Kategori: Şiir

Sone XX

İki türlü acı var, biri güncelden doğarAcıdır günbegün kararan gazete haberleri;İnsanı çözümsüzlüğün acziyle boğar.İçine kanatır sessizce umurlu yürekleri.Bu acı her zaman umut taşır yedeğinde.Tutunur var gücüyle zamanın akışına.İkincisi nakıştır duygunun gergefinde,Kök salmış özümüzün karmaşık kumaşına.İnsanın önüne geçilmez o kavrama isteği,Acıya dönüşür doğanın dipsiz giziyle.Hem odur hem de değil bir kuşun teleği,İşleviyle çakışan kusursuz biçimiyle. Hiçbir …

Devamını oku

Sisle Örtülü Yollar

Gecenin SahibiAğustos böceğinin yüreğineİndiriyor sırrınıVe ağustos böceğiSesine ardıç ağacının Bilgeliğini katıpAteşten cümlelerleTanrı’nın sözlerini öğretiyorÖteki böceklere Sessiz ve uzun hıçkırıklarSessiz ve uzun Yıldızların kristal hıçkırıklarıBöceklerin mahzun Ağustos böceği, sesine yıldızlarınParıltısını katıpTanrı’nın yollarını gösteriyorYolunu kaybedenlere Sisle örtülü yolları O’nunYanından geçip gidenDipsiz uçurumların Sisle örtülü yollarSisle örtülü her şeySisle örtülü ruhum. Cahit Koytak

Sone XI

Anılar geliyor bazen ister istemez akla;Burnumdadır kokusu cumbalı evimizinTaş sektiriyorduk büyük bir mutluluklaÇalkantısız yüzünde dupduru bir denizin.Metal paralar sektiren biri vardı aramızda;Bir testere ağzı olurdu onu görünce sular.Yaylanıp parayı çalımla savurunca,Kanardı denizin sırtına açılan yaralar.Tadarak güzelliğini Türkçenin kana kana,Taşlarımız sözcükler oldu şimdi irili ufaklı.Söz sektiriyoruz artık kimimiz imgeden yana.Kimimiz kılavuz etmiş kendine aklı. Denizde para …

Devamını oku

Eyvah! yine hüzün

uyandım ki masamda duruyor kırmızı gülleronları kim koydu kırık dökük dizelerin,solgun harflerin arasına?harabeye çeviriyor gönlümü bitti desem de bitmiyor bendeki aşk hüznü..eskiden ne çok inanırdımgüllerin mucizelerine, geyiklerin bütün biryeryüzünü dolaşıp buğu içinde döndüğünekarlı kış gecelerine aşk bitti desem de hüznü kalıyoryılkıya bırakılmış bir at hüznübir serçe ölüsünün hüznüiçimdeki sıkıntısı, tortusu.. uyandım ki bu bendeki hüzne …

Devamını oku

Bellek

sözün belleği yok kopardığı dalları bahçesine taşırkenunutuyor az önce terk ettiği ormanıkaybolduğu patikalarda döküp saçıyorözündeki anlamı -geri dönülmez artıkkorkmayalım kuşlardan- yolun belleği yok eksiliyor dil yolundayürekte döllenen dirimher şiirin bir ölüm oluşubelki de bundan -merhumu nasıl bilmezdinizaz mı su içmişti pınarınızdan- ölümün belleği yok adak değilsözcüklerin üzerine diktiğimtitrek alevli mumlarsarhoş geceyegünün yolunu gösteriyorlar -gecenin teni …

Devamını oku

Üzüm

sıyrıldık yaz aşklarındanEylül’e döndü yüzünpuslu, hüzünlü, ıslakEylül’ün hüneri hasatve şaraba dönme umudu üzümün Aslı Durak

Kapalı Mekân

Ne kadar güzeldi, kirazların TürkçesiEkmek ören kadınlar, bahçenin sesi-Giderken görürdük kimi kızlarıEllerinde baharın şaşkın dalları! Bir gül düşün, gönülsüz açanOlan her şeyi solduran zaman;Çocuklardan önce yatan babalarGelmiş ve kalmış o yorgunluklar… Artık durmadan kırk yaşındayımCebimden çıkmıyor dünyanın eli,Nereye dokunsam eskiyor hemenGünler günleri örtmüyor şimdi. Kimsenin gücüne gitmesin diyeEzberledim yolları, sulardan önce-Bir kusur aradım, yalnızlığıma;Ağaçlar gövdesinden …

Devamını oku

Gece Yalnız Geçilmez

Geceye heves et gündüz gözüyleçarşıya var tüccarda kelime çoktural kurtar kölelikten gönlün yettiğincekelimeyi azad et; şiir bir kafes,şiirle tükeneceğine boşlukla beslensin,kelime olacağına kuş olsun hattabülbül olacağına karga, ve geceninlacivert sayfalarını uçuşuyla doldursungeceye heves et, şiirden kurtulsun! Yola heves et önce kaderini sal yolave gittiğin yeri unutmadan yolculuğusakın anlatma, hâl böyle: çok yol alanmenzili unutmalı! Adını …

Devamını oku

Her Gidenden Bir Gülümseme Kalır

zaman siler acılarıkinin biley taşı kırılır hüzün birikir elbetıssız sular şiire karışır yıllanmış bir ömürdür közden küle dönüşenateş söner kül savrulur kış bir kardelene yenik düşergök, uçan kuşun kanadına sen ey kalbim, titremez misinuzak bir hatıra gelip dayanınca kapılarına? Aslı Durak

Hiç

Gözyaşı tufanıyla taşıp gidiyor ovalar.“Nereye bu göç?” diye sesleniyorum kuşlara.Bakıp bakıp arada açan geçen güneşlere,Karım bana soruyor: ” Sana ne oldu? Neyin Var?”“Hiç” diye susuyorum. Ama bir hoşum, avara. Ahmet Muhip Dıranas