Ey sonbahar! ey düşsel yolculuk! seniDolaştım yaz sıcaklarında, bekledimDuydum ki benim değildi artık, doğanınKalbiydi uçurumlar toplamı kalbim. De bana, anlat bana, öyleyse neden hatırlıyorum onuO fırtına kuşunu gölgesini yere düşürenGittiydi geldiği yere, uzaklığınaDöner mi bir daha dönmez mi bilmemYüklenip yittiydi gözden onca çırpınışlarıNe sevinç bıraktıydı içimde, ne keder, ne acıBir sen kalmıştın sen, ey sonbahar …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Yabani
sen hatırlamazsın bile ben unutmam sonrakonuştukça ruhuma insan bana dokunmadokunur gibi yan koltuktan dirseğeotobüste basamakta otomatik kapı önündecamı kırınız kırılsın acil durumlarda kalpler bir olsungöz görmeyince katlanırmış gönül görüncetüm ikiler bir olsun tüm kalpler körbi parkın banklarında güneş çarptığındakuşsuz sabahsız Bakırköy meydanındaanlamazdan gelir gibi önümden geçer gibigeçip giden bitmeyen her allahın günündenerden doğarsa doğsun bu …
Şub 23
Kalbini ferah tut
sana kinim vardır elbet senden başka kimim varkimim kimsem yok değil kesilmedi zürriyetimkesilmedi hiç nefesim koştumsa da ateşlesu olsun diye yazdım bana kimler sus desinkonuşan özneyim işte, isteyenin mezarına tükürenkin kimi öldürürmüş belki yaşarız böylecekahpenin dümeniyle yaşamanın seyrindenamerde mert der miyiz ölsek onun yerine beleş bir iş değil beni kendine düşman edişinbu cüreti sevmişsin pahasını …
Şub 23
Otobiyografi
Sana artık Ahmet Erhan diyorlarYalnızlık, ölümün üvey kardeşiEve hep geç saatlerde gelen babalarınayak izlerinden yükselen buğuBir toprağın, dalına dokunamadığı yerde büyüyen boşlukAyışığında kaldırımları süpüren bir kadınınikide bir durup, burnunu önlüğünün koluna silmesiGibi boğuk, gibi çıldırtıcı, gibi silik Sana artık Ahmet Erhan diyorlarNereye gideceğini yitirmişyol, uçurum, dağ, bayır, çölBir kuşun kanadından çıkan kavBir kibritin ömrünün, bir …
Şub 23
Aşk Kocaman Bir Kent
sana taşıdım kendimi aşk boyuncasenden taşındım yoksul yoksul ve ince gelirken yeniydiyollar evler çatılarsen yeniydinyeniydi çiçekağaçlar taşındım sanaiçim sıra ırmaklar sende oturdumaşk kocaman bir kentti o sıralar o sıralar gök mavisu berrakekmek doyurucu senden taşındımkuru toprak, soğuk hava ve batakgözlerim eskitmiş seniçok bakmalar yol mu kısa, ömür mü azdaha var, varaşk,insan yaşadıkça yaşar Arife Kalender
Şub 23
Lilâ
içi hava dolu ağır vücutlar yükselirkenpatlayan elektriğin itimat ettiği mahluklarsuyun döndürdüğü nehrin vals kıyısındatığla örülmüş kızlar korosu önündeküçük çocuklar pişirecekler acıkmış cinlereve mevsime sözü geçen dolunaysavurarak rüzgâra ölümün ih(ti)mallerinicesedimi yeryüzüne peşin ödeyecek! eski caz cinayetinden beri suçsuz tutsağımkaç şüpheye ikram edilerek üzüldüm üzüldümmü ay erir de akardı dünyaya tutunup,karnı doyan cin artık çocuklara masal olurdukarnı …
Şub 23
Ay Valsi
1/ Yeni ay: vaktidir, kalksın dağınık uykulardanrüyasını gerçek sanan sarhoş zaman yaktığınız köprülerin ışığıdaha ne kadar aydınlatır karanlığı nereye kadar kökler kayış koparan otlarıhafıza tarlasından? kaç kere kırılabilir kalbin kristali? kaç kere kopabilirinceldiği yerden sesin telleri daha ne kadar uzak olabilirsiniz: değer gördükçe kibirlenir insan… 2/ Hilâl: yüreği küllüğe dönmüşe ne desin ateşne denir bir …
Şub 23
Sestiniz Sesi Gördüm
1/ Sestiniz, sesi gördüm bir akşamüstü apansız: sanki eski bir göğü tutuşturupsürmüştünüz yüzüme elişi kuşlar, bergüzar ağaçlarsermiştiniz çocukluğuma: iğde dalı koklamış olmasaokşar mı topraktopuklarını tohumun amberi özlemese, sever mi çiçekellerini dolaşan saçındarüzgârın omzuna yaslanınca asmalarınbir ağır akşamyıkıldı yıkılacak gölgeliğe… 2/ Sestiniz, yüzüne dokundum gürültülü bir gecenin: kalbim, o derin uğultusesinizi kor sandı şefkatle değil, ah …
Şub 23
BAŞKALARININ TOPRAĞINA KÖK SALAN AĞACA, DALLARINA DOLANAN KUZEYRÜZGÂRININ SÖYLEMEDİKLERİ
ne çok giz vardır anlatmakla yükümlü olduğum, ne çok sizbeni ben yapan inceliği silkeleyip kabuğumu sevdiniz. “ne zaman geldimse gittiniz / ne zaman yaklaştımsa ittiniz.”ne zaman uzansam kuşkunuz düşer önüme.bir kayayı örerken varlığını unuttuğunuzve her nasılsa göz bebeğinize açılanuçurumu düşerim, sizi size anlatabilmek için.kendini kin ve öfke ile savunmayı henüz öğrenmemişbir çocuk solumasa, çatlağınızdan sızabilmek …
Şub 23
KARDAN ADAM VE KARLAR ERİDİĞİNDE DONMUŞ BULUNACAK KEDİ YAVRUSU
ürkütseler güvercinleri uçacak ellerin, okşansa bahar sanacaksaçımda gezinirken, yazılsa tarih olacak bir aşkınterinden soğuyacağını bilmez. çağrılsa gözü karasevgili olacak bakkalın yanından geçerken, öpülseyaraları iyileşecek dizlerin, karanlıkta bir çift vatkanınve alelacele giyinilmiş kesin ifadeninpeşinden dolandığını da bilmez. üstelik gürül gürül akan hayatınbir kadının açılan bacağından olmadığını düşünmezsin henüzbeklemeyi bile öğrenmemişken. usulca yerini alan selamlarla başlarsın sabahçı …