Nara benzerdin bir zamanlar, çoktun! N’olduSana! Kırk atlı çıkardın dağa, yüz atlıİnerdin dağdan. Kurşun bitmez tabancanda,Atın şahlanır, kırbacın ıslık çalardı.Miçoydun isteyince, kaptandın, korsandın;Martıydı, buluttu, engindi yamacında.Şarap fıçılarına yaslanır limanda,Doğudan batıya usulca kayıp gidenMavna dizilerine bakardın Zaman’ın.Avcıydın, eski taşlara sinmiş günleri,Tavşan yakalar gibi, çeker çıkarırdınKulağından. Bizans surları doruğundanBir Osmanlı vakti düşerdi ellerine.Aşınmış tahtalara sürerdin yüzünü.Hani paslı …
Kategori: Şiir
Şub 23
Yüzün
Eskimiş bir konsolunÇatlak aynasında durmadan,Bir buluttur mehtabı inatla kovalayan.Bir hüznü yansıtan alnının ortasında,Yüzün müdür acaba yolumu dolaştıran?Acının bu solgun haritasında,Kendime yeni duraklar bulduğum.Ulaştığım ıssız dağ doruklarındaYüzün müdür hep sorular sorduğum,Bakışının titrek aydınlığında? Aslında ne bulunur bir gezginin yanındaKendi yüzünden başka,Hüzünle bileyen direncini.Bir suyun ürpermiş aynasındaApansız gözgöze geldiğim.Ayakları ayaklarıma bitişikKımıltısız bir gövdeyle rüzgârın sildiği.Bir bulup bir …
Şub 23
Muska
Üstümde bu ütüsüz gökyüzü,Altımdaki tarazlanmış yol benimHep yanımdaydı zaten,Kendimi bildim bileli.Zaman zaman katlayıp bazen açardım,Cebimde taşıdığım bir mendil gibi. Yani bilirdim bir kamyon şoförününGöğsündeki motor sesini,Uykuda bile dinlediğini.Yüzünde hasret belirtileri bulunan biri,Koynunda taşırdı bir aşk hikâyesiniKabuk bağlamış muska gibi. Ama yine de yaralıyor beni,Yüzümün gölgesinde kırılan bu dal sesi;Ürkütüyor bir şiirin içinden,Göçebe kuş sürüleriniVe ben …
Şub 23
Bin Mısra Kaçak Sonbahar Ele Geçirildi
BİN MISRA KAÇAK SONBAHAR ELE GEÇİRİLDİ iki sonbahar kaçakçısı dün izmir’de yakalandı şair olduğunu ileri süren sanık ve italyan sevgilisi ilk sorgularından sonra tutuklandılar …
Şub 23
Sera Oteli
I Üç çiçekten birini sevdiriyorum yakama: ZakkumÜç sokaktan birini seçiyorum kendime: ŞunuÜç alandan hangisini mi: İşteVeGeçmiş mi, gelecek mi, şimdi miDiye bir ‘dalıp gitme’ tamamlarken ivmesiniDuyuveriyorum seslerini yakındanOldukça yakından -ama belli belirsiz-İşte zaman, diyordu üç yaşlı kavasÜçü de bir ağızdan: İşte zamanBir park kanepesinde oturmuşlar daKonuşup duruyorlardı aralarında. SankiDurgun bir öğle sonuymuş da ortaçağŞimdiki gibiAzıcık …
Şub 23
Hovhannes Tumanyan
Yine çağırmakta…Çağırır durmaksızınSıla derdinin uykusuz hasreti.Ve gönlüm kanatlarını seriverip ansızın,Uçar yuvaya doğru dileyerek vuslatı.Orada baba ocağında beklemekteler beni,Uzun kış gecelerinde, anarak eski günleri.Ve karanlık inlerin yosunlu duvarlarından,Yalçın kayalıkların sessiz derinlerinden,Çocukluğumun şen kahkahalarınınAksini duymaktayım şimdi yeniden.Kah şen şakrak gürüldemede dere,Kah dumanı tütmede aşina bir bacanınVe hepsi sıcacık, güçlü, dünü savurup yere,Gönlüme doluyorlar aşaraktan zamanı.Sus, kulakver ve …
Şub 23
Ahtamar
Şen ve güleç Van GölününKüçük kıyı köyündenSuya girer gizlidenHer gece bir nevcivan. Suya girer kayıksız,Pazusuna güvenir,Suyu yarar yüzerekKarşı adaya doğru. Loş adadan sessiz sakinBir ışık var çağıran,Onun için ışıldayanBir işaret durmadan. Güzel Tamar geceleriBöyle ateş yakıyor,Ve sabırsız bekliyorOrada sessiz,gizlice. Deniz durmaz,çalkalanır,Gencin kalbi çırpınır,Dalgaları kükrer coşkunOysa yüzer korkmadan. Tamar ise heyecanlaOnu bekler kıyıda,Suyun sesi her kulaçtaVücudunu …
Şub 23
Dua
Kuğular bu akşam ümitsizce göçtü zehirli göllerdenMahzun kızlar zindandaki kardeşlerini düşlüyorSavaş bitti leylakların bittiği çayırda.Ağıtlar yakarak ince kadınlar, başları öndeTabutların ardından gidiyorlar yeraltı geçitlerinde.Çabuk n’olur, donuyoruz bu vicdansız karanlıkta,Çabuk götürün bizi o müşfik hayata,Kardeşlerimizin uyuduğu o kilise mezarlığına.Öksüz bir kuğu gam çekiyor ruhumdaVe orda, kan damlıyor gözlerimde taze ölüler üstüne.Sakatlar ordusu çiğnerken kalbimin patikalarınıÇıplak ayaklı …
Şub 23
Köprünün Çocukları
Güneş karşı dağlardan çıkarken yavaş yavaşKöprüde görülüyor hararetli bir telaşKemerlerden geçerken zerzevat kayıklarıSislere gömülüyor Marmara açıkları. Yeni gelen bir vapur çalıyor tiz bir düdükYanaşarak köprüye alıyor bir öpücükKöprü yangınlığıyla bu hoyratça buseninİnliyor tatlı tatlı… İnliyor derin derin… Ufacık bir istimbot ötüyor canavarca,Bu sesle sarsılıyor köprü dakikalarca…Artık o da uykunun zincirini kırıyor… Bu ihtiyar haliyle köprü …
Şub 23
Üç Ağaç
Üç devrilmiş ağaçpatika kenarında kalakalmışunutmuş oduncu; söyleşiyorlarüç kör gibi, aşkla sarmaş dolaş. Veriyor kıpkızıl güneşsıcacık kanını budaklı odunlarave apaçık bağrındankokular karışıyor rüzgara Biri kıvrık, sarılmış ötekine, uzatıyorkocaman kolunu, titrek yapraklarını,ve üstündeki yaralaryalvarıp duran iki göz sanki. Unutmuş onları oduncuGidip birlikte olacağım, bu gece.Tatlı reçineleri sokacağım içime.Onlar ısıtacak bedenimi.Ve suskun ve sarmaş dolaş bulacak biziGüneş, bir …