Ey sokaklarında yıllarca avare dolaştığımİçinde ilk aşkımı yaşadığım küçük şehir.Umutsuz akşamlarımda sesini duyduğum lirSihrinde ilk acıyı tattığım .Ey sarhoş akşamlarımın biricik tesellisiİlk şiirlerimdeki biricik dert ortağım fenerSoğuk kış geceleri ısındığım kaloriferGitgide uzaklaşan tren sesi .ey en masum arzularımı gizleyen odaYıldızlarla dost eden küçük pencereHer akşam gönlümün dilediği yereGötüren sihirli araba .Ey en içli en yanık …
Kategori: Şiir
Şub 23
O Erken Sabahlar
Annemli babamlı o erken sabahlarTüm yaşamımın belki en güzel şeyiydiYatak örtülerinde sabah güneşiVe sanki kardeşimiz olan eşyalarSakince açılıp kapanan bir kapıBir masa, ağır başlı duruşuylaYarı aydınlıkta, koridordaAynadan, konsoldan yansıyan ışıltıŞimdi bu erken sabah saatindeAcıtıyor kalbimi özlemleO sabah vaktin görüntüleriBabamın güzel, ağır başlı yüzüAnnemin azıcık hüzünlüVe hep azıcık telaşlı gölgesi Ataol Behramoğlu
Şub 23
Seni Düşündüğüm Zaman
Seni düşündüğüm zamanİçimde bir çocuk bahçesinin kapıları açılıyorDünyanın bütün çocukları doluyor içeriSeni düşündüğüm zamanİlkbahar gibi bir şey oluyorAnlatılmaz bir sevinç kaplıyor her şeyiElimdeki kalemParmaklarımda şakıyanBir kuşa dönüşüyorMasam bir güneş denizinde yüzüyorSeni düşündüğüm zamanYalnızlık çeken sözcüklerKol kala giriyor birdenSeni düşündüğüm zamanBir bulut oluyorumUçmaktan başka bir şey bilmeyen Ataol Behramoğlu
Şub 23
geç buldum çabuk kaybettim
şiir iyiacıve üzerime göreydiben hep göz ucuyla bakıyorve hep sıyırtma geçiyordumbu arada ekranda birileribirdenbire yaşlanıyordu çevrecileri astılarhükümet meydanındasonrası çatışma bana göreydi şiiriyive acıtapınaklarlamüminlerinne etsem ayırdına varamıyordumhiç dinleyemedimyer yer kulağıma çalınan sesler olduderken antonyo çıkageldieğer ihanet etmezseihanet etmiş oluyorhiç yanlış yapmıyorçirkinama hep doüru davranizordudürüst adamlarşu bizim güneylileri diyorumsadıktılarama doğru olan hiçbir şeyyapmadıla:doğruluk hazindiyalnız beni aldatırtaze hüzün …
Şub 23
kanlı zambak
onu vurdular, gözümle gördüm onuak bir zambağa binmiş gidiyordu zambak dur, sana da bulaştı kan. bir damla gözyaşından doğurmuştu anası onu, bir avuç sevinçle büyüttü. bir avuç hüzünle nice zorluklar nice ayrılıklar ve saçlarına beyazlar …
Şub 23
eylül giyinmiş güz kızları
ya durursabir gün bu kasırgaşafak sökersekar kalkarsa ülkemdengün herkesin bildiği yerden doğarsayarasalarım kaçışırmağaramdan çıkmaya zorlanırsamçaysigarayla çalışmışsa makinamleş yemişsem bir ömürtaze et koyarlarsa ağzımabir günâyet hadislerle konuşmayakonferanslar vermeye başlarsamyahudihristiyanyahut müslümancılık yaparsamölmeden önce senden başkaya herhangibir şeygirerse hayatımasana şiirdensana inanmaktan başkaeylül giyinmiş güz kızları gibi sen pınardın Gürün’dekarpuz çatlatangirecektim içineanadan üryankuzey rüzgârıydınoldum bittimbağrıma esecektinbuz torbası/alnıma koyacaklardı kar …
Şub 23
örüp ince bir tığla
duvarda, solgun ışıklarla oynaşmada bir örümcek ve düşüncelerim ince bir tığla örüyor ağını, sessizce günbatıyor. kara battaniyelibir ölü yürüyor sonra kireç döküntüleri ne kadar da benziyor ona, öldürülmüş bir arkadaşınınfenerinitutuyor, içli bir madenci …
Şub 23
Bir Şehri Bırakmak
ISenin için aldığım menekşeleriÇalgıcılara dağıttımSon geceSon defa başlıyan sabahYatağımı yine sen düzelt Küçük balıkçı çocuğuSen denizdenYaramaz ve çapkın balıkları tutabilirsin Çok uzaklara gittiğimiSana söylemek isterdimGüzel satıcı kızı IIAğaca söyleGölgesini getirsin bana yollukSokağı ve denizi isterim penceredenSenden çörekler isterimAy biçiminde IIIEllerin yetişir vedalaşmayaNiçin ağlıyorsun Oktay Rifat
Şub 23
Bir Sürü Delikanlıya Dostça Öğütler
tibet’e git deveye bin incili oku ayakkabılarını maviye boya sakal bırak kağıttan bir kanoyla dolaş dünyayı the saturday evening post’a abone ol çiğnerken sadece sol tarafını kullan ağzının tek bacaklı bi kadınla evlen ve düz bir usturayla traş ol ve kadının koluna adını kazı benzinle fırçala dişlerini bütün gün uyu ve gece ağaçlara tırman keşiş …
Şub 23
Güzel Gece
Artık kulübeyi terk ediyorum,Sevdiklerimin meskenini, Yalnız, alçak adımlarla dolaşıyorum Issız ve karanlık ormanın içini. Luna doğuyor çalı ve meşeler ortasından, Zefir seyrini bildiriyor, Huş ağaçları eğilerek serpiyor yukardan Ona doğru, en tatlı tütsüyü seriyor. Nasıl da tapınıyorum serinlikte Bu güzel yaz gecesine! Ah, ne damıtıcı burada duygulanma, Ruhu şen ve mutlu kılan; Neşene nafile dokunamadan! …