Bahar geldiğinde ben yaşlanmıştımKaybolan bir müzikle yıkanıyordum yoruluncaNe varsa unutmuştumGöklere yerlere ve sözlere ait ne varsaBaharın geldiğini anladığımdaTek bir çiçeği olsun koparamayacağımı da anlamıştımUstasızdım ve korkularımı yenemeyecek kadar yaşlıydım Yolun başından başlamak içinYolun başına kadar yürümek gerektiYaşlıydım GördümAşktan öte cevap yokmuş hayataBütün zamanlar içinYüzümü toprağaYüzümü denizlere yüzümü çiçeklere koyupAllah`ım dedim, Allah`ımBaşka bir şey demedim başka …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
İç Nefes
o bir çay istemişti, trenin içindebiz tren yolcusuyduk, çölün içindeben yalnız kalmıştım, senin içindeoysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni! aşkı geçtik, gözlerini açabilirsin o bir dile sığınmıştı, sözü içindeyolu yoluma çıkmıştı, çölü içindeben eski kalmıştım, senin içindeoysa kaç çocuğun yerine övmüştüm seni! düşü geçtik, kendine bakabilirsin o bir bende kırılmıştı, hayli içimdeıssız otağ kurulmuştu, canım …
Şub 23
Kılıcım, Çekicim, İnce Gül Dalım
Çekici parmağına indirdiğim günSevdakâr bir çırak olduğum anlaşıldıGülümsedi ustam. Parmağımın ucundan acıyı emerek büyüdüm benGül desenli kılıçlar işledim merhametliAşkı övme savaşlarına girdim bismillahİlk hamlede en güzel yerimden yaralandımÇok iyi savaştım ve yenildim. Keçenin dört ucunu da salıvermiştim suya.Güzele yakınlaştım, ilmim arttıSırları çözüldü yeşil çöllerinÇözüldü dağların bilge duruşuYaşamayı sürdürdüm bitmemiş destanımıŞehirlere yürüdüm meydana girer gibiDenizler karşılamaya …
Şub 23
Güneş Çiçeği
Atı Gülşah’la kalbinin rabıtası hiç kopmayan Duran’ın, tarlalar arasından geçerkengüneş çiçeklerini seyretmesi, onların aşık olduklarıGüneş’ten bir an olsun yüz çevirmeyişlerine imrenmesidir. Bu odur: Dönmesin kalbim Tanrım, dönmesin kalbimDönsün başımDönsün başımDönsün daima güneşsarhoşu başım Bir gündöndü tarlası uğultusuylaBalsarısı, at rüyası, arı tefsiriyleSerin ikindi esintisiyleKırpıştırıp iri kirpikleriniYüzünde aşk aydınlığıylaDönsün, şifadırUnutuşun yarasına ve kaybedişin Kalbim sabit kalsın diyeDönsün …
Şub 23
Beni Yanlışsız Sakla
Saate baktım yirmibeş yaşındayımGeç kalmadım tanrım yeniden inanmayaAşka geç kalmadım Ardında yıkık şehirler ve leylaklar bırakanBir cümle dudaklarımı geçip beni ihlâl ettiSaate baktım müthiş bir yenilme vaktindeyimSevgilimBen nerede yağmur yağarsa orada şemsiye kırmanın kitabıyımVe en güzel cümlen sensin Saate baktım buzlar ve çiçekler arasındayımGömleğim asyaya düşerkenBeni yanlışsız sakla bu son görünüşüm Mevlana İdris Zengin
Şub 23
Aç Kollarını
“Tutunamıyorum Tanrım affet, Kadınların saçları dökülüyor.” Bir şehrin ölümünü görüyorumUpuzun elbisesini giyinmiş ışıklar.Büyük reklam panolarında masallarUpuzun bir rüyaya dalıyorum. Ah Dünya!Uzak bir resim gibi karşımda karanlık,Sisli bir şehir.Yüzler…Ve yüzlerde gölgelerBana bakan bir genç kız;Kim bilir hangi çılgın ihtirası saklıyor gülüşünde? Şeytan!İki adım ötesindeEteklerini kaldırıyor kadınınKarşımda ışıksız bir şehir… Çok …
Şub 23
Ayrılık
kaç gecenin çölüdür bu ayrılıkkaç şiirin dölüdür üstümeörttüğün bu ince sessizlikkalbim alış artık, kır kendinikendi duvarında, sesinikendi duvarına haykır. tesadüfen birbirine rastlamışbaşka başka aşklarsızın siz artıkgeceyle gündüz gibi birbirineayrılmış. O ki rüzgar, bir zamansenin çölünde kumlar uçurmuş,o ki gece ve esmer, görmüyorsahrayı, sesi içinde karışmış. her ayrılıkta kendine saplanan bir hançerkendi sabrını deneyen taş,kendi uykusuzluğunda …
Şub 23
Aşk
Aniden. Birdenbire, beklenmedik olandan…Beklemeyene: Dilegelen bir dünya.Vahiy gibi, en çok ona benziyor.Baharın karnını öptüğüm rüya. O yüzden “ayak”landım, yukarı ağdım.Sana vardığımda ağlamam bundan… Adını andığımda sıcak akıyor bütün nehirlerDünyayı dolduran sözü olduran o.Ve ben ne desem şimdi, benden değiller.Hâlâ soruyor musun bana, aşk ne demek:O en “bir” ve “tam” olana yürümek. Durup durup geçmesin içinden …
Şub 23
Daralan Vakitler
Bu ateş bulutu hangi kavmin üzerinde? Çam ormanlarının salınışında,Kuşların cıvıldayışında,Otların serin tenlerinde.Eğer varsan bakıp görmeyeŞeffaf perdenin az ötesini,Bir ateş bulutu var en bildik yerde,En emin yerde. Ve bak, asıl ölen yaylalar, villalar, tok karınlarHissiz dudaklar, gayretsiz kalpler,Asla değil kavruk çölde yatan kadavralar. Farzet körsün, olabilir,Elele tut,Taş al ve at,Kafiri bulur. Hani ceylanların,Hani cihat marşın? Bir …
Şub 23
Hurûfî
terkedilmiş evlerin,kendine sarılan yalnızlığı neyse,o dur kucaklaşmaları şehirlerarası terminallerinçünkü insan içine doğru genişlerlime lime soyar derisinihallacdan mansura geçer orada aşk ve ölüm ve su ve ateş ve toprak ve rüzğar savurunca saçlarını bir kızın simsiyahyükleyip eşyasını mensura artık kimse tutamaz hurûfî,giderbu betondan tanrı kentin aşkı kovan dükkanlarından bu çirkef bu geniş bu iltihapiçine doğru çünkü …