“Ne Zaman Bitiyor Peki Kitap?” “Nerede ne zaman başlıyorsunuz bir kitabasözgelimi?” diye soruyor kadın. “Bilemiyorum”diyor şair: “Başlangıcı sonra farkediyor galibainsan: İlerlemiş bir hastalık gibidir şiir: Hemenhep gecikir teşhis”. Birkaç aydır kitabı kuruyor.Hayatlar geri duruyor artık: İmgeleminde yüzenyüzler, kesitler, sanrılar bırakıyorlar yerleriniharflerin ve boşlukların yarattığı pürüzlere.“Vazgeçtiğim kelimeler”: Gülümsüyorlar, uzunbir sessizlikte aynı anda karar kılmadan önce. “Ortaya …
Kategori: Şiir
Şub 23
Kan Lekesi
“Bütün bunlar çok iyi, çok zarif şeyler de”demişti: “Artık tek bir mümini kalmamışbir dinin peygamberi olmak neye yarar?”Doğruydu bir bakıma, her zaman taktığısoğuk mesafe maskesinin ağzından tane taneçıkan bu sözler, başka doğrular da ekliyordunefes aldırmadan: “Hem kim tanır bugünJuliette Drouot’yu ya da erguvanın rengininisanın ilk haftasında, Tanrı aşkına, birtek kul biliyor m usun çevrende – …
Şub 23
Muhacir Kuş
I Büyük, yalnız, yaralı bir kuştuHamdi beyin gördüğü: Odasındaotelin iç organlarını dinliyorduher gece: Kimbilir kaç kış çökmüştüyazların arkasına, uyku onu çoktanterketmişti. Hatırlamıyordu şimdigüneşi ve sise doladığı kadınları,istasyonlar bile kendi zamanınıkemiren aç bir tünel faresinindişlerinde öğütülmüştü.Doğduğu evden bir pencere karosu,M ontparnasse’den bir ara sokak,Beylerbeyi’nde bir sakız çamınınavcuyla sıcaklığını yokladığı sertkabuğu ve nerede ne zamandıbilemediği sinsi bir …
Şub 23
SİGMA, requiem
Sahne kararıyor ve ağır ağır batıyorummecnûnu olduğum suyun içinde, görüyorumhızla yanımdan geçen yüzleri: Odisseus,Iason, Sinbad, Kaptan Ahab Pirî Reis vediğerleri, kaç kişiye nasip olur böylesi birkarşılama töreni-… Son gece bir düş gördüm: Boylu boyuncaUzanmışım Dantes’in küpeştesine, kıyıdanel sallıyor herkes ve yelkeni dolduruyoruzaktaki dağlardan inen rüzgâr, dümensahipsiz, sular kabarmış, öfkeli köpüklerinortasında kararlı bir hayalet tekne gibiaçılıyor …
Şub 23
Şiire ihtiyacım var
Ben paraya muhtaç değilim.Hissiyata muhtacım.Kelimelere,Ustalıkla seçilmiş kelimelere,Düşünceleri aktaran çiçeklere,Buradayım diyen güllere,Ağaçların yaşamasına imkân sağlayan rüyalara,Heykelleri dans ettiren şarkılara,Aşıkların kulaklarına mırıldananYıldızlara ihtiyacım var.Her kelimesiYeni bir duygu rengini uyandıran,Sihri kelimelerin yükünü yakanŞiire ihtiyacım var. Alda MeriniÇeviri: Sercan Leylek
Şub 23
Terk-i Diyar Ettim Elveda Seni
Terk-i diyar ettim elveda seniSevdiğim sağlıkla kal şimden-geriAşkın ile yaktın bu can ü teniHer zaman ağlattın bil şimden-gerü Nar-ı aşkın ile kül oldum bittimBen seni kendime sadık yar sandımÇok kahrını çektim gayrı usandımKafadarın olsun il şimden-gerü Namerdi dilersen vasfına girmezAğlarım gözüme uykular girmezHakikatli yar dostsuza el vermezVar başında sultan ol şimden-gerü Kal benim sevdiğim huri …
Şub 23
Kul Başına Âlemde Gelen Hükm-i Kaderdir
Kul başına âlemde gelen hükm-i kaderdirOl hükm-i kader bizlere mîrâs-ı pederdir Ben hırsızı hırsız beni görmek ne mümkinGörmez göze duymaz kulağa sor ne haberdir Ben kapımı [kitler] yatarım el neme lazımÇok il şugûlü zevkime gayet leke vardır Lâ havle velâ kuvvete illâ hüve billâhAliyyi’il-azîm mümine her yerde siperdir Mevtimde müneccim diye mensûbum olurTaşları cavâhir[dir] anın …
Şub 23
A. O. Smirnova’ya
Siz yokken çok şey söylemek istiyorum size,Yanınızdayken sizi dinlemek istiyorum;Fakat susarak bakıyorsunuz bana sertçe,Ben de utançla ve şaşkınlıkla susuyorum Ne yapayım ki çekemem ilginiziSöyleyeceğim beceriksiz sözlerle…Bütün bunlar çok gülünç olabilirdiKeder verici olmasalardı böyle… Mihail Lermontov
Şub 23
Düşünce
Kaygıyla bakıyorum bizim kuşağa!Geleceği ya boş ya karanlık görünüyor.Böyleyken, bilincin ve kuşkunun yükü altındaEylemsizlik içinde kocuyor. Zenginiz biz, ta beşikten beriBabalarımızın yanlışlıkları ve akılsızlıklarıyla!Yaşam üzüyor bizi; dümdüz amaçsız bir yol gibi,Bir şölen gibi yabancı bir bayramda. Utanç verici bir umursamazlığımız var iyiye ve kötüye,Solup gidiyoruz kavgaya girmeden daha;Yüz kızartıcı korkaklarız tehlikeyi görünceVe iğrenç tutsaklarız iktidar …
Şub 23
Kaldığımız Yerden
Yaşadıklarının bir tortusuydu o masum anılar,geleceği nerdeyse unutulmuş bir zamanabağlayan.Unutma, belleğin zindanındı senin,düş gücün özgürlüğün.Böylece dolaşıp durdun bir süredilini anlamadığın insanlar arasında,gökyüzünün mavi bir yama gibigörünüp kaybolduğu gökdelenler altında. Nasılsa rastlamıştın bir gün ücra bir bitpazarındagözden çıkarılıp bir köşeye atılmış o tozluyadigârlarave anlamıştın hemen, derinden bir acıyla:aldırışsızlık da bir çeşit rahatlamaymışsonunda. Şimdi gene bir sürgündesin …