Beni koydukları zaman toprağa,Başında bembeyaz sarık, bir hoca,Yabancılar gider gitmez uzağa,Yaslansın çömelip orda ağaca. Her mezar başında artan hevesle,Ruhuma bir “Yasin” okusun, sesle,Bu son benzeyişim olsun herkesle,Bütün arzum budur olup olacağı. Dinlendirmek için orda başımı,Ne adımı yazsın ne de yaşımı,Bir koyan olursa eğer taşımı,Üzerine bir “Ah” çekin Arapça. Ahmet Kutsi Tecer
Kategori: Şiir
Şub 23
Mezar Taşları
Sevmeliyiz mezartaşlarını biz,Çünkü yalnız onlar bizi yâd eder.Şüphesiz onlardır en saf ve temiz,Ardımızdan varsa duyanlar keder. Her sevginin artık çözüldüğü gün,Alınlarda matem, yüzlerde hüzün,Bizi yalnız onlar tanır gündüzün,Geceleyin onlar kalır beraber.. Bütün derdimizi alıp bağrına,Bizden yalnız onlar kalır yarına,Ay ışığı düşse omuzlarına Ahmet Kutsi Tecer
Şub 23
Mezar
“İhtiyarlıyoruz!” demez miydim sana?“Yüz göz buruşur, sevişenler ayrılır!”Demez miydim? Al işte geldi o günler!İşte ağardı saçlarımız, kocadık.Nerde ağzının o eski güzelliği!Hani türlü diller döken aşıkların?Bir mezar gibisin sen artık, bakmadanGeçip gidiyoruz kibirlim, önünden. Rufinus
Şub 23
Masal
Doğuda bir baba vardıBatı gelmeden önce Onun oğulları batıya vardı Birinci oğul batı kapılarında Büyük törenlerle karşılandı Sonra onuruna büyük şölen verdiler Söylevler söylediler babanın onuruna Gece olup kuştüyü yastıklar arasında Oğul masmavi şafağin rüyasında Bir karaltı yavaşça tüy gibi daldı içeri Öldürdüler onu ve gömdüler kimsenin bilmediği bir yere Baba bunu havanın ansızın kabaran …
Şub 23
Öyle Güzel Bir Yorgun Adam
Öyle güzel bir yorgun adamdı ki babam,böyle bir gülüşüyle ve susuşuylaemeği, ekmeği, barışıöğretiverirdi tastamam. Be komşum, zaten biz,kadınımız erimiz, bu toprakların ve bu suların insanları,sızımızı, hasretimizi, öfkemizi,biraz Eflatun, biraz Nesimî gibi,onurlu, sessiz, efendice söylemez miyiz? Adını gömleğimize işleyerek sevdiğimizin,bir gül yaprağını saklayarak defter içinde,balkonlara pencerelere dizerek saksılarımızı,kamyonumuza teknemize ad koyarak arifane,tüterek tütünümüzle kasketimizin altında,denizlerle bulutlarla …
Şub 23
Babamın Gazeli
Yeni aya karşı dua ederdi Ağlardı kesilen zeytin dalına Ağlardı evliya kıssalarına Saksıda taşırdı kışın baharı Korkuyu sevinci yayan gözleri Kitaba gözlüktü derin gözleri Anamın en kutsal barınağıydı Esli alfabeyi candan severdi Toprağa dosttu ölüme hazır Taşırdı soyunu gövdesi gibi Bir destan büyüttü namustan aşktan Midenin harama düşmanlığından Mehmet Akif İnan
Şub 23
Korku
Tanrı onları dört gözden ayırmasınHiçbiri anne baba yokluğu bilmesin. Büyükler gidince çocuklar küçükse onlar da ölmeliÇünkü kendi evlerinden gayrı evler el evleriHele o kış ayları korkulu akşamüzerleri. Bizler ki büyükken bu kadar yalnızız daYa onlar küçücük kalırsa ardımızda? Hem onlar geç büyürler,sonra ne güç büyürlerDaha yavru dünyanın farkında değillerÜşümüş soğuklarda yatağımıza gelirler. Bizler ki büyükken …
Şub 23
Zaman… Geçerek… ten
Bir maviden bir siyaha geçerek zamanGeçerek bir çocuk teninden yaşlı uçuk bir deriyeDokunup durgun yüreğine büyük sularınBinbir rüzgârla bir dinmez akışa geçerekGeçerek kirpikleri ve düşleri arasındanYüzünü güneşe tutmuş uzun adamlarınYağmurlardan yazlardan parklardan geçerekUçarı giysiler içinde telaşlı titrekKâküllerden gamzelerden alın çizgilerindenGeçerek bir ince ağrıyla gönül çarpıntılarından.Akşamlardan bir bozgun, gecelerden külhaniSabahlardan bir tüy gibi uykulu düşlerle hafifGeçerek …
Şub 23
Gördüm
bir pazar gününe sabah nasıl iner göklerden nefesi tıkanmış soluk soluğabir parka kuşlar gibi kimsesiz nasıl iner yoksul kanatlarıylasiz hiç ağaçların sarsıla sarsıla …
Şub 23
Davet
hiç mihiçaklımda yoktu sevişmek ta kikuşhavalanıncaya dek Süheyla Taşçıer / On iki saatlik sevgili