Oğul bakıyor yürümeyi bile göze alamayan yaşlı anayaadım atsın diye koluna giriyorve düşünüyor yıllar öncesini o anda: “Onun gibiydim bir zamanlar ayaklarım güvensiz titrek… Beklerdim uzatsın diye kollarını esirgesin beni yürümeye başlarken…” Aynı ürpertili bekleyiş, aynı sevecen dayanışmayer değiştiriyor şimdi …
Kategori: Hayali Cihan Değer
Şub 23
Manzara Gülüşlü Kız
Harflerin gülüştüğünü senin adında gördüm! Haydar Ergülen Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimizLâ-edrî Gülüşlerimiz nasıl da söndü galadan sonra sokağa atılan çiçekler gibi Cemal Süreya Çocuk gülüşlü ağız! Hayattan daha fazla,Çok defa ölüm bizi tutar ince bağlarla.Charles Pier Baudelaire (bu sensinve sesinbu terin ve tenin ıslaklığıkal öyleısıt gözlerimi gülüşlerinle…) Yılmaz Odabaşı Bu yüzden ayağım sürçüyor. Ve yağmurAcıyan …
Şub 23
Bekleme Hattı
I. Neden gücenmiyorum beni sevmeyenlereBenim de bazı şairleri sevmemyıllar aldı. biliyorum, insan bazen yıllar sonra tanırbazı akrabalarını biliyorum, sevmek için yitmemi bekliyor bazılarıgözlerini kaçırıyorlar şiirlerimdenuzağımda duruyor yakınlıklarıYollarına çıkmam sanıyorlar, bir günKendileriyle karşılaşmaya gittikleri bir kavşaktabekliyor yaprağını dökmemiş kelimelerimelinden tutmak için zamanla birbirine benzeyen yalnızlıkları Nasıl herkes hayatında bir büyük gün beklerse,şairler de başkalarının gününe bağlar …
Şub 23
Çiçek kokan ağzı
yel ile koşuda birinci seçilmiş rüzgârböyle dedi deniz kıyısındaki nar ağacıdenizden konuşuyoruz gölgesindekoya giren uykulu denizden gül ile koşuda sonuncu olmuş sümbülböyle dedi terastaki gecesefasıgülüyoruz, bir kuş sesi bize katılıyorbir kırlangıç çok alçaktan uçuyor dedim ki nar ağacına, gecesefasınagüzeldir nisan yağmuru üstümüzebaşımıza yağınca, sığırcıklarınansızın inişi gibi ovaya güzeldir bir sevgilinin çiçek kokan ağzıyağmurda eğilirken yalın …
Şub 23
Allah seni bana vermekle bana vermediklerini telafi etmiştir.
Allah seni bana vermekle bana vermediklerini telafi etmiştir. Ali Şeriatî’den eşi Puran Şeriatî’ye
Şub 23
– Uyanıyorum, bakıyorum yok. / – Ölüveririm belki diyon, bakınıyon, sabah oluyor, aha diyon bugün sağım gene
-Yalnızım yalnız.Yalnızca kaldım, kötü oldum.-İyiydim, kadın gittikten sonra temelli kötü oldum.-Sabaha kadar karım burada yatıyor sanıyorum…-Sabaha kadar. Ben yatıyorum o da orada yatıyor diyorum…-Uyanıyorum bakıyorum yok…-Zor zor çok zor… ————— …ölüveririm belki diyon, bakınıyon, sabah oluyor, aha diyon bugün sağım gene diyon. Zor çocuğum zor yanlızlık çok zor.. Şükür… Bu kör boğaz istiyor yiyelim, yoldaş …
Şub 23
Aşığın İnleyişi
Heyhat üzerimde yükselen ay yok bu geceSiyah yağmur bulutları göklerde toplanıyor.Sayısız rüzgârlar ıslık çalıyor – ve ben tek başımayım.Siyah yağmur bulutlan göklerde toplanıyor bu gece. Okyanus bir can çekişme haliyle haykırıyor.……………………………………………………………….Ölmüş aşkların tatlı neşesini hatırladığındanGözlerim yaşlarla dolu.Okyanus bir can çekişme haliyle haykırıyor bu gece. Artık sevgilimi hiç göremeyeceğimKıyıyı arkasında bırakmış olanSiyah yağmur bulutları gözlerime doluyor, …
Şub 23
Merdiven
“Öldüğü sırada elinde tuttuğu kağıtlar; iki siyah as, iki siyah sekizli ve karo valesi, o günden beri ölüm eri olarak adlandırılır.” Çapraz saatlerin arasında gezdirilenfesleğen. ‘Kalbin maziyi seyretmesigibi’… Çiziliyor usulca, aklığındansoyunmuş bir kadın sesi: ‘Ils ont change’ma chanson’ ve sürçüyor musiki. İşte körüm ben! Hayat sürüklerkenasrî hurdalığa, aşk ve kederi şekillendirentesadüfleri. İnceymiş âh, kırılabilirmiş meğer,ömrün …
Şub 23
Bir Babanın Şikâyetleri
İnsanlar görüyorum., yangından kaçar gibi kaçıyorlar vazifeden. Önlerinde uçurum. Bir uçurum ki memleketimin insanları ile dolu., bir uçurum ki uçsuz bucaksız.. Uçurum değil, bir ejderin ağzı. Belki biz de koşuyorduk uçuruma. Belki eteklerimiz bir dikene takıldı, belki biz de uçurumdayız. Ama bu uçurum da kat kat.. Yüz yıllardan beri kâbusa, geceye ve lağıma akan bir …
Şub 23
Süheyl Ünver Kendi Dilinden Hayatı
Kendi Dilinden Hayatı 1983 yılında Mehmet Kaplan ve İnci Enginün’ün Süheyl Ünver ile yapmış oldukları söyleşide, Süheyl Ünver, insanlar ölmüyor, biz öldü zannediyoruz. Ölüm denilen keyfiyet yok aslında. Doğumumuzda ana ve baba esas değil mi? Doğan çocukla onlar gençleşiyor, yaşıyorlar. Onların kalması da bir saadet, gitmeleri de saadet diyemeyeceğim ama sağ olanlara muazzam kabiliyet kazandırıyorlar. …