Aşktı bir hüküm süren o eski zamanlardaHer şey nasıl da yapmacıksız oluverirdi;Şöyle içten bir demet çiçek verildi miydiDünyayı bağışlamak demekti bu sırasında,Çünkü öylesine yürekten kopup gelirdi. Sonra hani bir kere de seviştiler miydi,Ah bilir misiniz bağlanırlardı nasıl da?Öyle bir yirmi yıl, otuz yıl: durdukça dünyaO eski zamanlarda. Artık aşkın o hükmü hiç mi yok şimdi;Yapmacık …
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Son Sığınak
“C” için 1önce en yakınların delikler açtı gövdendesonra o her odanın her köşesinde bekleyengecenin hinoğluhin örümceğiyumuldu doğan, günün bu kızıl kapılarınave o parlak ipliğin bıraktığı iz tıkadı damarlarınıkan her zaman yerde birikir ve yerdeserili yatar kırık gövde, rezil,ırzına geçilmiş, bir ahırın yemliğinde,dudaklar sırıtır -son kez “elveda” demek istemişler midir?parçalanmış bir kapıdır dişler,yıkık bir duvar,gözler açıktır …
Şub 23
Hazin Yalnızlık
Kırlardayım, yalnız ve düşünceliYürüyorum, yavaş, ölçülü, ağırKumlarda belki insan izi vardır,Üstlerine basmadan yürümeli. Kimseler bilmesin diye halimiKendim kendisini böyle savunur;Dışımdan içimin hali okunurİçim alev alev, içim besbelli. İnsanlara karşı kapanıyorum;Kıyılara, ormanlara, dağlaraHayatımı gizli tutamıyorum. Amor’un benimle, benim onunlaDöğüşmeden, çekişmeden sonundaGideceğim bir yol bulamıyorum. Francesco Petrarca
Şub 23
Gittiler
Umutla bekleyiş de gitti, sabır da gitti, çünkü onlar gittilerGittiler, oysaki onlar kalbimin en gizli yerine yerleşmiştiler Onlara sordum: “Kervanlar öğleyin nerede konaklar?”Kervanların öğleyin konakladığı yer, dediler,şîh’ ve ‘ban’ ağaçlarının kokusunun yayıldığı yerlerdedir O zaman rüzgâra şöyle seslendim: Haydi git, yetiş ve katıl onlaraÇünkü onlar küçük korulardaki ağaçların gölgesinde oturmaktadırlar Üzüntülü ve kederli bir adamdan …
Şub 23
Yazar
Evin en ucundaki odasındaIşık kırılıp, camlara ıhlamur dalları çarparkenKızım bir hikaye yazıyor. Merdivende durup dinliyorumKapalı kapısının ardında bir daktilo karmaşasıKüpeşteden salınan zincirin sesi gibi. Evet genç, ama kızımın hayatı Dev yüklerle dolu, bazısı çok ağır:Ona kolay gelsin diyorum içimden Ama birden duruyorİçimden geçen kolaylığa itiraz eder gibiSessizlik büyüyor, sanki Bütün ev durgun, düşünüyor.Sonra aniden bir …
Şub 23
Gecem Gündüzle Geldi
Her şey çok basitti: Dönmüştün banaÇok mutluydum, başka derdim kalmamıştı.Kimin umurunda, beni terkedip gitmiş olmanO herifle günlerce yaşamışsın -kim takar.Yaşlı köpeğimizle beni, evi tekbaşınaKoyup gitmişsin- hiç sorun değil. Anlaştık tamamen, sen ve ben veMutlu köpeğimiz ve ferah bir uykuya daldık. Sabah uyandım, hala içim içime sığmıyorduGerçekler tepeme çökene kadar: Geç kaldın. İşe.Bir: Yıllar oldu, günler …
Şub 23
Bir Dahiye Rastladım
bugün trende bir dahiye rastladım 5-6 yaşlarında, yanıma oturdu ve tren kıyı boyunca ilerlerken okyanusa geldik sonra bana bakıp hiç de güzel değilmiş, dedi. bunu ilk defa o gün farkettim. Charles Bukowski
Şub 23
Buhran
çok fazlaçok az ya da çok geç çok şişman çok zayıf ya da çok kötü kahkaha ya da gözyaşı ya da kusursuz kayıtsızlık nefret edenler sevenler ellerindeki şarap şişelerini sallayarak önlerine çıkanları süngüleyip kadınların ırzına geçen ordular ya da ucuz bir pansiyon odasında Marilyn Monroe’nun fotoğrafıyla yaşayan bir ihtiyar o denli büyük ki dünyadaki yalnızlık …
Şub 23
Kitlelerin Dehası
Ortalama insandaHerhangi bir günde herhangi bir orduyayetecek kadar ihanet,nefret, şiddetve saçmalık vardır.Ve cinayet konusunda en beceriklilerCinayet karşıtı vaaz verenlerdirVe nefreti en iyi becerenlerSevmeyi vaaz edenlerdirVe -son olarak-Savaşı en iyi becerenlerBarış vaazıVerenlerdir Tanrıyı vaaz edenlerinTanrıya ihtiyacı varBarış vaaz edenlerinHuzuru yokSevgiyi vaaz edenlerSevgisizdirVaaz verenlerden sakınınBilmişlerden sakının. DurmadanKitapOkuyanlardanSakınınYoksulluktan nefret edenlerdenYa da gurur duyanlardan sakınınÖvgü göstermekte hızlı davrananlardan sakınınKarşılığında …
Şub 23
edebi bir aşk
onu her nasılsa yazışma ya da şiir veya dergiler yoluyla tanıdımve bana tecavüz ve şehvet konulu çok seksi şiirler yollamaya başladı, ve işin içine biraz da entellektüellik karışınca biraz kafam karıştı ve arabama atlayıp kuzey’e sürdüm; uykusuz, akşamdan kalma, yeni boşanmış, işsiz, yaşlanmış, yorgun, beş on yıldır çoğunlukla uyumak ister bir halde, sonunda moteli buldum …
