O, parlayan bir mercandı. Gökkuşağının saçaklarından, bir damla çiyle, kutsal bir sehere yağmıştı. Görülmemiş bir inci, denizin göz kıvılcımlarından gümüşsü bir güzellik, dökülmüş. Sonra tutamayıp kendini uslanmaz bir ses misali kimsesiz vadilerin kulağında yankılanmıştı. Mavi bir renk gibi geçit vermez bir dağın göğsüne yansımıştı.Amansız bir yarayı taşırken gidip çıkarmıştım onu, sedef bir dağın yüreğinin kabuğu …
Kategori: Şiir
Şub 23
Yalnız
Haykırışan kargalar Darmadağın uçuşuyor kente doğru. Neredeyse yağacak kar Yeri yurdu olana ne mutlu! Donmuş kalakaldın, Hanidir gözlerin arkada! Boşuna kaçışın, ey çılgın, Kıştan uzaklara! Dilsiz ve soğuktur binlerce çöle Açılan bir kapıdır dünya! İnsan senin yitirdiğini yitirse Bir yerlerde duramaz bir daha! Sen şimdi solgun, sarı Kış gurbetlerine lânetli, Hep soğuk gök katlarını Arayan …
Şub 23
Tâ ezel “kâlû belâ”dan eyledim ikrâr-ı aşk
Tâ ezel “kâlû belâ”dan eyledim ikrâr-ı aşkÖldürürlerse beni ben etmezem inkâr-ı aşkZâ’il olmaz haşre dek kalbimde bu efkâr-ı aşkHer nefes verdikçe zikrim dâ’imâ ezkâr-ı aşk Arifem fark etmezem hiç Kabe’yi puthanedenAşık u rindem cihanda çıkmazam meyhanedenBâde-i câm-ı “elest”i nûş edip cânânedenMest-i lâ-ya’kil olup oldum edeb hammâr-ı aşk G. Askerî
Şub 23
Daha Sonra
Şiirlerde daima farklı görünür.Başkalarınca yazılan cümleler okuyuncaher şey açık ve kolay görünür.Yangına hâlâ dayanan bir kâğıt gibi,üstündeki kül izlerini pekhissedemeyen. Avlumdakül öyle kapsamlı ki.İlüzyon gibi. Esinlendiren bir resim gibi. Çoğu kimse kayıp güzellik hakkında yazar,aniden başa gelen ve terk edilmiş suskun bir kalbiniçine sürünen talihsizlik hakkında.Ama ben avlum hakkında ve pencereden görebileceğiniznehir hakkında yazmak isterim.Bir …
Şub 23
Kuş Yuvalarını Kuyu Ağızlarını
Göğüslerinin ucunda seninAy ışığından ürpertiler alanBir çift terli yüzük olmak isterdimAğzımla, gözlerimle, avuçlarımla;Derin bir gecede, kuş yuvalarınıKuyu ağızlarını ışıtır gibi… İki nehir ki bacaklarınSenin değil benim gövdemden kopuyor.Kıyısında baldıran otları bitenAşk mıdır o uzun susuzlukHer şeyi bir uzaklığa yerleştirerek akıyor. Tırnaklarının ucundan başlayan gurbetBaşını çevirdiğinde yüzüne vuran iyilik;Herkesin gittikçe soğuduğu bu uzun günbatımındaGövdende tüten o …
Şub 23
Bir Orman
Hanginiz aklınıza getirdinizBenim bir gün insanlığımıBitkilere hayvanlara kadarBir gün tutup genişleteceğimiBütün bu dünyaya saracağımı sonra da Şu esen rüzgâra bıraktım işteYaşayan duyan her şeyimiOnların hesabına yaşayacaklar bundan sonraEllerime saçlarıma kadarHer şeyim dünyada İlk defa bu kadar iyi farkediyorumBu yüreği param parça uçan kuşBu çamur gibi gökyüzüBu deniz, bu garip karıncaCihanda ümit ölmez deyip yaşamışlar Her …
Şub 23
Parçalanmış Gerçeklik
Ben o sırada alnıma arkadaşlık eden zamanı Yanıma alıp buradan olmayan bir çiçeğin Açılış törenine gidiyordum ki, Karanfilya’yı Bildiri dağıtan çocukluğumun yolunu keserken gördüm Yüreğimin içinde tur atıyordu Yolculuklarından dönen bir soru işareti; Nerdeler, şimdi onlar? Dedim; gözyaşlarım artık burada oturmuyorİki milyon sözcük öteye taşındılarHerkesi eşit güldüren bir umudun yanına Önce bir kafeye oturduk, oligarşiden …
Şub 23
Duvarcının Aşkı
Kendimi öldürmeyi düşündüm, ben olup olacağım bir duvarcı, sen eczanesi olan bir adamı seven bir kadınsın diye. Alıştım, umurumda değil; tuğlaları eskisinden daha düzgün diziyorum ve şarkı söylüyorum inceden, elimde mala, öğleden sonraları. Güneş gözlerime gelip de merdiven titrerse altımda ve tuğlaları da yanlış yere koyarsam, …
Şub 23
Şimdi Yoksun
Bir zamanlar öyleydiDiyelim duruyordun bir ağacın yanındaKış oluyordu diyelim, tek yaprak olmuyordu dallardaŞimdi kimse inanmaz buna amaÇiçekle donanıyordu ağaç bir andaKuşu bile oluyordu hatta Değdiriyordun diyelim parmağınıHüzne yavaşçaEriyip rengârenk bir uçurtmaOluyordu o anHüzün dokunmanla Diyelim bakıyordun ağlayan bir çocuğaDonup kalıyordu gözyaşları çocuğunAkarken yanağında Bir zamanlar öyleydiŞimdi yoksunMevsim kış, vakit hüzünVe bütün çocuklar ağlıyor İsmail Uyaroğlu