Bir kenti bırakırken anımsananDaha çok küçük şeylerdirBakkalın borcu ödenirVe uzak bir tanıdığa rastlanır son anda Bir kent nedir ve bir insana Bıraktığı şey nedir bir kentinUzayıp giden tozlu yollarSonuçlanır yassı dağlarla Bir kenti bırakırken, alışılmış–Bir şeydir bırakmak bir kadını daYürürdün koruluklaraYüzünü taşıyarak onun Ve çayların akışında her zamanEskiyi anımsatan bir şey vardıBulanık olduklarından mıYoksa yaz …
Kategori: Şiir
Şub 23
Yazdım Yeryüzünün Kalbine
Gece sessiz. Sızıyor balkondan odaya usul kalp atışları şehrinunutulup gidecek yaşanan bu an´da zamanın bulanık sularında. Ey! Dünden bugüne taşınmışeşsiz kederiyle kabul gören geçmiş.Yazdım, harf harf yazdım yeryüzünün kalbine,acıdı kalbim. Her veda kaybedilmiş bir topraktı bedenimden ve aşktitreyen kandilleriyle sonsuz gökyüzü. Kapısı sert çekilmiş odalardakendine terk edilen aşklardan döndüm,sonu aşka varmayan yollardan tekrar tekrar kendimden …
Şub 23
Tablo
Yüzümü pişirmiyoriçimdeki cehennemyüzyıllarımın uçan sayrısıağaç dallarında titreyen matem Ben her dem kendim içreyimkehribarî bir füsundağarcığımda tortulanan arzular.İpeksi bir tutku mayalanırazdırılan her zerremde BenHangi çağın kalbine sıkılan ölümümhangi dirim anından fırlayan en son insangergin bekleyişler sızıyorağzımın kenarındanbir balona üflenen son direncimbüzüşen soluğumdan Nefsimi kurumaya terkettimaşka dair değildi hiç bir şeykreması bol tutkular mezatındavuruldu duygularım düştü fitili …
Şub 23
Sultana Mektuplar 1
Ellerin yüreğin olmakta ellerimdeBir sıcak öyküye yaslanır bu şehrin akşamlarıYarı yaşanmış gün ortasındanKopardığımız bir andır göğsümüzde gürleyen ağrı. Her kaçırdığın bakışında kendime yakalanıyorumUtanıyorum ve saklıyorum ellerimiSaklanıyorum senden, kendimdenİkindi sonrasından ve tevbemden. Kaybettiğim her adres gönlüne çıkarBen hep kaybolduğum şehirlerde bulurum kendimiSoruyorum toplayıp bütün sorularımıBu şehrin kalbi var mıdır senden başka. Gidersem bir ince silüettir hatıraların …
Şub 23
Bir Hastalıktan Sonra
IBir hastalıktan sonra, Mektup yazdım eşe dosta-İadeli taahhütlü-Ve yıldırım telgraf çektim yare-Cevaplı-Neler olmuş Rabbim, neler.Ben tüberkülozdan yatarken, hastanedeDostlar unutmuş adımı,Yar kocaya gitmiş… IIIVe dünyamız RabbimBir hastalıktan sonraEskisi gibi değil. Rüştü Onur
Şub 23
Okuntu
Mevsimlerden denizi,inceliklerden en çok geçmişi özlediniz.Sevgiyi kavramanın ağırlığı başlayıncabizim gibi kaçmadınız.Belki biraz ağladınız; bir gözyaşı izi boyunca kanadınız.Akşamlar ve parklar arasında dünyaya en çok siz yaraştınız. Şimdi sizi çok özlemişiz.Bir akşam bize gelirseniz, geniş koltuklarda otururuz; susarız. Adnan Azar
Şub 23
Ulak
Yıldan yıla geçerkenhikâyeler topladım evlerde,çıkından çıkına doldum taşırdımhiçbir yere sığmayanölüm dirim haberlerini,çıkamadığım yokuşlarıbağışlıyorum giremediğimçıkmazları : Doydumgezdiğim caddelerdekovandan kovana delik deşikgötürdüğüm uğultulara.Bir kül ki boşuna : Benunutsam, kimse hatırlamaz. Belki de yenilenmeli ağaçlar.Boyalar devşirilmelimevsimin yapraklarından,haşarı erguvandan.Yepyeni fırçalar alınmalı çarşıdan,insan eliyle germeli bezi tahtaya :Herkes kendine görülmemişbir düş aramalı. Sen, penceredeki suskun kadın :Hayatımda ol, kal, öl, …
Şub 23
Fatma Savcı
akşamlara doğru yürümenin yoruldu adımları,buz tuttu hayallere giden bütün yollar Fatma Savcı Dağa gitmek ani bir karar değildi, iki yıl düşündüm. * Düşünün; ben Türkçe’ye hâlâ küsüm. Çünkü zorla öğretilmiş. Biz Kürtçe konuşunca öğretmen nar ağacı daha çok incitiyor diye nar dalıyla vururdu. Böyle öğrendiğin herhangi bir dille nasıl barışık olursun?*…zorla öğrendiğim ve nefret ettiğim …
Şub 23
Gönül Verme Ölüme
O, parlayan bir mercandı. Gökkuşağının saçaklarından, bir damla çiyle, kutsal bir sehere yağmıştı. Görülmemiş bir inci, denizin göz kıvılcımlarından gümüşsü bir güzellik, dökülmüş. Sonra tutamayıp kendini uslanmaz bir ses misali kimsesiz vadilerin kulağında yankılanmıştı. Mavi bir renk gibi geçit vermez bir dağın göğsüne yansımıştı.Amansız bir yarayı taşırken gidip çıkarmıştım onu, sedef bir dağın yüreğinin kabuğu …