Kategori: Şiir

Cenaze Hüzünleri

Tüm saatleri durdurun, telefonu kesin,Sulu bir kemik vererek,      köpeğin havlamasını engelleyin,Piyanoları susturun ve çalarken       boğuk sesli davullar,Tabutu çıkarın dışarı, gelsin yas tutanlar. Uçakların gökyüzünde inleyerek        daire çizmesini sağlayınYazarken gökyüzüne mesajı: “O öldü” diyeSiyah fiyonklar takın,       beyaz boyunlarına güvercinlerinTrafik polislerine siyah,       pamuktan eldivenler giydirin. O …

Devamını oku

Bu Vatan Kimin?

Bu vatan, toprağın kara bağrındaSıradağlar gibi duranlarındır;Bir tarih boyunca, onun uğrundaKendini tarihe verenlerindir… Tutuşup: kül olan ocaklarından,Şahlanıp: köpüren ırmaklarından,Hudutlarda gaza bayraklarından,Alnına ışıklar vuranlarındır… Ardına bakmadan yollara düşen,Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,Huduttan hududa yol bulup koşan,Cepheden cepheyi soranlarındır… İleri atılıp sellercesine,Göğsünden vurulup tam ercesine,Bir gül bahçesine girercesine,Şu kara toprağa girenlerindir… Tarihin dilinden düşmez bu destan:Nehirler …

Devamını oku

Şiir

Anımsarım seni ben geçen güzkü halinleBaşında gri beren ve o sakin yüreğinGünbatımı ateşi oynaşır gözlerindeYapraklar dökülürdü nehrine benliğinin Bir asma dalı gibi dolanırdın kolumaTatlı, sakin sesinden yaprakların soluğuBeni sımsıkı saran mavi sümbülümsün senBaş döndüren ey ocak, içimin tutuştuğu Güz kadar uzaklara dalarken bakışlarınGri beren, kuş sesi, avcı kadın yüreğiUzaklar: acıların göçüp gittiği yerlerMutlu öpüşlerimin kızıl …

Devamını oku

Terk-i can etsem de kurtulsam şu mihnethaneden

Bî huzurum nâle-i mürg-i dil-i divânedenFark olunmaz cism-i bîmârım bozulmuş lânedenBunca derd u mihnete katlandığım âyâ nedenTerk-i can etsem de kurtulsam şu mihnethâneden Sultan Abdülaziz Han

Âşıkların Hâlleri (Sevânih’ul Uşşâk)

7. Fasıl Gönlüm! Sakın, sırrını yâre söylemeBu “aşk” sözünü ikide bir söylemeGönlüm dedi: “Bir daha böyle söylemeTeslim ol sen, çok söz söyleme” 25. Fasıl Vuslata ruhsat vermezse eğer hicrinMahallenin tozu-toprağıyla avunurum senin 46. Fasıl Sarayının önünden az geçmemin nedeniAmansız korumalarının korkusundandır haniSen ki gönlümdesin ey sevgili gece gündüzGönlüme bakarım hep ne zaman özlesem seni 59. …

Devamını oku

Sonsuzun Uçları

1.Neden kimse sana benzemiyor Hatice? 2.Gözyaşımın sahibiNe zaman alnımı camlara dayasamKanatlarını batıra batıraSana uçuyor bütün kuşlar. 3.Ölümü senden mi öğrenecektimSoluğu canımdan çekilen kadınım. 5.Çocuklar geldiler mi hiç? Geldiler Haticeİçimize baktık uzun uzunSana geldikTek tek odaları kokladılarBizimle ağladın sen deSonra yine ikimiz kaldık. 6.İster ölüm olsun ister ayrılıkİnsan unutur mu var olduğu bedeni.Dünya sözüm, can evimBir …

Devamını oku

Uğultu

Yıllarca yalnızlık şiirleri yazdım.Kalabalıklardan yapılmış bir cezaKalabalıklarda boğulmuş bir arzuTanrının sureti, ormanların uğultusuSeslerden soğuk bir sessizlikÇıngıraklı zamanlarBoyasız evler, çatısız duvarlarBir şey söylemeden gidenlerBir şey söyleyip de unutanlarSokak köpeklerinin ıslık çalan gecesiAğaçların sabah rüyası yollar boyuncaYoksulluğun çarşılarda döktüğü yaprakAyrılık dedim, kavuşma dedim“İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi” dedim. Şimdi içimde kirpiklerinin uğultusuAğız dil vermez bir dünya cezasıBaşkalarının kaderlerinden …

Devamını oku

Bülbül

                                                                  -Basri Bey oğlumuza- Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım;Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı,Pek ıssız …

Devamını oku

Ayazda Kalmış İslamcının Türküsü

bu mülevves döngü mü sarıldığımız urganbu muydu son durağı derin sular geçmenintahkir bodrumlarından alanlara çıkmanınayetlerden şiirlerden ördüğümüz kanatlarlakonduğumuz bu sofra mı olacaktı semamızbu vandal bu zalim bu şehvet bu kinbu akıl tutan yalan mı çocuklarıma yorgan bu kadar aç mıydık biz bu kadar mı şarlatankan kesilmiş süt içtik sarışın canavardanbesmeleyle küfrettik hamdeleyle katliamyaklaşıyor yaklaşmakta olan …

Devamını oku

Ağlattı beni nehrin sahilinde feryat eden güvercin

Ağlattı beni nehrin sahilinde feryat eden güvercin, (kumru)Sabaha karşı, bahçedeki dala konmuş iken.Seher, eliyle gecenin mürekkebini silerkenPapatyalar, dişlerinden şebnemler dökülürken,Erkenden gülistana geldim, dağılmış oradaki şebnemler.Kızların gerdanında saçılan inci taneleri gibi.(Nehirdeki) su dolapları oluk oluk göz yaşı akıtmada.Meyve ağaçlarının dallarını eğen ejderler gibi.Dallar, hacağı saran halhal gibi kıvrım kıvrım olmada,Bütün bunlar gülistanı bir bilezik gibi kuşatmada.Şebnemlerin …

Devamını oku