Kategori: Çeviri Şiirler

Ardım Sıra Gel

Solgun zambağın güzel kokusuDüşlerime bir süs gibi çöküyor.Zambaklar kıyamet habercisi,Bu dünyada kalmayacaksın, diyor. Gönlüm huzura kavuşur benim,Ne ki hiçbir şey sevindirmez inan.Unutma, geçince son günlerim,Anla beni, yok olduğum zaman. Bilirim dostum, kısa bir yol var,Bu zavallı vücut yorgun düşecek.Bilirim: Aşk güçlü ölüm kadar.Yok olduğum zaman, sen ol sevecek. Gizli bir andı duyar gibiyim…Bilirim, o yürek …

Devamını oku

Hiç Unutmadığım

Ey seni hiç unutmadığım!Hiç beni hatırladığın oluyor mu? Hâfız-ı Şirâzî

Bir derdim var sevgiliden hatıra

Ben senin derdini kolay yitirmemCan vermedikçe gönlümü sevgiliden koparmamBir derdim var sevgiliden hatıraO derdi ki bin dermana değişmem. Fahrettin Irâkî

Mâzursun

44. Fasıl İşin gönül çelmektir senin; mâzursunGam nedir hiç bilmezsin; mâzursunHer gece kan ağlarken ben, sensizBir gecen bile yok sensiz, senin, mâzursun Ahmed Gazali Sevânihu’l-Uşşâk (Âşıkların Halleri)

Yadında mı doğduğun zamanlar?

Yadında mı doğduğun zamanlar?Sen ağlar idin gülerdi âlem;Bir öyle ömür geçir ki olsunMevtin sana hande halka matem. Hâfız-ı Şirâzî

Anneme Mektup

Sağ mısın henüz ihtiyarcığım?Ben de sağım. Selam, selam!Döksün çatısından yuvacığınınO betimsiz aydınlığını akşam. Duyuyorum özenip tasanı gizlemeye,Kederleniyormuşsun benim güç yazgıma,Sık sık çıkıyormuşsun yolumu gözlemeyeBürünüp eski moda harap urbana. Ve akşamın mavi karanlığında sanaSık sık görünüyormuş bir acıklı düş:Meyhane kavgasında birisi güyaFin işi bıçağını yüreğime gömmüş. Değil anacığım! Dinsin gözünde yaş.Başka şey değil bu, acı bir …

Devamını oku

Savurgan Çocuk

Aşkın, erguvan rengindeki nektarsız eskibir güzel kokuyu saklayan kuru bir portakalolduğu kadınlarda insana günahişleten Sonsuzu aradım, ama, yalnızca, uykuyadüşman bir uçurum buldum. -Sonsuz, çalkantısında ağaçları ve yürekleriince bir kum gibi sallayan gururlu düş!– Şarapla karışık iğrenç bir düzgün selininyuvarlandığı buruk böğürtlenlerle dolubir Uçurum! IISen ey gizemli kadın, ey kanayan kadın,ey sevdalı kadın, mum ve günnük …

Devamını oku

İki Pencere

Taştan bir duvarın içindeiki tutsak pencereiki yorgun iki yalnızbiri sen biri ben. Kara taştan bir duvarsoğuk eğri büğrü taştan… Vurulmuş sessizliğin kilidiyorgun dudaklarımıza.Kıpırdayamıyoruzduvarın ağırlığı altında. Aşkımız bizimbir var oluş öyküsüdür, bir bakışma öyküsü, ah! Daima boşelimle elinin arası.geçer aynı acıylagecemiz gündüzümüz seninle benim.uzak bir mesafe değil aramızdakiama çok fazla yine de!Rüzgarın şefkatli elleri birleştirir bizi …

Devamını oku

Aşk Şiirleri

I Ne zaman insana rastlasamFısıltılarım ve gülüşlerimle eğlenirlerGarip yolculara acırlarDelikanlıyı harcarlar Hoş gör sevgilimGörmüyorlar seni, ardımdan yürüyorsun Hoş gör 2 Bana seni  görmeyi öğretSen bende iken Bana seni sarmayı öğretBen sende isem Nasıl edeyim de hüznünüSevinç edeyimSana iyilikler dilerim Tut elimden akıyor sanaNehir gibiYüce aşk, kutsal kelime 3 Ömrüm boyu kanadımKanım çoşkun aktıOlduğum yere kanadımKanım …

Devamını oku

düşen kiraz çiçeği gibi

Yapabilseydimdüşen kiraz çiçeği gibisöylerdim şiirimi Matsuo Başo Hayyam eski öğrencisi Semerkantlı Nizami’yle 1112 ya da 1113 yılında karşılaşır. Samimi bir söyleşi sırasında Hayyam der ki: “Benim gömütüm öyle bir yerde olacak ki, kuzey rüzgarları yılda 2 kez üstümü tomurcuklar, çiçeklerle örtecek.” Hayyam’ın boş laf etmeyeceğine inandığı halde bu sözü kuşkuyla karşılayan Nizami, Hayyam öldükten 4 …

Devamını oku