Kategori: Şiir

Bir Günün Sonunda Arzu

Yorgun gözümün halkalarındaGüller gibi fecr oldu nümâyân,Güller gibi… sonsuz iri güller,Güller ki kamıştan daha nâlân,Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine kuşlarTekrârını ömrün eder i’lân,Kuşlar mıdır onlar ki her akşamAlemlerimizden sefer eyler?.. Akşam, yine akşam, yine akşam,Bir sırma kemerdir suya baksam,Akşam, yine akşam, yine akşam,Göllerde bu dem bir kamış olsam! Ahmet Haşim

makas

baksular çekildi.hep hatırlatır ya sahipliğiniişte öylekapatıp, türbanladı tanrıdenizini.kumları oyalayankir içinde, birkaç çocuk ayağı şimdi. bende kemikleşen babamınmezarını bilmemama bir çocuğu kemirenya bir babadır hepya da yokluğu. bakavuçlarının içindeki raylardan çıkıyorçok yüklediğimiz trenbelki boynunu kurtarıyoruztrenlerin makaslandığı yerlerdeilk defadoğru raylara uzanmış bir kadının.ama bu kez dekargaşa ve ceset oluyorsenin ekseninde.biliyorumbir aşkın üstüne yakışacak ağız tadı değilakşamları acıya …

Devamını oku

Çalınmış Yürek

üzgün yüreğim akıyor gemiye,bir gevişlik tütün salyası gibi;çorba artıkları yüzümde, niye?üzgün yüreğim akıyor gemiye;ya bu kaba saba sözler ne diye?adamların bu zevzek gülüşleri?üzgün yüreğim akıyor gemiyebir gevişlik tütün salyası gibi. hep belden aşağı edepsiz laflaronu nasıl baştan çıkardı, bakın!dümende de o biçim resimler var, sevişmeler, kalkmış cinsel organlar…siz ey beni büyüleyen dalgalar,alın kirli yüreğimi, arıtınhep …

Devamını oku

Haikular

Ne bayram ne yarBırakın uyuyayımBenim uykum var AteşböceğiÖzlüyor seni şimdiYaz geceleri Soruyor bülbülÖyle güzel açar mıSevilmese gül Gün gitti amaRessamı kıskandıranRenkler orada Cavidan Tümerkan(Şiir Ülkesi 27, Ekim 2004)

Şiiri Yazılamayan Şehir

Gökçe atlar üstünde fethe uçan cihangir:Bu pürfüsun şehire nasıl yazılır şiir? Bir masal diyarının gölge-ışık Kaf’ınıKalem çizebilir mi mânâ fotoğrafını? Medine-i fâzıla, kutsanmış dersaadetİstanbul sevda gibi, ölüm gibi mücerret Yakamoz şehrâyini, tılsımlı, aşkın-verâSözle şerh edilemez bu ilâhî manzara Sanatın bütün sırrı mazmun olsa yine zorİstanbul nûr revnakı, İstanbul bir metafor İstanbul şiiristan, bedestân pazarıdırİstanbul, mâverâya …

Devamını oku

İçe Kapanış

Derdim: yeter, sakin ol, dinlen biraz artık;Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam, Siyah örtülere sardı şehri karanlık; Kimine huzur iner gökten, kimine gam. Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin, Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte; Toplasın acı meyvesini nedametin Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle. Bak göğün balkonlarından, geçmiş seneler Eski zaman esvaplariyle eğilmişler; Hüzün …

Devamını oku

Necid Çöllerinden Medine’ye

Yâ Nebî, şu hâlime bak! Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca, sahranın; Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın! Harîm-i pâkine can atmak istedim durdum; Gerildi karşıma yıllarca ailem, yurdum. “Tahammül et!” dediler… Hangi bir zamana kadar? Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var! Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak; Önümde durmadı artık, ne …

Devamını oku

konu bu değil

bir türkü dinlersiniz, eşlik edersin sen, “hangi bağın bağbanısan”bir aşk oluverecek kadar bir aşinalık değildir ama konu bu değil fakat konu bu değil, türküye eşlik etmen, aşk yahut karabasansaat çok geçtir, birinin iniltisi dokuz yaşında, beden ve ateş bunca yılda birkaç alfabe öğrettiler bana, biri arap biri kirilorak çekiç ezilen halkların sosyolojisi, ezilenlerin pedagojisi ve …

Devamını oku

Kûfe’de Bir Hüseynî Akşam

Saplı kalsın göğsümdekanıma teşne hançerin,yaramdan damlar tekrarnasıl olsa bir Hüseyin Hüseyin bir ayna değilki kırılsın Yezid’e,kan dökülsün ister hırkasıYezid bir bahane Sırrı aşikâr bir Hüseyinaşka verir ser’ini,tebeşir dairesinde Azrail’inçözer zifaf düşmesini Hüseyin kadar şivekârkaç isim var dilinde,kimseye ve herkese aitbir başka menkıbe Sanır mısın ki Hüseyinkumların fısıltısıdır bes,yazılan sağdan solaiki veya üç hecelik bir nefes …

Devamını oku

EYVAY!

Sonra dünyaya döndüm; kredi kartlarıma, zaman aşımı faizine, icra memurunun insafına kalmış itibarıma, elektrik faturası kuyruğuna, dünyada ödenmesi gereken borçlarıma, döndüm, muhâneti muhannet edinmiş dostlarıma, kalpleri mühürlenmişlere Sonra dünyaya döndüm; hatırlamadan olma gözyaşına, geceden başka çağ yok, biliyorum, yerinden çıkan tekrar dönemez yerine, bulamamışın yazgısıdır keder, böyle çizilirmiş kavis insanın yüzüne, döndüm, ah! iddiasını yitirmişin …

Devamını oku