Kategori: Şiir

Şarkılar Kitabı

— 1 —Karanlık hayatımda çok önceParıldayan tatlı yüz,Yitti gitti şimdiDört yanım gece.Karanlıkta çocuklarGönülleri daralınca,Bastırmak için korkuyuTürkü söyler yüksek sesle.Ben de çılgın bir çocuğum.Sesim neşeli değilse deTürküler çağırdım karanlıkta,Korkumdan kurtuldum. — 2 —Öylesine üzgünüm,Bilmem ki neye yormalı;Hiç aklımdan çıkmayanEski bir masaldan olmalı.Durgun yavaş akıyor Ren,Hava serin, kararmak üzre;Doruğu tepeninParlıyor akşam güneşinde.Oturmuş yukardaGüzeller güzeli bir peri;Altın saçlarını …

Devamını oku

Zangoç

Sabahın arınmış, saydam, derin havasınaYayıyor yine çan, sesini, aydınlık, duruOkşuyor, lavantalar, kekikler arasınaDuasını bırakan küçük bir çocuğu, Çıkmış üstüne eski bir ipi geren taşın,Dilinde dua, zangoç, üzgün, mırıldanarakDinliyor inişini uzak çınlamalarınBir kuş geçiyor yanından, ona dokunarak. Ben arzulu gecenin o adamıyım. Yazık!Boşa çekiyorum Ülküyü çalan halatıBir tutam tüy söylüyor soğuk günahlarımı, Çok usul geliyor kulağıma …

Devamını oku

Sıkıntı

Sana geliyorsam bu akşam, ey hayvan, amacımne bir halkın günahlarıyla dolu gövdeni yok etmek,ne de öpücüğümü akıtan onmaz sıkıntı altındave iğrenç saçlarında hazin bir fırtınayı eşelemek; Azabın bilinmeyen perdeleri altında uçanhiçliği başkalarından daha iyi tanıyan seninancak kara yalanlardan sonra tadabildiğindüşsüz ağır uykuyu istiyorum yatağından; Çünkü, katıksız soyluluğumu kemiren çirkefsenin gibi beni de kısırlığıyla damgaladı.Ama, senin. …

Devamını oku

Olmak Ya Da Vurmak Öldürmek

Bir suç oluyorum ben de külümü karıştırıncaKimleri, kimleri, kimleri vursamÖnce kendimden mi başlasam şakalaşmayaÖnce kendimden mi başlasam Ben istesem Horoz gibi öterim Alıngan ve içli çocuk olduğum içinRahatlarım Bankanın camını kırsamSularım sonra atımı bir deredeNe zaman ne zaman kırlara kaçsam Ben istesem Kilidimi kırarım Kumral bir Yaz peşimdedir, dolaşırım benAltı yaşında tütüne gittim, oğlak güttüm, …

Devamını oku

Çıkış

Yol, kendine bir yer bulamamışkişinin özlemidir. Kendi yerini yerleşikliktebulamayan kişi,onu yolculukta arar. Nasıl, bir yer, bir yolun başı ya da sonu;bir yol da, bir yerden önceki ya da sonrakibir durumsa — kişinin durumu da,hep, öyle, ya da, böyledir… Yerini yitiren kişi,yola çıkmak zorundadır. Yola çıkan kişi, yeni bir yer arıyordur— ama yola hep bir (eski) …

Devamını oku

Kan

Önce öksürüverdimÖksürüverdim hafiften,Derken ağzımdan kan geldiBir ikindi üstü durup dururken Meseleyi o saat anladımAnladım ama, iş işten geçmiş olaŞöyle bir etrafıma baktım,Baktım ki yaşamak güzeldi hâlâ Mesela gökyüzüMaviydi alabildiğineİnsanlar dalıp gitmiştiKendi âlemine Muzaffer Tayyip Uslu

Fa Bemol

Sanmıştım ki: Gidersem dönebilirim.Bilirsiniz, hem de nasıl basmakalıptırzaman tüneli imgesi. Girdim oysa ben,çıkamadım: Uzun, hızlı, girdaplı birtek yöndü – vardığımda ne kendimdimartık, ne başkası: Ne canlı, ne cansız,eskimiş nota kâğıtları üzerinde bir avuçkanlı ses, mürekkep lekesi, iç çekiş;ne olmuşum, ne olmamış. Enis Batur

FUGUE XVII

“Ne Zaman Bitiyor Peki Kitap?” “Nerede ne zaman başlıyorsunuz bir kitabasözgelimi?” diye soruyor kadın. “Bilemiyorum”diyor şair: “Başlangıcı sonra farkediyor galibainsan: İlerlemiş bir hastalık gibidir şiir: Hemenhep gecikir teşhis”. Birkaç aydır kitabı kuruyor.Hayatlar geri duruyor artık: İmgeleminde yüzenyüzler, kesitler, sanrılar bırakıyorlar yerleriniharflerin ve boşlukların yarattığı pürüzlere.“Vazgeçtiğim kelimeler”: Gülümsüyorlar, uzunbir sessizlikte aynı anda karar kılmadan önce. “Ortaya …

Devamını oku

Kan Lekesi

“Bütün bunlar çok iyi, çok zarif şeyler de”demişti: “Artık tek bir mümini kalmamışbir dinin peygamberi olmak neye yarar?”Doğruydu bir bakıma, her zaman taktığısoğuk mesafe maskesinin ağzından tane taneçıkan bu sözler, başka doğrular da ekliyordunefes aldırmadan: “Hem kim tanır bugünJuliette Drouot’yu ya da erguvanın rengininisanın ilk haftasında, Tanrı aşkına, birtek kul biliyor m usun çevrende – …

Devamını oku

Muhacir Kuş

I Büyük, yalnız, yaralı bir kuştuHamdi beyin gördüğü: Odasındaotelin iç organlarını dinliyorduher gece: Kimbilir kaç kış çökmüştüyazların arkasına, uyku onu çoktanterketmişti. Hatırlamıyordu şimdigüneşi ve sise doladığı kadınları,istasyonlar bile kendi zamanınıkemiren aç bir tünel faresinindişlerinde öğütülmüştü.Doğduğu evden bir pencere karosu,M ontparnasse’den bir ara sokak,Beylerbeyi’nde bir sakız çamınınavcuyla sıcaklığını yokladığı sertkabuğu ve nerede ne zamandıbilemediği sinsi bir …

Devamını oku