Kategori: Şiir

Avarelik Yılları

Sen miydin, Tanrım, o kerem sahibi,Bir öğün yemek, bir testi şarap Ve bir gecelik barınak için Kapını çaldığımda Hizmetçilerine “Evde yok!” dedirten? Sen miydin, Lordum, Aklın taş gemisiyle ruhun çölünde Kalbim forsada kürek çekerken Gökçe krallığının tepelerinden Biraz kekik kokusu, Biraz serinlik istediğimde, Rüzgarın yalazlı dudağına “Evde yok!” dedirten? Sen miydin, Efendimiz, Sen miydin, şairlerin, …

Devamını oku

Hüzün Denizi

Günlerin atınaBindimAcılarımla beraber yolcuyum Aşk rüzgârıKalbimin tellerineVuruncaIstıraplar yağdıTıpkı son demlerini yaşayan sonbahar gibi Sıcaklığı bulutlardanİstiyorumVe yıldızlarla tutuşuyorum Ben ve acılarımYolcuyuzUzaklaşıyoruzVe hüzün denizindeYüzüyoruz Jana SeydaKürtçe’den çeviren: Metin Aksoy

Son Gül

Avni’ye İşte son gül soluyorGizli ve kinli ellerYaprakları yoluyorÇiçeklerle beraber. Ağaçlardan süzülenBir asabî uğultu,Bahs ederek hüzünden,Yaralıyor sükûtu. Gösteriyor her bakışBir ürperme, bir korku;Her yüreğe uğramışSanki hicrânın oku. Sonbahârın zehrindenGönlüm hisse alıyor;Titre, ruhum! derinden:İşte son gül soluyor. Nurullah Ataç

Karşın

İnanılmaz yalnızlıkla doğdum ben,inanılmaz yalnızlıkla da gidiyorum-ölümün öpüşüne karşın.Sonsuzluğu size bırakıyorum , dostlar…Bir deşafağın tortusunda uyanıvereno incecik ot sapını- merhametinize. Bojana ApostolovaÇeviren : Kadriye Cesur

Ars Poetika

Tazeden bir yaprakAğır aksak bir aşktır şiir DilsizBir eski çağ madalyonudur Aşınmış kayalarda biten yosunBir dağ kadar yalnız Bir kuşun kanat vuruşudurSessiz – kelimesiz Şiirdir – gökteki ay parçasıÇakılı şavk şiirdir Ay doğar – batarKaranlık yaprakları büyür ağaçların Kış gelir yaprakların ardındanAnılar doğar – batar Şiirdir – gökyüzündeki ayÇakılı durur boyuna Şiir demekGerçek demek Ağıt …

Devamını oku

Cuma

sessiz Cumaterk edilmiş Cumaeski sokaklara benzer hüzünlü Cumahastalıklı tembel Cumasünen sinsi esnemeler Cumasıbekleyişsiz Cumateslim olmanın Cuması boş evsıkıntılı evgençliğin baskınına kapalı evkaranlık ev ve güneşin hayali evyalnızlık, fal ve kuşku eviperde, kitap, dolap ve resimler evi ah ne denli dingin ve gururla geçiyordugarip bir su akıntısı gibibu terk edilmiş sessiz Cumalardabu sıkıntılı evlerdebenim yaşamımaaah ne …

Devamını oku

Ağustos

Tam söz verdiği üzreİlk sabah güneşi perdeler arasından içeri girdiVe safran renginde, meyilli bir çizgiSedire ulaşıverdi. Güneşin sıcak cilasıKapladı yakın ormanı, köy evleriniYatağımı, ıslak yastığımıVe kitaplarımın arkasındaki duvarı. Yastığımın niçin ıslak olduğunu hatırlarımGeleceğinizi görmüştüm düşümdeBirbiri ardısıra, ormanın içindenBeni uğurlamaya. Dağınık bir kalabalığın içinden yürüyordunuzSonra biriniz hatırlamıştıEski takvime göreBugün Ağustos’un altısı, Tecelli Yortusu’ydu. Her zaman böyle …

Devamını oku

Eskimo Şiiri

Ağlamaölmeyeceğim…

Eski Kış

Alevlerin alacakaranlığındaaydınlık ellerini özlüyorum:meşe kokan, gül kokan,ve ölüm. Eski kış. Kuşlar yem ararken, birden,karın altında kaldılar;sözcükler de öyle.Biraz güneş, aynası bir meleğin,sonra inen sis, ağaçlar ve bizsabahın soluğundan yaratılmış. Salvatore QUASIMODO Çeviren : Cevat Çapan

Öyledir Öyle Başlar

İnsan iki yaşında da öyle başlar işteEzgilerin karanlığına sıyrılır kucaklardan,Cıvıl cıvıl cıvıldar, mırıldar bir süre,Derken, üçüne doğru, sözler dökülür ağzından. Öyledir işte, yavaşça başlarsın anlamaya,Kapılıp bir türbinin büyük gürültüsüne,Sen misin bu, bir başkası mı yoksa,Yabancılaşmıştır evin, bir gölgedir annen de Bu zalim leylâk parıltısının nedir derdi?bu dökülen, bu inen bir park kanepesine,Nedir ? çocukları kaçırmak …

Devamını oku