Kategori: Şiir

Sünbülzâde Vehbi Efendi

Bezm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can. Lal-u şarap içürem ve ıslatıp geçirem,Parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahsan. Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır ?Lale ile sümbülü kakulene nevcivan. Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan. Salınarak giderken arkandan ben sokayım,Ard eteğin beline, olmasın çamur …

Devamını oku

Sonbahar

Yolların son güzelliklerini topluyorum….Bir melek bana ölüm giysisi dikiyor-Kendimde farklı dünyalar taşıyorum. Ebedi yaşam-‘onda’ aşkın varlığı söylenirHer şeyi ayaklandırır insanda aşkSonra nefret başlar, meşale alevlerine benzer. Aşka dair çok şey söylemek istiyorumGüçlü fırtınalar estiği zaman,Girdaplarda savrulurken ağaçlar,Kalbimde onların ağırlığı var. Acılar yaşadım….Dolunaylar sorularını yanıtlar.Günlere nasıl tutunduğumu ay görüyordu,Parmaklarımın üstüne basarak geçtiğim korkular. Else Lasker-Schüler

Veda Mektubum

Ernest’e Artık gözlerimi açamamGördüklerim zamanla birlikte yok oldular. Sildi renklerini günbatımlarıAltın ışıltıların güzelliğinden yoksunlar.-Akşamın yıldızları çınlıyorErnest—— Ellerini sıkıca tutuyorum-Senin ve benimİkimizin yetişkin içtenliğiyle. Otların arasındaki mandalin ağacındaYuvadaki kuş şarkı söylüyorArtık kızarmaktan utanmadığımıHüzünlerimin acısından da.Ernest… Bir kez ‘seni seviyorum’ de!Dudakların eğerDört yapraklı yoncaya değerse-Çiçek tarhlarında düş gülleri açarIşıldar bedenim, Ernest. Beni yükselen sulara bırakİçinde yarınların uyuduğuTerkedilmiş …

Devamını oku

Irak Akşamlarda

Iraksın bendenAkşamlarda arkadaşlarının arasında;Karanlık üstümüze ışıltılarla kapanır…Ve ben tüm hıyanetlere katlanırım.Bulut saçaklarında ışıklar kızarırkenHer şey yalnızlığımızda kalır. Ve bazen yumuşak bir hava gelirVe boyar senin ve benim yanaklarımıVe bu senin sesindir, beni çağırırSalondaki tüm seslerden daha akıcı-Ve beni kollarına alırken gökyüzünü çınlatır. Oysa gözlerinde rahatı bulamıyorumSözlerin güç vermiyor avunmak için-Aşka düşüyorum ve aşk bana ağır …

Devamını oku

Solmuş Çiçekler

Nesi var sanki şu dehrin eleminden başkaNesi var kahr u azâb ü siteminden başka Yâri cânım diye pür-rahm ü vefâ sandığımınGörmedim lûtfunu va’d-i kereminden başka Rû-nümâ olmadı âyîne-i pür jeng-i hayâtBana bahtım ile te’sîr-i gamından başka Neşve-dâr olmadı gönlüm feleğin bezmindeKalmadı çekmediğim câm-ı Ceminden başka Dilberimle şu cihân bağını gördüm geçtimSevmedim bir çiçeği gonce feminden …

Devamını oku

Solan Gül

Ey gül neye böyle ser-nigûnsunKim attı seni bu reh-güzâreYaprakların öyle pâre pâreTopraklar içinde rû-nümûnsunHüsnün görünür bana ziyâdeSoldukça o rengi dil-pezirinAğlar sanırım senin nazîrinHemşiren olan felek semâdaSahninde nihân hazin bir âvazEy gönlümü hun eden zevâlinEvler gibi rengi rû-yi âlinNur-ı ezeliye doğru pervâzAyrılmış o zülf-i pür-zerindenBir nâdire-i şefak-izârınYahud ki nesim-i nev-baharınDüşmüş bu yere güzel perinden Abdülhak Mihrünnisa

Gazel

Sen vâr iken ey dost banâ yâar gerekmezCevrin çekeyim gayri vefâdâr gerekmez Cevrin de vefâdır bana derdin de vefâdırBîmar dile bir dahi tîmar gerekmez Cânâ bu cihan içre vefâdâr sanemlerHer kûşede gerçi nicesî vâr gerekmez Kûyunda senin dâima uryan olayım tekCennete banâ hulle ü destâr gerekmez Mest-i mey-i aşk ol, yürü âlemde ki MihrîPes rind-i …

Devamını oku

Anarlar haşredek elbet şiirden zevk alan ahbâb

“Elbette Nedimaya gelirken susar ebcetBir lâle yeter başkaca tarihe ne hâcet.” Büyük Ahmet Nedim’in kârı öğretmek imiş her anŞiir hem bilgi dünyasında üstün usta bir insan Bir akşam ansızın bir çağrı ermiş “Gel” deyu haktanNe can kalmış ne canan ne yoldaş ancak tertemiz imân Anarlar haşredek elbet şiirden zevk alan ahbâbÖlüm tarihi olmuş Nedim’i şah’ı …

Devamını oku

Besbelli

Besbelli ölümüm sabahleyindir, İlk ışık korkuyla girerken camdan. Uzan başucumda, perdeyi indir, Mum olduğu gibi kalsın akşamdan. Sonra koş terlikle haber vermeye, “Kiracım bu sabah can verdi” diye, Üç beş kişi duysun ve belediye Beni kaldırmaya gelsin odamdan. Evden çıkar çıkmaz omuzdan tabut, Sen de eller gibi adımı unut. Kapımı bir kaç gün için açık …

Devamını oku

Yeni Kantolar’dan Mısralar

“Ama onlar bir türlü anlamıyorlarHüznün de bir ölçü olduğunu”…“Kapısı çarpıp duran bağ evinde”“Benden toprağa gitmekte olanı görüyorum” …Kayanın sümbülünü leylağını, çılgın aylarınıMevsimlerin bırakıp gitti. Yeni oldu öleli.…Kimdi dünyayı güzelleştirmek isteyenDurdurup parmaklarından akan zamanıGeleceğe başlangıç çizgisi çeken?…Annelerinse kırgınlıklardan hüzne döndüğünüHüzün varsa yerleşen bir şey olduğunu…Bizi yılların acılarıyla bırakıp gittilerHer gölgeye her ağaca ateş ettiler…Anılar kalır daracık sokaklardaGirsen …

Devamını oku