Kategori: Çeviri Şiirler

Buğdayın Türküsü

Halkım ben, parmakla sayılmayan Sesimde pırıl pırıl bir güç var Karanlıkta boy atmaya Sessizliği aşmaya yarayan Ölü, yiğit, gölge ve buz, ne varsa Tohuma dururlar yeniden Ve halk, toprağa gömülü Tohuma durur bir yerde Buğday nasıl filizini sürer de Çıkarsa toprağın üstüne Güzelim kırmızı elleriyle Sessizliği burgu gibi deler de Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde. …

Devamını oku

Şiir

Kaşından seviyorum seni, saçının telinden, seni tartışıyorumışık çeşmelerinin oynaştığı bembeyaz koridorlarda,seni ele alıyorum her isimde, yaranın içinden özenle temizliyorum senisaçlarına şimşek külleri takıyorum boyuna,yağmurda uyuyan kurdeleler.Bir biçimin olsun istemiyorum, tam olarak elininardından gelen şey ol istiyorum,çünkü su, suyu düşün, sonra aslanlarımasalın şekerinde yumuşayan halleriyle,ve beden dilini, hiçlikten doğan o mimariyi,kavuşmanın ortasında ışıkları yakışını.Bütün bir yarın, …

Devamını oku

Mezartaşı Yazısı

Bir kuş yaşıyordu bende.Bir çiçek dolanıyordu kanımda.Yüreğim bir kemandı. Sevdim ya da sevmedim. Ama ara arasevildim. Bana da neşekattı: ilkbahar, tutuşan eller,mutluluğa özgü tüm şeyler. İşte böyle olmalı insan! (Burada bir kuş yatıyor.Bir çiçek.Bir keman.) Juan Gelman

İlk Buluşmalar

Birlikte olduğumuz her anbir şölendi, newroz şenlikleri gibi,koca dünyada bitek ikimize. Senpervasız ve hafiftin kuş kanadından bile,bir rüzgar gibi inerdin merdivenlerdenikişer ikişer aşıp basamakları, bir çırpıdanemli leylakların arasından kenditopraklarına alırdın beni, aynanın öte yanına. Gece olunca haz bahşedilirdi bizeaçılırdı kutsal kapıları tapınağınkaranlıkta ışıldar, ağır ağıraramıza uzanırdı çıplaklığımız.Uyanınca varlığına şükrederdim, yine de bilirdimminnettarlığımın karşılıksız kalacağını. Senuyurdun …

Devamını oku

Kasîde-i Bürde

Selem ağaçlarını mı, ordaki dostları mı andın ki birdenGözbebeğin kanlandı, gözyaşın aktı kırmızı kırmızı… Yoksa bir yel mi esti Kâzime yönünden;Yoksa Eden Dağı’nın üstünde, kapkaranlık gecede şimşek mi çaktı? Gözlerine ne oldu ki, “dur ağlama” desen coşar ırmak olur;Ya kalbine ne dersin, “yetiş huzur” dedikçe artar acısı gamı. Aşk gizli kalır mı kimseden, niçin aldatır …

Devamını oku

İsmene

…Sanırım taşınmayacak kadarağır bir yüktür insanları yönetmek ve komut vermekSonunda da,herkes yönettiği neyse onunla yönetilir-herkese ve her şeye duyduğu o sınırsız kuşku dışında;sessiz madenden bir hançerdir bir kuşun gölgesininrastgele bir odaya girişibir akşam saatinde.Bu yüzden günbegün daha dazorbalaşır zorbalar.İnsanlar sizden korkmaya,size gereksinme duymayabaşladıklarında,hiç bilemezsiniz size neler hazırlarlar.Onun için ne yönetmeli insan,ne de yönetilmeli(bilmem bu nasıl …

Devamını oku

Kırlangıçlar

Kırlangıçlar, ahır damları, dut ağaçları, incir ağaçları.İbriklerle kaya oyuklarına kırlangıçların suyunu döken yaşlı kadınlar.Kırlangıçlar, yüksek serin yaylalar, her dem yeşil ormanlar.Avluları geniş, eğri kemerleriyle hanlar, kervansaraylar.Dereler, göller, pınarlar ve derin kuyular.Ve nehir, sabah ve akşam vakti güneşin sarı ışıklarına boğulan Dicle nehri.Ve sularına batıp çıkan kırlangıçlar. Kırlangıçlar ve sesleri: viç viç viç viç.İnsana bir mucizeyi …

Devamını oku

Omurganın Kavalı

Dumanlar içinde mavi olmayı unutan gökyüzü, paçavralar giyinmiş sığıntı gibi bulutlar, son aşkımla tutuşacaksınız bütün! Sevinç çığlıklarımla bastıracağım ordular gürültünüzü! Siz ki bir yuvanın sıcaklığını unutmuşsunuz, dinleyin ! Ve çıkın artık siperlerden: bitirmeseniz de olur savaşı.. Ne en korkunç dövüşlerin, ne de kan tüten yaraların en derini solduramaz aşk sözlerini! Bilmez olur muyum hiç sevgili …

Devamını oku

İthaf

Dedikas Sabah geldi, tekmeleri ürküttü Sakin uykumu, beni halim saran, Uyanırken, sessiz kulübemde Giderken dağbaşı taze ruhumla; Şenlendim, her attığım adımla Yeni çiçeğe, dolu damlalarla salkan; Yeni gün yükselirken meftun, Ve herşey serinlendi, beni sevindirmek için. Ve ben tırmanırken, çayırlar çınarından belirdi Bir sis çizgi, çizgi yukarı. Savuldu ve değindi, etrafımı çevirdi, Ve büyüdü bedenimi …

Devamını oku

Şiir

Ve zamanıydı… Gelmişti şiirbeni yoklamaya. Bilmiyorum, bilmiyorum nereden geldi, zemheriden mi yoksa bir nehirden mi. Bilmiyorum nasıl ya da ne zaman, sesler değildi, sözcükler değildi, sessizlik de değildi, fakat beni çağırıyordu bir cadde, gecenin dalları, ansızın başkaları, şiddetli yangınların arasından ya da belirsiz yüzümle oradan dönerken yalnız, dokunmuştu bana. Ne söyleyeceğimi bilemedim, ağzım bilmez isimleri, …

Devamını oku