Saklı bir şey vardır her insanın içinde,Biliyor musun arkadaş, ne olduğunu onun?Dayanandır o, bir milyon yıldır darbelereVe sonuna dek de dayanacak olan. Önce doğdu o, takvimlerden,Ve büyüdü ötesinde yaşamın,Kesti zehirli sarmaşıklarını şeytanınBir bıçak gibi, dehşetli yangın. Oydu harlayan ateşleri, yokluğunda ateşinVe tutuşturdu aklını insanın,Su vererek çeliğine kurşunlanmış yüreklerin, Başladığı andan beri zamanın Süzüldü sularından Babil’in,Kayıplardayken …
Kategori: Şiir
Şub 23
Piyadenin Şarkısı
Bağışla piyadeDüşünmeden öylece:Yürüyoruz her an,Kızıştığında yer yüzünde bahar.Yanlış adımla,Ve kaçışı olmayan, basamaklarda kararsız…Yalnızca beyaz söğütler,Gibi beyaz kız kardeşlerin, bakakalır ardından. İnanma havalara,Aralıksız yağar yağmurlar.İnanma piyade,Söylenir hep, o yüreklendirici şarkılarİnanma, inanmaBahçelerde bülbüller çığlık çığlığaSürüyor hala, hayatın ölümle hesaplaşması. Zaman bize öğretiyor:Devam ediyorsa hayat, açık kalmalı kapılar…Yoldaşım, dostum.İşte tamamıyla cazip bir görev sana:Daima gezeceksin yollarda,Ve sadece bir …
Şub 23
Sevgili Dost, Yoksa Görmüyor Musun
Sevgili dost, yoksa görmüyor musunNe varsa gördüğü gözlerimizinYansısıdır sadece, gölgesidirGözle görülmeyeninSevgili dost, yoksa duymuyor musunBu kulak tırmalayan uğultusu yaşamınBozulmuş bir yankısıdır sadeceYüce bir uyumunSevgili dost, yoksa sezmiyor musunTüm dünyada tek bir şeyin var olduğunu:Yüreğin yüreğeDilsiz bir selamla söylediğidir bu.. Vladimir Solovyev
Şub 23
Başka
I. şunlar: yaramaz uçurtmalar -göğe dadanmış- gri kitapların kirli bilgileri kız çocuklarının bize inanılmaz gelen elleri sonra neler bil bakalım: kova burcu bir abla -gerçek- kaybeden ödesin bahisleri meraklısına ölünç dersleri yazısı kamburum ve bunlar bana yetebilirdi balıklarla dertleşmek için bile belki onun annem oluşu, haylanıp adam oluşu şairin, bir esrik vakitte tenin kor oluşu …
Şub 23
Ölüm Hayatı Kuşatalı Beri
Kül yağıyor gökten Kül renginde güneşİki şey örtüyor kırlarıKül ve leş Neye uzatsam elimi dağılıyorBütün eşyalarda ölümün tozuAynı anda yakıyor genizleriÖfkenin ve göz yaşının tuzu Kimi kanla besleniyor kelimelerinKimi kelimeler paslıNe kadar kafiyesi varsa hayatınHepsi de ölümle cinaslı Ve ölüm hayatı kuşatalı beriİki şey yan yana gelişiyor evlerdeBabalar bıçak biliyorAnalar yaslı İsmail Uyaroğlu
Şub 23
Su İsteyişine
bir su ver, dirileyim kuruyan köklerimdebir köprü kur çıldıran nehirlerin kalbinebir kuşun yuvasına götür gökkuşağınıkarıncanın kırılan ayağına sar beniben ki, toprak altında bir devim, kurtar beniokunu çek bağrımdan; yandı cânım, bir su verölü bir tenden bile perişânım, bir su ver ağlıyor ateşimin gölgesinde, NerudaAragon mutlu aşkın yokluğunda çilekeşher yerde tutuşan su istiyor gecedenher çeşmenin başında …
Şub 23
Kül Altındaki Kor
Gökteki bulutlar yüreğime yağıyorBende iki dünya çarpışıyor artıkBiri umutlu, devingen, gözüpekçe yaşıyorÖbürü masallarda sarhoş ve ezik. Toprağı avuçlarımda eliyorum usulcaBir kum saati gibi akıyor ömrümTükenecek bir gün o kumlar da, ey doğaTekrar doldurmak için kalacak mı Güneş, daldan dala sıçrayarak yürüyorBir neden var mı mutlu olmamam için?Daha ne kadar yaşadım ki şunun şurasındaAdını biliyor muyum …
Şub 23
İlk Vasiyet
-Oğlum Deniz’e- 1Ben bütün yenilgileri yaşadımKalmadı sana hiçbir şeyOğlum, biricik muradımBir su damlasıdır kapıyı gözler Tükürür gibi bakıyor yüzüme dünyaKırılmış ağacımın o tek sürgüsünüOğlum, biricik muradımBenden ötelere döndür yüzünü 2Uzun bir sözcükse ömrümOğlum, son iki hecesin senGünüm geceye ilikliYanımda yok bir kimsem O küçücük odada soluğunMavi resimler çizer havayaAvludaki kiraz içini çekerElma, armut, akasya Artık …
Şub 23
Karla Gelen
geldiğin gece kar yağmıştı kentin üstünegökyüzünden sorular düşüyordu hiç durmadan.nasıl da kalabalıktın sen; bütün kollarımlasarılıyordum da vücuduna, kapıda kalıyorduyine de bir yarın… ilk o zaman anlamıştımbu eve fazla gelen bir yanı vardı bu buluşmanınve daha o geceden belliydi, aşkımızınboyumuzu aşan yüzlerce ayak izindenve kar sıcağı sorulardan yapıldığı. alıştığımız bir şey değildi oysa, karda tipidesulara düşmek …
Şub 23
Batık Gemi
Batık bir gemi yüküyüm dalgıçları bekleyenBir dalgın dalganın elinde sürüm sürüm inleyen kimToprak çatlar çatışmalarda kahrından, dağlar sığınılmazOlur ayazına sığılmaz, buzuna ve yalnızlığına, artık kızKaçırmıyor delikanlılar al atlara binip naralarıylaKaçıyor akpak kızlar bir bir ellerden başka yataklaraGiden gelmiyor bu ne biçim iştir içli şarkılar dinlenmiyorPencere camları kirlenir kimse oturmuyor mu burda denirBalkonlara su dökün de …