Fecrin aydınlığı gibi bir kitap getirdi resûlüllâh bize, Hakkı görmez kör bir toplum iken erdirdi bizleri hidâyete; İnanıyor kalblerimiz, o doğruyu söyler kesinlikle,Müşrikler uyurken gaflet içinde; geceleri Rabbiyledir o, bütün kalbiyle… Senin lütuf ve inâyetin olmasaydı yâ rabbi, Veremezdik sadakayı, bulamazdık hidâyeti. Sen kereminle gösterdin bize niyaz ve ibadeti; Ulaştır bizi huzur ve emniyete yâ …
Kategori: Şiir
Şub 23
Bir Ömür Yetmez
Bahtı teninden yanık bir serencamdıBir ömrün bana giydirdikleriKaçamadım şerrinden şamarından feleğinDaha tüysüz bir çocukken dilim dağlandıYasaklarla korumaya alındı bütün düşlerim Ardımsıra kurallar devriyeler gezerdiBaşım üç numara traş trahomlu gözlerimBabamın ters-yüz ceketi gibiydi hayatAcısı bol bir ağıt gibi dururdu bedenimdeYa da sokaklarıma dar gelirdi. Parçalanmış bir aynada büyüttüm kendi kendimiKurşun eritilirdi başımda okunmuş sular içerdimBoynumdaki muskaya …
Şub 23
İşte ölüm güvercini yaklaşıverdi
Günahkârım fakat ben, Af isterim Rabbimden. Ya da kanımı dökecek bir vuruş isterim. Kılınç ya da mızrakla deşilip çıkmış ciğerim. Ta ki beni gören samimice desin, Şu savaşçıya Allâh rahmet eylesin… Ey nefis! Bakıyorum cenneti hiç istemiyorsun. Boş bunlar, Kalbim mutmaindir ki sen, Su kırbasındaki bir damla susun, Ey nefis çarpışmasan da bir gün öleceksin. …
Şub 23
Sere Serpe’nin Hikayesi
Yer Ankara’da Sabahattin Eyuboğlu’nun evi, yıl 1946. Ev halkı ve misafirler salonda otururken küçük odada genç bir kız sedire uzanmış, isteksizce ders çalışıyor. Odanın öbür köşesinde, şair, kâğıda bir şeyler yazıyor. Sonra genç kıza uzatıyor kağıdı: “Bak, senin için bir şiir yazdım.” Okuyor genç kız: SERE SERPEUzanıp yatıvermiş, sere serpe;Entarisi sıyrılmış, hafiften;Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;Bir …
Şub 23
Kendine Veda
Son da değil baslangıç daNe kadar az ne kadar çok’uzHer yerde ayak izimizNe kadar çok özel’iz Gün geceden kısa bu aralar yoğun bakımdaBir acı aldı bir ağrıya terfi etti kendiniSözden alacaklı kalmasın diye anıBir karalama defteri gibiÖmrüme iliştirdiğim o serseriŞiirle aldattı seni Ne akciğer ne kalp yetmezliğiAcı da yok hayretAklın durduğu yerde bir sayıklamaSanki mor …
Şub 23
Harfler Ve Melâl
ben esterebadi’nin sözünü kalealmadım: harfler dünya’dan hayaledoğru yolcudurlar, durmazlar;dönüşür birbirine ‘Allah’ ve ‘Lale’… sen bir kurdun yalnızlığı gibi kurdun yalnızlığı…harfler ki, dağbaşlarıdır;sözler, bulutların ördüğü hâle…o eski hüzünlerin aldığı biçim;harflerin ormanında çok çok dolaştı;ağacı, yaprağı, çiçeği aştı; -ama yok!bir karşılık bulamadı melâl’e… Hilmi Yavuz
Şub 23
Fırtına
akşam ıssız bir ağaç biçimindesırrı dökülmüş aynalarda görünür(bakmak, uzaklara dokunmaktırsen benim en alımlı gözlerimsin)bakışını duyar gibi güllerdentıpkı enli ve kalın hüzünlerdenbana bir gülümseme biçer gibisin benim özel bir tarihim olmadıbaşlamak için en ilkel gereçlerleilk kumaşı biçenlerin tüylü sıkıntısınaduyulurdu bungun ve boğunuksağrıları tere batmış at biçimlerininsazlıklarda doludizgin koşturulduğu(sen benim fırtına gecelerimsin) fırtına başlatılır ilk tecimevlerindeölü testiler …
Şub 23
Yeni Şeyler
Her gün bir yerden göçmek ne iyi Her gün bir yere konmak ne güzel Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş! Dünle beraber gitti cancağzım, Ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım… Mevlânâ Celâleddîn Çeviri: A. Kadir
Şub 23
İtiraf Ve Gizem
aşklarla halklarla yalnızlıklarladerlenmişve her sabah yenidenuzakları titretenbir mahşer bir coşku vardıki oradaboğularak çıldıran flamalardayalarken marşlarımı yabancı hışırtılarkan akar akar dayeryüzünün şahdamarı atardı dünya terütaze bir kadınüstündeydim yanaklarınınelime isyanın tomarları batardı ona her uzanıştacanım dünyayı dürtükleyen mızraklarla kanardıve kanımaher daim bir kadınıngözbebeklerinden girerdi hayat artık duymaktadır şehir kanına karışan çocuklarıve barışırken tanyeri ufku öpen atlarlabu koşanlarbu …
Şub 23
Akşam Ve Sen Ve Ben
ikimizdik, sen ve ben, bir çiçekleonun tomurcuğu arasında bir yerde;öylece durur muyduk, ikimiz gibi?dâima birlikte olurduk hüzünlerde… anımsar mısın, yaz günü, bir bahçeylegizledikti kendimizi birbirimizden;sen ve bahçe, ben ve bahçe, sen ve ben:akşamlar derlerdik her ikimizden… üşürüz, çünkü uzağız şimdi o yazdan;ey, birazdan bir yazdan geçer olan, ey!kimbilir ne anlama geliyor artık,şu eskiden “hüzün” dediğimiz …