekten, yanlış yapmaktan, kontrolden çıkmaktan iyi vatandaşlar kontrolden çıkmaz, iyi insanlar da …
Şub 23
Görüntelinişler
IV. Çocukluğun -ali cengizkan’a- yeniden dönmelisin kıyılarınabir kazak giy ödünç sonbahar rengindeokşa dalgaları şairleri sever gibiağ karakıştan karla karışıkyolları yürü özlemekleilkyaza inanmış ve beklemeyüreğinde soluğunla büyüyen ateşi-o çocukyarınlara uyanmaya dalmıştı şimdi, söyle aliçocukluğun bu yıl kaçına bastı? XI. Lodos erkenden lodosa kesti denizçardağın serinliğinden barbunlarıayıkladığını anımsadı birden oğlununpostacıyı bekledi, mektubun kapıyı çalmasını-kış zorludur oralarda, bir …
Şub 23
Aganta Burina Burinata
bir sessizlik oldu uzun ve oldukça sıkıntılı – –her sabah yağmur yağacak düşüyle taşıdığım şemsiye usandı [ıslanmamaktansıçrayan her damlayı durgun bir göle fırtınalar biriktirmeye harcadımyine de yorgun bir günü tökezlenmeden geçirecek kadar[hırçın yüreğim-aganta, şimdi gemiler var limanlara güvenligemileri yelkenli açık denizlerin-burina, son isteği denize açılmaktı karada boğulan çocuğun türküsüyle-burinata. Tuğrul Asi Balkar
Şub 23
Cinayet Sureleri
I. Rahle Suresi canım dilimin ucundadilimin ucuna gelmese de bütün ayrıntılarıylasöylemeliyim:rahle, bağdaş kurmuş bir inanç sayfası değilsin rahle kapanmadan büyük kitabadamlamadan kanve osmansöyle, doğrulsöyle yenidenöfkeli çocuklarınve kimvurduyagitmeyenlerin türküsünü. II. Asa Suresi gözlerini açar gibi olunca bir asayı yakaladı parmakuçlarıyla evet gördüm bu bir cinayettiolsaydınız olamazdınız da. bırakırken, her doğan gün bir öncesini, geridebir adam bir …
Şub 23
Kapımızın Önünde Bir Salkım Söğüt
kapımızın önündebir salkım söğüt vardı her akşam benimle yalnız o oturup ağlardı. bir salkım söğüt vardı suskunluğumu bir o anlardı her şafak vakti gün doğarken kapımızın önünde. hıçkırık boğazımda düğüm düğüm olurdu kapımızın önünde yel vurunca hıçkıran ikindi serinliği bir salkım söğüt vardı. ne garip bir bilmece tanrının uzun eli elimin üzerinde bir ayrılık korkusu …
Şub 23
Ankara Garına Usulca İkindi Yağıyor
ankara garına usulcaikindi yağıyor bir güvercin çırpınışı yüreğim gar bekçisi kadınlara bakarcasına bakıyor elindeki düdüğe delilik sınavıyla deniyor bir kadın kendisini elleri saçları kadar sarı bekçinin üzerinden sarılar dökülüyor tren seslerinden halkalar yapıp kadına bir taç örüyorum çocuklu anneler gülümsüyor bir ankara garına usulca iniyorum simsiyahlar giyinmiş bir bekçi görüyorum kin besliyorum zamana bitmeyen bir …
Şub 23
Bırak Konuşmak İhanetim Olsun
kadrimi ve sabrımı biledimveyl ettim geceye ve sen ey beni yakıp yıkan ne bildin gözlerimdeki utkuyu ne gece örttü yalnızlığımı sesimi hapsettimse yüreğimde konuşanları kalleş bellediğimden vuracaksan vur artık beni arsızca bırak türküleri avuçlarımdan emziriyorum ne zaman ucursam bir kuşu boğulan bir yanım oluyor sesim bırakıp giderken beni içimin depremlerinde bir çocuk masum ve gürültülü …