1. /Gelirlerse evimde kitaplarımaşkımı suluyorum arada bir.Evcil saksılarda küpeçiçeklerikıyıcığına güneş düşse sevinir. Ahşap evlerin asma kilitlerive pazen donlar asılı balkonlarave demir ve bilek ve de demirli bileksürgünler ormanında bir budala. Beni mi tutukladılarneden mi tutukladılar köprünün öte yanı güneş… 2. /Didingen bir arıyı söylemekövgüler düzmek peteğin düzenineya da durup dururken mimlenmekengellemek güzele geçitlerde ben seni …
Kategori: Şiir
Şub 23
kalbiyle söyleşen
dağ köyünde körbağırsak sancısakonur karnın ağrıyan yanınaalev gibi tuğlalar/ Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.Bir şehir kadar kalabalıktır bazılarıBir dehliz kadar karanlıktır bazılarıKonuşurlarİsterlerSusarlarDinlememişseniz nice yıl kalbiniziEv meslek iş para geçim diyerekDüşünün şimdi bir deŞehirlerde kasaba ve köylerdeBaşını eğmiş kalbiyle söyleşen bir kişi olduğunuzu Cahit Zarifoğlu
Şub 23
Güvercin Kardeşliği ve Halk Şiirinde Güvercin
Kuşların evcilleştirilmesi M.Ö. 4500’lü yıllara kadar götürülmektedir. Güvercin insanın evcilleştirdiği ilk kuşlardan biridir Evrim teorisyeni Darwin’e göre güvercinlerin atası kaya güvercini olarak bilinen Columba Livia’dır. Darwin evrim teorisi ile ilgili gözlemler yaparken kullandığı kuş çeşitleri arasında güvercinlerde bulunmaktadır. Farklı güvercin ırklarını eşleştirerek yeni güvercin ırkları elde eden Darwin, türlerin gelişim ve değişimiyle ilgili evrim teorisini …
Şub 23
İstanbul Ufuktaydı
Gurbetten, uzun yolculuk etmiş, dönüyordum.İstanbul ufukta’ydı…Doğrulduğumuz ufka giderken…Sevdâlı yüzüşlerle, yunuslarYol gösteriyordu. İstanbul ufuktan,Sîmâsını göstermeden önce,Kalbimde göründü;Özentili kalbimde bütün çizgileriyle,Binbir kıyı, binbir tepesiyle,Binbir gecesiyle. Yıllarca uzaklarda yaşarken,İstanbul’u hicranla tahayyül, beni yordu.Yer kalmadı beynimde hayâle.İstanbul’a artık bu dönüş son dönüş olsun.Son yıllarım artıkGeçsin o tahayyüllerimin çerçevesinde. Bir saltanat iklîmine benzer bu şehirde,Hulyâ gibi engin gecelerde,Yıldızlara karşı,Cânanla berâber,Allah …
Şub 23
Serçe Ve Kedi
IToprağın altından bağlanıyorartık telefon tellerive bir telaşyüreğini sarıyor serçeleringördükçe kedileri IIAnlar mı serçelerinneden göç etmediğinisobanın kurulmasınıbekleyenkedi IIIYalnızca rüzgar gelirölü bir serçenincenaze törenineve usulcakımıldatır tüylerinikediden önce Sunay Akın
Şub 23
Dağ Yolu
Benden kısadır boyunbir köy otobüsünündağa tırmanmasıgibi uzanırsındudaklarıma katılmaz oldu nicedir yolumuntozu dumanına Sunay Akın
Şub 23
Ticaret
Çocuk hastanesininkarşısındaki oyuncakçıgün geçtikçe artankazancı içinşükreder Tanrı’ya Yem satan ihtiyarınyıllar önce kanatlarınataş attığını bilmedenher sabah aynı meydandatoplanır güvercinler Ve kitapçı tezgahınınen önüne sıralanırbir şairinöldükten sonrabütün kitapları Sunay Akın
Şub 23
Dişi Kuş
Kuru bir otgibi yaşıyorumgözlerden uzakpatika bir yolunkıyısında Tek suçumsap olamamakbaltanınkanlı oyunlarına Ama yine deumut dolu kalbimbelki bir dişi kuştaşır beni diyedaldaki yuvasına Sunay Akın
Şub 23
Ana Oğul
Oğul bakıyor yürümeyi bile göze alamayan yaşlı anayaadım atsın diye koluna giriyorve düşünüyor yıllar öncesini o anda: “Onun gibiydim bir zamanlar ayaklarım güvensiz titrek… Beklerdim uzatsın diye kollarını esirgesin beni yürümeye başlarken…” Aynı ürpertili bekleyiş, aynı sevecen dayanışmayer değiştiriyor şimdi …
Şub 23
Beklemezken
Dalgalar vardı denizdeSevdaya gitmişliğimUmuttan dönmüşlüğümBir vapurun köşesindeGüzeldimKoparılmamış bir meyvenindalındaki hasatsızlıktaydımZamansızlıktaydımAzı karar çoğu zarar derdibekleyenimDalgalar vardı içimdeDüştüm dalımdanBeklemez oldum. Karin Karakaşlı