Kategori: Şiir

Aşk Bize Küstü

Biz bu kentlere sığdık da,bu kentler bize sığmadı Asiya;ve bir çığlık gibi günlerin çarmıhında;arttıkça yalnız, sustukça silik… Ay ışığı gölgeleri büyüttü,son kuşlar da vuruldular dağlarda.Yakamozları söndü sahillerin, ışıkları evlerin;çağın vebalı gövdesindebir hayalet gibi gölgemizde yalnızlık. Kaldık…Kırık bardaklar gibi,içilmiş sulardan geride buruk bardaklar gibi… Düşler artık ölü çocuklar doğuruyorsa,sevgiler boğduruluyorsa kürtajlardave daha eskimemiş tüfeklerleordusu bozguna uğramış …

Devamını oku

Bozulan Bahçe ve Beyaz Karga 2

En derinlerimizde yatanların mezar taşları yokturbunu yaz ve unutma Ayağa kalk!ve akla kendini beyaz kargahangi celladın unuttuğu sustalısısın?o cellat ki sorgusuz deşti hançerimidöktü tanrının göğsüme açtığı göz evini ben seni asmadım siyah kanatlarındankaranı ayrı bilmedim kendi kanımdankuzgun diyenler halt etsin!sürüp kendi leşimi akbabalaraseni kaldırıp basmadım mı bağrıma? bir derin gecedeköpek sürüleri ürürken cümle yanımdaah ! …

Devamını oku

Haritası Kayıp

MerhabaSözlerime küfürle başlamak istiyorumYani ben Hiroşima’yı duyunca Japon olan benTombul ve yüzü kırışmış kadınları görünce üzülen benKapı pervazlarından geçerken besmeleyi unutuncaYüzü kızaran köylü adamlardan olmak isteyen benElleri üşüyünce nereye koyacağını bilmeyen benGeceleri yatarken kutup ayıları üşümesin diyeDua eden benDişleri sararmış inşaatçılar yüzündenEstetik cerrahlarına sarı zarf içinde kınama cezası veren benGazze’ye şiir yazılmazGazze’ye şiir yazılmazGazze’ye şiir …

Devamını oku

Bir Yanlış Dört Hüzün

Suskubeklenmesidir bir babanın akşamayalnız bir grev GeceSöker bütün hüzünleriSakınmak sessiz harf AşkKuşların ardından el sallamaktırGiden sevgiliye Yağmurun intiharıdırToğrağa düşmesi Bülent Parlak

Tercüme

Kim tercüme edecek yana düşmüş kollarımı,Tanrım bari sen konuş en çok dili bilen sensin! Bülent Parlak

Hangi Ateşten

Hangi aşktan, hangi yüzdenHangi yorgunluktansın sen?Hangi şimşek gürültüsünden gözlerinHangi yıldızdan geliyorsun sen? Bin hayatta kalmalardan geliyorumBin acıdanBin yoldanTek bir şafaktan geliyorumTek bir sabahtan Peki ama hangi şehirden, hangi dağdanHangi sabırdansın sen?Hangi ateşten gözlerinHangi yıldızdan geliiyorsun sen? Bin sahilden geliyorumBin sahadanBin paylaşmadan Arzudan geliyorum velhasıl! Gün doğmamışken daha, halatları gevşetiyorumHalen ümidim var, ondan. France Bonneau

Bir Süre Sonra

Bir süre sonra,bir eli tutmakla, bir ruhu zincirlemek arasındakiince farkı öğrenirsin, Ve aşkın yaşlanmak,birlikte olmanın da güvende olmakanlamına gelmediğini öğrenirsin. Ve öpücüklerin sözleşmeve hediyelerin de vaat olmadığınıöğrenmeye başlarsın. Ve yenilgileribaşın dik ve gözlerin açık karşılamaya başlarsın,bir çocuğun üzüntüsü ile değil,bir yetişkinin zarafeti ile… Ve herşeyi,bugünü düşünerek yapmayı da öğrenirsin,çünkü yarın ile ilgili herşey belirsizdir. Bir …

Devamını oku

Kış Bitti

“Vedalaşmaların ilmini yaptım ben,”Sürgünlerin uzmanlığını.Bir vapur nasıl kalkar bir limandan.Tren nasıl acı acı öter, öğrendim. Yıllarca mektuplarla yaşadım.Kaçak tütün, yasak yayınLarla beslendim.Unutmadım. Unutmadım. En çok yelkenleri özledimBozkırın buzlu yalnızlığında.Dağlar yoktu, dağlar yoktu,Rüzgârlara yaslandım. Çılgın mıydım, tutsak mıydım?Yüreğinde karanlığın?Kan kurudu –Ben gül oldum açıldım. Cevat Çapan

Veled-i Rüzgar

Daha uzun söyleyebilirdim bu sevinci kendimeBekledim biraz serinlesin yeryüzüCümle ağrıların beni beslediği toprakŞimdi seninle sözleşecek bir ömrüm daha var Ellerimde birdenbire çoğalan parmakKessem de azalmıyor nafile bendeki akşamBir yarımdan doğan sana sığındım af eyleOnun adıdır artık Yeryüzü boydan boya dolaşacak o efsunlu rüzgarTenimden akıtılmış sütler içindeBeşiğinde el kadar oğullar biriktiren toprakEvvelinden tövbekar dünden lacivertSana ülendim …

Devamını oku

Perdeler

Yapraklar dökülüyorÖmrümün duvarlarıArtık çok da sağlam değil Yaprakların düşüşünü duyuyorumGeceleyin ayak seslerinin gürültüleriya da öpülüşleri gibi çocuklarınbir perde gibi düşüyorlaryaprakların arasındahatırlamaya çalıştığımız gökyüzününkırıntıları Perdenin diğer tarafındaUçsuz bucaksız kırlar uzanıyor etrafımızdaÇiftliklerEkmek dilimleri gibi oturan tarlaların arasındaHayvanlarKendi soluklarının evindeAğıla gerek duymaksızınVe kuşlar asla tünemeyen Gördük biz bunuBiz bunu ezbere biliyoruzMevsimsiz insanlar Hiçbir şey üzerine kurmayacağımHiçbir şey üzerine …

Devamını oku