Guillermina acaba nerde? Ablam çağırmıştı onu, gidip kapıyı ben açtım, güneş girdi içeri, yıldızlar girdi; iki buğday başağı girdi, iki göz girdi, dipdiri. On dördüme basmıştım , hoşuma gidiyordu ağırbaşlı görünmek, inceciktim, çeviktim, ama bir yandan kaşlarımı çatıyordum boyuna. Örümcekler arasında yaşıyordum, her karışını biliyordum ıslak ormanın, beni tanıyordu böcekler, üç renkli arılar tanıyordu beni. …
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Düşümde Gördüm Ki
Düşümde gördüm ki alıp götürüyorsun beni beyaz bir patika üzeri yemyeşil kırlar ortasında mavi tepelere dingin bir sabah vakti. Hissettim ellerini ellerimde, senin dost elini, ve kız çocuğu sesin çaldı kulaklarımda yeni bir çan gibi, baharın şafağından bakire bir çan gibi. Ordaydılar, sesin ve ellerin, düşümde, nasıl da gerçektiler!… Sen yaşa, ey umut: Kim der …
Şub 23
Şairin Görevi
1Niçin sürgünsün şair yaşadığın toplumda? (1)Işıksız bir karmaşadır siyasal partiler, Bir yararı olur mu şu tasasız ruhuna? Çiçeğe durmuş şiirin sararıp soluyor; O boğucu, kirli havalarında onların, Güzelim buhurların, günnük kokuların; Şaşırıyor yolunu soluklarını duyunca. Köle ruhlu kavgalarında senin yüreğin, Çimeni gibidir yaşadığımız kentlerin Gelip geçenlerin ayaklarının altında. Halkın ve kral, dumanlı, sisli başkentlerde Nasıl …
Şub 23
Ağla, ağla, ağla
Herkes biliyor gün battığında nereye gittiğiniSadece kentin ışıklarını görmek için yaşıyorsun Bense harcadım vaktimi çabalarken, Çünkü ışık parlaklığını kaybettiğinde ağlayacaksın. Tüm tatlı adamlar kaybolacak ortalıktan Soğuk bir günde uyanıp bir başına kalacaksın Arayacaksın beni ama diyeceğim ki eyvallah,eyvallah Arkamı dönüp yürüdüğümde ağlayacaksın,bir başına kalıp ağlayacaksın Herkes unutulduğunda ve yapayalnız kaldığında,bil ki ağlayacaksın. Geceleri uyanık beklliyorum …
Şub 23
Dökül Yürek
Dökül ey yürek, zaman ağacından, dökülün yapraklar, kim bilir ne zaman güneşin kucakladığı, soğumuş dallardan, dökülün, büyüyen gözlerden dökülen yaşlar gibi! Uçuşmakta daha saçlar günboyu rüzgarda güneş yanığı alnında toprak tanrısının, gömleğin altında bir yumruk bastırılmıştır daha şimdiden açılmış yaraya. Onun için yumuşamamalısın, önünde bir kez daha eğildiklerinde bulutlar incecik boyunlarıyla, ve önemsememelisin Hymettos’u, senin …
Şub 23
Sürekli Randevu
Daha büyük bir rüzgâra karşı yazıyorum ve kızmasınlar Sadece şişirilmiş yelken olanlar Bu rüzgâr daha güçlü eser ve daha kırmızıdır kor Tarih ve aşkım hep aynı adımlarla yol alıyor Daha büyük bir rüzgâra karşı yazıyorum hem ne gerek bana Okumayanlardan buğdayların kumrallığında Geleceğin ekmeğini ve bana ne gülenlerden benim için her kapı Senin geçidin olsun …
Şub 23
Korkunç Korkular Yaşıyorum
Korkunç korkular yaşıyorum Yazdığı o üç satır yüzünden Eldivenleri masanın üzerinde Bir karakedi yolumdan geçen Kuş, yıldız ya da merdiven Her şey buz gibi kötü bir işaret bana İnsana korku veren bir dille Ondan söz eder bütün bir dünya Cumanın bana bıraktığı bu Cumartesi Onunla ne yapacak kimbilir Çekinirim bir sözcük Onu incitir diye Söylenen …
Şub 23
Ayrılış
Adım koptu benden,sığ yerinden ırmağın geçti öteye,geçti güz rüzgârındanakıntıya kapılmış yapraklar arasındanbirbirimizi ancak duyabilecek uzaklıktayız artık görüyorum bir an onunbeni süzdüğünükarşı kıyıdansuçlu ve alaycı bir gülümsemeyle küçülüyorum gitgidealnıma değiyor bükülmüş dizlerimdölyatağında Güz’ün Maria BanuşKemal Özer / Ergin Koparan
Şub 23
Adada Gece
Bütün gece seninle yattımdenizin yakınında, adada. Yabanıl ve uysaldın sevinçle uyku arasında, ateşle su arasında. Belki çok geç birleşti düşlerimiz dorukta ya da dipte, aynı rüzgârla kımıldayan dallar gibi yukarıda, birbirine dokunan kızıl kökler gibi aşağıda. Belki ayrıldı düşün benimkinden ve aradı beni önce olduğu gibi karanlık denizde, sen henüz kendin değilken, ben farkında değilken …
Şub 23
ithaka
ithaka’ya doğru yola çıktığın zaman,dile ki uzun sürsün yolculuğun, serüven dolu, bilgi dolu olsun. ne lestrigonlardan kork, ne kikloplardan, ne de öfkeli poseidon’dan. bunlardan hiçbiri çıkmaz karşına, düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu ince bir heyecan sarmışsa eğer. ne lestrigonlara rastlarsın, ne kikloplara, ne azgın poseidon’a, onları sen kendi ruhunda taşımadıkça, kendi ruhun onları dikmedikçe karşına. …