İşte otuz yıldır bu gölgeyim ben ayaklarının dibindeHep ardınsıra gezen kara bir köpek candan bağlı bir köpekSenin dik boyunun altına saklanır öğleleriVe çıkar tarlalara yandan vurmuş güneşle oynamayaLambaların ipliğine sarar seni ve büyür kısık oldukları ölçüdeNasıl seversin akşamı okumak için odalarda içinden geldiği gibi İşte yalnız o zaman yükselirim de tavana kadarKapılır giderim sayfaları çeviren …
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Çağımızın Şairlerine
Öyle kolay sanma sen bu işi, kardeşim,hemen kalkışma tellerden şarkılar döktürmeye!Sazı bir kere eline almaya göresin,bir görev yüklendin demektir, bilesin,çok ağır bir görev, ve belâlı.Geldinse anlatmaya yalnız kendi derdini, kardeşim,yalnız kendi zevkini anlatmaya geldinse,bırak elinden o kutsal sazı,sana burda hiç kimse kulak asmaz. Biz yaşamadayız bugün bir çölde, kardeşim,çok eskilerde bir Musa vardı hani,işte biz …
Şub 23
Ne Gelir Elimden
Ne gelir elimden Yaşamında insanlar vardıOnları sinekler gibi kovan elinseAyırt edemiyordu beni besbelli Söz verdim Ağzımda kalacak geçmiş zamanPek yavaş eritilmesi gereken bir pastil gibi Söz verdim Hiç konuşmayacağım geçmişi Ama söz açmanın gereği var mı düşünüzde kemiren hayvandan siziKemirsin diye sizi duyuyor musun yüreğime vuran gagasınıSöz açmanın gereği var mı düşlerindeki insanlardanOrda yaşamında olsunlar …
Şub 23
Mezar Taşları
FRANCIS PICABIA NiçinSeni mezarına dört köpeğinleBir gazeteyleVe şapkanla gömmelerini istedinİstedin ki taşına şunu yazsınlarİyi seyahatlerBir şey değil öteki dünyada da deli zannedileceksin. THÉODORE FRAENKEL Öldüğün vakit harikulâde bir hava vardıMezarlık o kadar güzeldi kiHiç kimse mahzun olamadıEpeydir de senin artık orda olmadığını sanıyorlarHomurdanmalarını duymuyorumSusuyorsunYahut omuz silkiyorsunCenneti görmeyi asla istemezdinNereye gideceğini artık bilmiyorsunAma sen işin alayındasın …
Şub 23
Georgia
Gözüme uyku girmiyor GeorgiaUykusuzum GeorgiaBekliyorum GeorgiaDüşünüyorum GeorgiaAteş de kar gibi GeorgiaGeceye komşuyum GeorgiaKulağım kirişte GeorgiaKaçıp giden dumanı görüyorum GeorgiaKaranlıkta usul usul yürüyorum GeorgiaKoşuyorum işte sokaklar işte mahalleler Georgiaİşte bir şehir ki hiç değişmemişTanımadığım bir şehir GeorgiaAcele etmeli rüzgâr çıktı GeorgiaSoğuk sessizlik korku GeorgiaKaçıyorum GeorgiaKoşuyorum GeorgiaBulutlar alçak düşecek GeorgiaKollarımı açıyorum GeorgiaGözlerimi kapayamıyorum GeorgiaBağırıyorum GeorgiaSesleniyorum GeorgiaSeni çağırıyorum …
Şub 23
Yürek Yüreğe
Sonunda ayaktayım işteŞuradan geçmiştim benŞimdi de bir başkası geçiyor o yerdenTıpkı benim gibiNereye gittiğini bilmeden TitremiştimOdanın bir ucunda kapkaraydı duvarO da titremiştiNasıl aşmışım bu kapının eşiğiniBağır bağırabildiğince Duyan yokAğla ağlayabildiğince Anlayan yok Karanlıkta gölgeni buldumDaha bir tatlıydı sendenBoynu bükük bir köşede dururduEskidenSana bu erinci ölüm getirdiAma konuşuyorsun yine de baksanaBırakıp gidesim geliyor seni …
Şub 23
Yürek ki Paramparça
Nasıl da uyarlıyor kendiniYatak çarşaflarından ödü kopuyorÇarşaflar çarşaflar gök mavisiYastıklar desen sisten buluttanİnancını örtünmek istiyor olmuyorKusur işlemeyim diye içi gidiyorAynada budanmış ağaçtan korkuyorKış için fazlaca zavallıNasıl da korkuyor soğuktanAynasının içinde nasıl saydamÖyle belirsiz ki yitip gidiyorZaman akıp gidiyor dalgalarındanKanı tersine akıyor kimi zamanGözyaşları çamaşırlarda lekeYeşil yeşil ağaçlar derliyor eliVe yosun demetleri kumsallardanDikenli bir çalılık inancıysaElleri …
Şub 23
Kuru İskele
Ağaç dalları arasında ağlayan maskeBitmiş bir karnaval gecesindeYaşlar akıyordu kımıltısız gözkapaklarındangülmenin acının ve özlemin gözyaşları Gece yarısıyeniden boyanıyor her şeyYeni bir gün başlarEve dönen bir sarhoşanlatır sokağın kapılarına kendi öyküsünüAcılı öyküOnunla birlikte sabahın ışıkları Yağmur yağar ve parıldar gözkapaklarınHırıldayarak sular kaldırımları ağaçlarVe bakarım burun deliklerinden yolculuğuna gecenin Bulut sürüsü koşar solgun gökyüzü üzerindekendilerini sokak lambalarına …
Şub 23
Unut Gece Bitince
Hadi son türkünü de söyleSöyle son türkünü de gidelim“Gece bitti” de – unut her şeyiunut bunu da gece bitince. Ben kimi sarmak isterim öyle kollarımlaHangi düşler onlarTutsak edilmeyen hangi? İşte o onmaz tutkuda ellerimYüreğime boşluğunu bastırıyorÇürük çarık göğsüm bağrım Sensiz. Rabindranath Tagore
Şub 23
Bahçe
Duvara savrulmuş bir ipek çilesi gibi boşalmışçasınaTahta bir çit boyunca yürüyor bir patikasındaKensington bahçelerinin,Dokunsalar dağılıverecek sankiöylesine kurumuş ki içi.Aksi gibi nereye çevirse başınıO mundar, o yedi canlı, topuz gibi çocukları ayaktakımının,düşün, bu piçlere kalacak yarın dünya! Geçmiş ondan üremek de, üretmek de.Güzel ama, ağır bir kokuya benziyor can sıkıntısı.Biri gelsin yanına konuşsun istiyor han’fendi.Hani korkmuyor …