Konuşmam artık, ağır sözler söylemembir düş için sabahları göğsüme sedeftenbir çiçek işlerim Hiç bilmedim,konuştuklarımdan ne anladın,ormanın korkunçluğunu söyledim,ovanın serinliğini sustum,sen uzun bir uykuyu uyudun, ben düş gördüm Durmadan bir yoldan söz ettim:suyum ben, adımı unutmadım,dolanıp, bir gün yanına düştüğümbir dağdan söz ettim;dünyanın işine karışmadım,beni avutmaz dünya, beni tutmaz da,dolanıp içinde kirininyine temiz geldim. Göğsümde sedeften …
Kategori: Şiir
Şub 23
Ova
İki yanım dağ,üşüdüm heybetindenBir adım daha güneşe, bir adım dahabir adım derken… genişledimuzağım artık kendimden. Kurumuş bir bataklık göğsümde,ayaklarımdan uzak duruyor su.Ve sessizliğin yankısıyla kuruyorumkendimi yeniden Mutlak ıssızlıkla buluştum,mutlak kopmuştum hatıradan.Bir şey değilim ben,geç benden. Ağaç tutunacaksa bende, köklerine güvensinyol gidecekse, varsın gideceği yere.Sabahın sisi ayaklarımı yalıyorgece de geçecek benden. Sustum. Yeryüzü olacağı gibi olsun. …
Şub 23
Onun mağlubuyum
Oyun tahtasında bu oyundan başkası yoktu.Oyna dedi; ilave yapmayı ne bilirim? Ben mevcut olan bir oyunu oynadım;Kendimi belaya attım. Bela içinde de onun tatlarını tadıyorum;Onun mağlubuyum, onun mağlubuyum, onun mağlubu. Mevlânâ Celâleddîn
Şub 23
Veda
Bu şehirden gidiyorumGözleri kör olmuş kırlangıçlar gibiGururu yıkılmış soy atlar gibiBu şehirden gidiyorum İnsanlar taş gibi bana yabancıAğaçlar bensiz hüküm giyecek bulvarlardaBir tambur bir yalnızlığı anlatıyorsaO ışıksız penceredenBen onu bile bile duymuyor gibiyim. Bu şehirden gidiyorumGömerek geceyi içimeSabahın hüznünü beklemedenGidiyorum bu şehirden. İstanbul 1963 Erdem Bayazıt
Şub 23
Baba Tahir Üryan Rubaileri
Bahtım karadır, talihim allak bullakYas oldu nasibim, kaldım çırçıplak.Bir dağ yoludur aşk, yürürüm ağlayarak;Tanrım, kana boğ kalbimi, öldür ve bırak! * * * Neyler gibi inler yüreğim, yas doludur;Sensiz kalıverdim: Bu, cehennem yoludur.Mahşer günü? Bir Tanrı bilir. Son güne dekYazgın çiledir, gönül: Dövün, kıvran, dur. * * * Bak, geldi bahar: süsledi hasbahçeyi gül:Dallarda sevinç …
Şub 23
Ruhuma Sinen Şehir
ve bir gün kalbim duracaktut ellerimi diyeceğim o zamaneski bir Kanlıca sabahındakırçıl kanatlı bir martınınçığlığıyla bitecek her şeyNefî’nin dilindenNedim’in gönlünden şarkılar söyleyeceksinhayalin gözümde tütecekHüsn ü Aşk’la yanacak Galibî gazelleruzaktan bakacak Kız Kulesi kıyılarınaBaki’nin bahtındansultanın tahtından yalvarı vereceksinve … hayalin gözümde tütecek … seherler servilerinle süslenecekduy hayatı diyeceğim beş vakitbaki kalan gökkubbenin altındaşairin hoş sadasıyladolacak bulutlarSüleymaniye’nin …
Şub 23
Ardım Sıra Gel
Solgun zambağın güzel kokusuDüşlerime bir süs gibi çöküyor.Zambaklar kıyamet habercisi,Bu dünyada kalmayacaksın, diyor. Gönlüm huzura kavuşur benim,Ne ki hiçbir şey sevindirmez inan.Unutma, geçince son günlerim,Anla beni, yok olduğum zaman. Bilirim dostum, kısa bir yol var,Bu zavallı vücut yorgun düşecek.Bilirim: Aşk güçlü ölüm kadar.Yok olduğum zaman, sen ol sevecek. Gizli bir andı duyar gibiyim…Bilirim, o yürek …
Şub 23
yolculuk ve hüzün
ne kadar gitsem o kadar uzak;yaşlanınca inceliyor yalnızlık;kurur insan hüznü akşama doğru;kendim için edinilmiş yolculuk… dağ yitiyor, ay seçilmez oldu, su battı;şimdi sahiden her şey bir yorum;o kadar hüzündüm ki, büzüldümve artık kendimle örtüşmüyorum… çok yokuşlar tırmandım, iniş olmadı;kim örüyor, görünmüyor, duvarlar…ey mevsim! vur hançeri de kopsun,beni yazlara bağlayan bağlar… Hilmi Yavuz
Şub 23
Kim İzin Verecek Rüzgara
Sen Mem u Zin’iBen Ferhat ile Şirin’i Sen Cigerhun’u, Otuzüç KurşunuBen Nazım’ı, Cihat’ı, Turgut’u Sen gözleri deprem kızını kara çadırınBen Sürmeli Bey ağıdını Sen Dicle’yi durgun ve nazlıBen Kızılırmak’ı, mağrur ve geniş Sen Siverekli öfkeyi Fransız önündeBen dağların onuru Kamalı Efeyi Sen Cudi’yi uçurum ve dorukBen Konya ovasını beyaz ve tenha Sen düşmanını ağırlayan konukluğuBen …