Su yerine süs akıyorDeliklerindenEğilmiş ölümsüz ince bilekliCariyeler bakıyor Derinlerden geliyor sesleri Önünde dokuz minareAynalar kadar aydınlık yüreğiKilise öte yanında yara bereİçinde kendini sessiz bir oluşa bırakıyor Değiştiriyor deri Tramvayın köşeleri sarıdırOrtasında oturmuş mesut bir sağırBütün gün türkü çağırırErir çeşmenin …
Kategori: İstanbul Şiirleri
Şub 23
Şiir
İstanbul’lar geminin altındakadınları sorarsan, onlar da öyle.Şişeler de geminin altında, güzin de.Allahtan beni kimsecikler görmüyor,canımın istediğini yapıyorum.Çırılçıplak sularda yıkanıyorum, utanıyorum.Güzin utanmak istiyor; ama nerede?Nasıl utanacak bu boş şehirde? Güzin utanmak gerektiğini ileri sürüyor,boyuna ileri sürüyor, gözleri mavi.Güzinciğim ufak bir kadın, bir öpüşlük canı var.“Hakkın var” diyorum; utanıyorum.Ama İstanbul’lular, kadınlar, deniz yıldızları,hepsi, hepsi geminin altında.Şişeler de …
Şub 23
Yol Şarkıları III
Geçiyor Balkan günlerim bir elmanın nazik soyuluşunda. Kalp de yaradır, diyor ayazda türküm, kanıyor her yola koyuluşumda. Ölümün dişlediği bir meyveymiş geçmiş özlemi, çocukluğun çürüyüp yapışması deriye. Ah, o kar fısıltılı bahçeler dedemi, amcamı, hele de babamı çağırırlar mı geriye… Trakya, nasıl ayrıldım senden sıvalı kerpiç bacalardan duman tüterken. Nasıl da camlarda kaldı süzgün gözlerin, …
Şub 23
baharat yolu
– Ben eskiden bilirdim tiryaki bir aktar vardıuzun birtakım saplar ve hazin kokular satardı bir aşktı günden geceye hazırlayıp durduğusağlam aşkları ahşap bir duman olarak savurduğu elleri üç-beş yüz insanın nemli karanlık gecesindeoysa o nemlerle ne renkler parıldardı bir yol gecesinde Haritasız bir coğrafya henüz, kansız bir aracılıkçünkü Akdeniz acemilere ve büyük odalara açık Kervanlar …
Şub 23
Davet
beni sen çağırdındedin:ben çiçekleri saksılarda okşadım hepkarlı dağları tablolardavar olduğuna inanmak ellerimleellerinden tutmak isterim seninbeni sen çağırdındedin:gel al, götür benibu istanbul’da büyük aşklar yaşanmazyalanın, sahteliğin şehri burası,naylon ekmekler yenir burdanaylon tebessümler, naylon selamlarnaylon kalplerle sevilir burdabeni sen çağırdındedin:ben yerimi buldum artıkkuru ekmeğine hasretmişim yıllardırsahte güneşlerle aydınlanmıyor içimgel, al götür beni, gel al, götürmühr-ü süleyman’ı tanıdım …
Şub 23
EMİNÖNÜ – KARAKÖY.
1. /Gelirlerse evimde kitaplarımaşkımı suluyorum arada bir.Evcil saksılarda küpeçiçeklerikıyıcığına güneş düşse sevinir. Ahşap evlerin asma kilitlerive pazen donlar asılı balkonlarave demir ve bilek ve de demirli bileksürgünler ormanında bir budala. Beni mi tutukladılarneden mi tutukladılar köprünün öte yanı güneş… 2. /Didingen bir arıyı söylemekövgüler düzmek peteğin düzenineya da durup dururken mimlenmekengellemek güzele geçitlerde ben seni …
Şub 23
İstanbul Ufuktaydı
Gurbetten, uzun yolculuk etmiş, dönüyordum.İstanbul ufukta’ydı…Doğrulduğumuz ufka giderken…Sevdâlı yüzüşlerle, yunuslarYol gösteriyordu. İstanbul ufuktan,Sîmâsını göstermeden önce,Kalbimde göründü;Özentili kalbimde bütün çizgileriyle,Binbir kıyı, binbir tepesiyle,Binbir gecesiyle. Yıllarca uzaklarda yaşarken,İstanbul’u hicranla tahayyül, beni yordu.Yer kalmadı beynimde hayâle.İstanbul’a artık bu dönüş son dönüş olsun.Son yıllarım artıkGeçsin o tahayyüllerimin çerçevesinde. Bir saltanat iklîmine benzer bu şehirde,Hulyâ gibi engin gecelerde,Yıldızlara karşı,Cânanla berâber,Allah …
Şub 23
Önce mimozalar gelir… Önce daima mimozalar gelir.
Önce mimozalar gelir… Önce daima mimozalar gelir. Ve her seferinde şaşırırsınız… Daha kışın ortasındayken baharın habercisi bu sarışın ağaçlar nereden çıktı diye… Minicik çiçekleri, ince dallarıyla saçlarını rüzgarda şöyle bir dağıtıp kokular içinde salınırlar. Ardından nergislerle menekşeler sökün eder. Menekşeler aşka düşmüş kederli prensesler gibi sırlarını ele vermeden, acı yeşil yapraklarının içinde saklı hüzünleriyle başları …
Şub 23
İstanbul Gazeli
gecedir kandillerden mevsime eylül düşerbir gül tenhalaşırken kıbleme bin gül düşer ömrüm kuşatmalarında beyhude bir intiharacılar yaylım ateş-vurulur bülbül düşer alkol girdaplarında direniriz yine debir damla gözyaşıdır mektuplarda pul düşer mezarlık boylarında panayır ve sirklerdeölüme zengin giren dirime yoksul düşer tedirginliği vaktin üretirken kendinigecedir tabutumdan hâlâ İstanbul düşer Sefa Kaplanİnsan Bir Yalnızlıktır
Şub 23
Örtü
Senin alnın sıcak bir öpücükten çokserin bir secdeye susuz.Çünkü biliyorsunİstanbul’dan senin üstüne yıkılantırnakları bazı uzun kadınlar oldu.Eşarplarında tanımadığın renkler olan kadınlar oldu.yemeksepeti.com, fiyonk makarna ve peynirli yumurtahalılardan alnına yapışan tozlar, sağlıksız mutfaklarama en çok da alnına yapışan tozlar, seccadesiz secdelerkapıcı aidatı ve adsl’deki bağlantı sorunları.Bir yaprağın çiçeğinden koparılmamış halini düşlemekti senin içinbir secdeyi yaratma anı.İstanbul’dan …