Bir gülün gölgesi düşmüş yüzüne Kötü gülün, zalim gülün, dar gülün Gel otur biraz yaşlanınca kalkarsın Yüzün biraz, sesin biraz, kal biraz Annenin elleriyle aynaları silersin Bir ahın gölgesi düşmüş yüzüne Derin ahın, yetim ahın, silahın Beni yalnız bir göl gibi düşünme Bir taşın gölgesi düşmüş sesine Kara taşın, boğuk taşın, gizli taşın Bende gölge …
Kategori: Şiir
Şub 23
Gelmiş Bulundum
Ben mişim -neymiş- su sesiymişOymuş -cam kırıkları gibi gövdemi yakan-Yanağında sardunya kokusuyla yazdanKimmiş o gelen ya giden kimmişBir yabancı mı, yoksa bir ermişDeğilmiş, bir çağrı bile yokmuş uzaktan. Güneş mi batarmış bir özel ismi bitirir gibiYanmış bir ağacın yaprakları mıymış kımıldayanNe kalmış bir önceden ya da bir sonradanKim koparmış dalından bu yabani incirleriYa kimmiş kıyıya …
Şub 23
Anılar Tipisi
Kendimle baş başa kalıncaÇok defa,Hava soğur, anılar tipisi başlarKar zerreleri yüzümü acıtır, burnum alnım buz gibiBu yağış, bazan iri taneli bir doluNerdeyse kafatasımı kıracak,Dua ve Ümitlerin şöminede yandığı Ruhumun dağ evine dönerim.Ümitler ısıtmaz insanı ruh kışında,Saman alevi gibi yanar ve sönerlerKurtarıcı olan dualardır ancak,Duaların ormanını beslemedikçeSonumuz donmak.Ayrıca ruhumuzun dağ evinde,Ölümden sonra da önce de Yalnızlığımız …
Şub 23
Kederli Bir Öykü
Bana anlattı vaktin çok geç olduğunu Çocuk,Konuşmuyordu tabii, sadece baktı, mahzun.Yerde ayak izleri “uzaklaşan O”nunYürekteki izlerse, gözlerinden;Bir goncaydı mutluluk hiç açılmamışken solgun.Aramızda da bir “Kan Kalesi”Ok yağıyor üzerime bardaktan boşanırcasına yoğun,“Bana öyle bakmamalıydın giderken,Cehenneme dönmemeliydi yokluğun.”Ardına bakmaların olmasaydı mahzun,Bu kadar ağrımazdı belki kalbim…Ama beni yalnız bırakıp giderken,Bakışlarınla yıkılmış,Gidişinle kimsesizim…Son sahnemiz bu olacaktı demek bizim,Arada yüksekte …
Şub 23
Yalan
Ben güzel günlerin şairiyimSaadetten alıyorum ilhamımıKızlara çeyizlerinden bahsediyorumMahpuslara affı umumiden…Çocuklara müjdeler veriyorumBabası cephede kalan çocuklara… Fakat güç oluyor bu işlerGüç oluyor yalan söylemek… Melih Cevdet Anday
Şub 23
Güvercin Gerdanlığı
Garip turna bizi senden soranaŞimdi bir yavruya kuldur diyesinAşkın zincirini takmış boynunaDevr içinde Mecnun oldur diyesin Gece gündüz ağlar hiç bir dem gülmezUnutmuş eşini dostunu bilmezSevmiş bir güzeli artık vazgelmezAşık olmak müşkül haldir diyesin Terkeylemiş eşi ile dostunuAbdal olmuş eğne almış postunuGelen geçen çiğner oldu üstünüAyaklar altında yoldur diyesin A zalim engeller yolumu bağlarYarimin hasreti …
Şub 23
Güzelleme
Bir tavşan kadar ürkekti yüreğin Kabaran deniz dalgaları gibi coşkulu… Birden şavklandı yarı karanlık oda Nemli teninde canlandı Parmak uçlarımın ölü dokusu. Dudaklarından içtim kevser şarabını Sen, seni keşfetmenin hazzını tattırdın Bana, ben olduğumu sen yaşattın. Sen imzaladın Kimliksiz otel odalarının Doğum kağıtlarını. Bastığın yerde otlar yeşerir, Topuk çukurlarında Kuru ağaç dalları göverir. Sen güldüğünde, …
Şub 23
Peyami’nin Dediği Gibi: Yalnızız
Siz benim şiirimi sevecek değilsiniz Ben de sizin şiirinizi sevecek değilim İncire ve zeytineTur dağına bir deYalnızdır diğerlerinden daha yüksekte duran.İnce saçlı kızlarKavruk yüzlü çocuklarYazıda ağaçYabanda kurtÜzgün olan, yalnızdır Örttüğü zaman geceye veAydınlattığı zaman gündüzeNur dağına bir deMağaralar yalnızdırKaygılı misafirler …
Şub 23
Sanman taleb-i devlet ü câh itmege geldik
Sanman taleb-i devlet ü câh itmege geldikBiz ‘âleme bir yâr içün âh itmege geldik Sad kâfile şekvâ ile âzâr-ı felekdenHâk-i der-i cânâna penâh itmege geldik Ser-tâ-be-kadem dîde olup dâg-ı hevesdenÂyîne-i dîdâra nigâh itmege geldik Ey hâce günâh ise nazar rûy-ı butaneBiz ‘âlem-i ‘îcâda günâh itmege geldik Hâr olmasın a’dâ ki bu gülzâr-ı fenâyaBir gül koparup …
Şub 23
Kuş Yuvalarını Kuyu Ağızlarını
Göğüslerinin ucunda seninAy ışığından ürpertiler alanBir çift terli yüzük olmak isterdimAğzımla, gözlerimle, avuçlarımla;Derin bir gecede, kuş yuvalarınıKuyu ağızlarını ışıtır gibi… İki nehir ki bacaklarınSenin değil benim gövdemden kopuyor.Kıyısında baldıran otları bitenAşk mıdır o uzun susuzlukHer şeyi bir uzaklığa yerleştirerek akıyor. Tırnaklarının ucundan başlayan gurbetBaşını çevirdiğinde yüzüne vuran iyilik;Herkesin gittikçe soğuduğu bu uzun günbatımındaGövdende tüten o …