Kuşların güneye göç etmelerini görüyor musun?Fani şeyler de böyledir: Gelir geçerSakin ol, düşme zamanın vehim tuzağınaBir rüyayı bir başka rüyaya ekleyen zamanın Özlemi başka uzak yerlere doğru yönelir;Bilgenin kalbi ise yaldızlı burada kalırVazgeç ulaşılmaz diyarların rüya imgesinden – Sen güneşi ve yıldızları bizzat kendinde taşıyorsun Frithjof SchuonÇeviri: Mahmut Kanık
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Saçlar
Büyük bir giz var Simone,Senin saçlarının ormanında. Kuru ot kokulusun, taş kokuluHayvanlar gelip durmuş üstüne;Deri kokulusun, buğday kokuluVe buğday savrulduktan sonra;Odun kokulusun, ekmek kokulu,Daha bu sabah fırından çıkma;Çiçek kokulusun, süren çiçekBırakılmış bir duvar boyuna;Böğürtlen kokulusun, sarmaşık kokulu,Tertemiz yıkanmış yağmurlarda.Hezaren kokulusun, eğrelti kokulu,Biçilmiş eğrelti, gece eşiğinde.Ölü ot kokulusun, kızıl ot,Çitlerin gölgesinde yan yana, yan yana.Isırgan kokulusun, …
Şub 23
Bir kitap kadar elverişli değildir hiçbir gemi
Bir kitap kadar elverişli değildir hiçbir gemiUzak ülkelere götürmek için bizi.Ve hiçbir atın şaha kalkmışBir sayfa şiire ulaşamaz hızı.En yoksullar bile katılabilir bu turaKaçak yolculuk etmelere son,Ne kadar hesaplı şuİnsan ruhunu taşıyan fayton.. Emily Dickinson
Şub 23
Sone CXLIR
Aşık olduğu yer ve zaman aklına geldiğinde gençleştiğini duyumsar. Anımsadığımda o yer ve zamanı,aklımı yitirmiştim o yer ve zamanda,ve Aşk’ın attığı düğümü, bağlamıştı beni sımsıkıya,öyle ki acılar tatlı ve ağlamak bir oyun gibi geliyordu bana. Kükürt ve samandandır bedenim tümüyle, yüreğim bir kor ateş,o içtenlikli sözcükler kulağımın dibinde, içimi yakan;öyle ki keyif alır,ve onunla yaşarım, …
Şub 23
Gılgamış Destanı
Ey Sedir Ormanı’na kadarEndiku’nun yürüdüğü yollar!Ağlayın ona gündüz ve geceAğlayın ona, ey YaşlılarAğıllı Uruk’u geniş sokaklarında!Ağlayın onaPeşimizden gelen, bizi selamlayan kalabalıklar!Ağlayın onaDağların dar geçitleriOnunla birlikte aşmıştık sizleri!Ağla ona, ey memleketSanki anasıymış gibi! Gılgamış Destanı / Ölmek İstemeyen Büyük İnsanJean BotteroÇeviri: Orhan Suda
Şub 23
Artık bize sadece ağlamak düşüyor yaşadığımız sürece
Babam!Ey Rabb’inin davetine icabet eden babam!Ey Mekanı Firdevs Cenneti olan babam!Ey Cebrail’in ölüm haberini getirdiği babam!”Ey Rabbine kendisinden daha yakını bulunmayan babam!Ey makamı Findevs cennetinde olan babam!Ey Rabbin davetine icabet eden babam!Ey vefatı bize Cebrail’ce haber verilen babam! *** Gökyüzünün ufukları tozlandı.Güneş dürülüp ışığını kaybetti.Gecesi gündüzü karanlıklara gömüldü.Peygamberden sonra, yeryüzü ona duyduğu teessürden ve şiddetli …
Şub 23
Büyük, çok büyük acısı aşkın
En iyi kalpli insanlarSakın bana darılmayınBeni bir gemi gibi sallayınBüyük, çok büyük acısı aşkın Ariwara no Narihira
Şub 23
Hafifletmek ister gibi
87İki de baba vardı bu korkunç tayfa arasında,Yanlarında oğulları da vardı, birinin oğluDaha sağlam ve güçlü görünüyordu ya,Daha önce öldü ve yanındakiSofra arkadaşı bildirdi bunu babasına,“Tanrı acı çektirmesin, elimden bir şey gelmez.” dedi babasıBir an bakarak oğluna ve cesedin denize atıldığınıGördüğünde ne bir gözyaşı döktü, ne de bir ah dedi. 88Öteki babanın oğluysaAna baba kuzusuydu …
Şub 23
Üstüne titrediklerimizin ölümü
Kalbin o soğuk ağırlığını, yoksa mideMi demeli, duydu da yazık! Böylesi şeylereÇare bulamaz en iyi eczacı,Aşkın yitirilmesine, dostların ihanetine,Üstüne titrediklerimizin ölümüne ki,Onlarla bizim de bir parçamız ölür çılgın umutlar bitince:Kuşkusuz ki daha da acıklı olabilirdi Juan’ın durumu,Ancak güçlü bir ilaç gibi yatıştırdı deniz onun bulantısını. Lorde ByronKanto II / 21