Kategori: Şiir

Ağaç

Bu şiire girmek içinyıllarca bekledişu yaşlı ağaç.Kimse onu anlamadı.Yanından geçenbirini görünceusulca kımıldanmasını bilebir şeylereyormadı…Yolun kıyısında duranyapraksız, tozlu ağaçişte bir şiire girdin.Artık yalnızcabir ağaçdeğilsin. Ahmet Erhan

Bekar Gece

                           -Tarık Savran’a- Gökyüzü dondu, günler seçilmiyorYağmur değil, kar değil, yapışık bir sıvıAkıyor pencereme doğruGökyüzü dondu, kimseler gelmiyorFM 1295 kilohertzBurası yalnızlık istasyonu! Aradığım bu değildi, aradığım bu değilNemli ilişkiler… değildi belki de hiçbir şeyİyi oldu, çok iyi olduDünyayı bu kusmuk tadında algıladım o …

Devamını oku

Son Damla

Her bardağı taşıran bir son damla vardırToprak gelince ölümle, meyhanelerde bir koltuk daha azalırDamlaya damlaya gider Ahmet Erhan, sel olur gelir ölümHayat buysa eğer, meğer ki aldatılışım. Yalnızım… sokağın zulasında bir köpek gibi kaldımIslak bir köpek gibi ancak sabahla ayılırSürüklene sürüklene götürülür Ahmet ErhanKomiserim, tebdil-i hayatta şiir vardır Şimdi bir ölsem ve artık hiç konuşulmasamÇocuğumun …

Devamını oku

Erteleme

Ben yenildim, öyleyken de saçlarım uzarmış…anladımHayatım ve tırnaklarımBir cenin umuduna aldandımYalnızım sapına kadar… ya erenlerHüznümün alnımda münhal bir arsası varÖlüm iki parsel… hayata kandım Ben yenildim, böyleyim, tüyübitmedik ölümArdımdan konuşur ve bankadaki hesabıma…göz dikerBen yenildim, 60 x 1,72 olarak yere serildimİpim yok, ilacım eski… intiharı erteledim Ahmet Erhan

Sela

Gökyüzünde akan tek kişilik bir uçak gibiDevletin hava sahasını daraltanBöylece geçtim ölümlerden, altyazılı bir şiirdeKötü bir çeviriyle kendimi aldataraktan Otuzlu yaşlar intihar yaşlarıdırÖmrümüzün gazeli savrulur soluğumdanMusluklar bozuktur, kadınlar şikayetçiBir küçük rakının, üç günlere bölündüğünü hatırlatan Ve şairlerin selaları yükselir meyhanelerdenÇünkü otuzlu yaşlar intihar yaşlarıdır Gitsem, kayıt mı olsam seçmen kütüklerineYoksa avluda uyuklayan köpekle mi helalleşsem… …

Devamını oku

Penceremde Dolanma Ayışığı

Pencereme dolanma ayışığıRüzgarın soluğuyla titreye titreyeAğaçların hatırını sor– Yoksul ve kimsesizdirlerDenizlerin dibinde oynaşıp duranBalıkların sırtlarını ışıtPencereme dolanma ayışığıGözlerimle sokaklara abandığımdaYalnızlığı bulursamÖksüz ve dağınık kitaplarımı bulursamOdalarda, evlerdeHer radyoda yürek tellerini titretenBir türkü bağırırsaPencereme dolanma ayışığıRüzgarda el çırpan nehirleri anımsarımTeninde keklik hoplatan kırlarıDallarında yeni gelinler gibiİstekle kıvrananErikleriEski bir pikapta Theodorakis çalıyorBir gemi açılıyor Pire limanındanÇarpa çarpa dalgalarınaDostluğun …

Devamını oku

Randevu

Ben, aniden çıkanİstanbul rüzgarınainanmıyorum… Kim bilir nerelerdekedilerle koşturupoynamıştır,süzülen martılarıKorkutup kovalamıştırgün boyu… Gecikince aklına esmiş,Aniden uçup gelmişKöşenin başına… Unuttu elbeteRandevumuz olduğunuNefes nefese… Oktay Ercanlı 2005 sayısında yayınlanmıştır.

Çok Şey İstemem Senden

yaşanmayanlara özlem var içimde..sende bulacağıma inanıyorum yabelki sende bulma isteği bu içimdekiilla ki sende bulma inadı şimdi sen çağırsan benineden çağırdığını söylemedensadece gel desengelip uzak yollardan..sana sarılsam düşünmeksizin..neden sarıldığımı anlatmaya gerek görmeden..çok şey istemem senden belki bir tatlıcıya gideriz..ikimiz de severiz tatlıyı tavuk göğsünü severim ben..tatlı yiyip tatlı konuşacağız yabir kaşık tatlımdan alıpseni anlatacağım ya …

Devamını oku

Kabuktan

“İki ay oluyor buluşmayalıBir yüzyılDokuz saniye”*ve denizden de sonsuzKüçük parmağının tırnağıNereye götürüyor böyle beni? Kararıyor kıyıdaki taşlarGözlerinde saklıAkrebi ayrılığınBüyüyen bir ağrıGiriyor aramıza. Kadir Aydemir * Ritsos

kara gözlerin

kara gözlerindeki umutsiyah saçları kadar karamsardı ve kadere küsmüştü o, bir kere sevgiyi öldürdü diye… sanki ona uzanan ellerde keskin bir bıçak ha vurdu ha vuracak bu, benim karanlıklarım, bu benim sırlarım diyor hep bir gün gelecek şefkatle kollarına saracaklar… asılsız sevgilerdi onu yıkan aslında umutları umduğu gibi çıkmamaış beklentileri hep korkuları olmuş sanki bütün …

Devamını oku