Gecenin soğuk dudaklarıBir laf ederLaf sanma taştırTaş sanma gölgedirAcının sütunuOlgunlaşmamış düşünceHayali dudaklarıma doğru gerçek suGerçeği taşıyan sözcükHatalarımın nedeni Eğer o ölümse yaşarım yalnız onun içinDalarım anılara ama bir şey anımsayacağımdan değilArtık bilemem ne söyler de güvendiririm kendimeNasıl anlaşılır birinin hayat taşıdığıNasıl unutulur bildiklerimizZaman aralar da gözkapaklarınıBakar bize ve kendisi de kaçırmaz görüntüsünü. Octavio Paz
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Bir gün yiter gider
Bir gün yiter giderEvren gökyüzündeKarda iz bırakmaz ışıkBir gün yiter giderKapıları açmaya ve kapatmaya…. Güneşin tohumu çatlar sessizceBir gün başlarSis oyar tepeyiBir adam ırmağı inerGözlerinde karşılaşır bunlar seninGünün içinde yiter gidersinŞakıyarak ışığın yapraklarındaÇanlar çalar ötelerdenHer çağrı bir dalgadırHer dalga gömülür çıkmamak üzereBir kımıltı…bir söz…buluta karşı ışık…Güler ve saçlarını tararsın dalgın Bir gün başlar ayaklarındaAdlarından başka …
Şub 23
Gitmekle Kalmak Arasında
Gitmekle kalmak arasında kıpırdamayan gün,katı bir saydamlık kalıbı. Hepsi görünüyor ve hiçbiri anlaşılamıyor, ufuk dokunulamayacak bir yakınlık. Masada kağıtlar, bir kitap, bir vazo:nesneler dinlenmekte adlarının gölgesinde. Damarlarımdaki kan giderek daha ağır yükseliyor ve yineliyor inatçı hecesini şakaklarımda. Işık kayıtsızca biçimini bozmakta donuk duvarın, tarihi olmayan bir zaman. Öğle sonrasının yayılışı; şimdiden bir körfez usul dalgalanışı …
Şub 23
Zeytinlik
Kurşunî yapraklar altında çıktı yukarlara kurşunî hep ve zeytinliklere karışırcasına; toza belenmiş alnını gömdü sonra kızgın elinin tozluluğuna. Hepsinden sonra bu. İşte buydu sonu. Gözlerim körleşirken gitmeliyim ben; neden istiyorsun bunu, var olduğunu neden söyliyeyim, seni artık bulamazken. Artık bulamıyorum seni bende, hayır. Başkalarında da. Bu taşta da yoksun sen. Artık bulamıyorum seni. Yalnızım ben. …
Şub 23
Rüzgârı Seziş
Açık alanlar ortasında bir bayrak gibiyim. Sezenim gelişini rüzgârın, savrulmalıyım döne döne, Dünyanın derinliklerinde uykularındayken her şey: Kapılar usulca kapanıyorken, bacalar ölüm sessizliğinde, Henüz titreşmeden pencereler, toz bulutu ağırca döneniyorken daha. Tanırım fırtınayı hemen, çalkanırım denizlerce, Dört bir yana yayar kendimi, dökülürüm içime, Fırlarım kendimden bir başıma O büyük fırtınada. Rainer Maria RilkeÇev: M. Mahzun …
Şub 23
Helena
Gök! Benim… Geliyorum ölüm mağaralarından,Duymaya çarpışını sahile dalgaların,Görüyorum altın kürekli kadırgalarınBelirişlerini şafakla karanlıklardan. Ünlüyor kralları şimdi bu yalnız eller,Tuzlu sakalları parmaklarımı eylerdi;Ağlıyordum. Onlar utkularını söylerdiArdında gemilerin uzaklaşan körfezler. Duyuyorum boynuzların, süel borularınKalkışına tempo tutuşunu kürelerin;Boğuyor gürültüyü türküsü tayfaların. Şanlı burnunda gemilerin, coşkun Tanrılar,O eski gülüşleriyle dövdüğü denizlerinYontuk, dost kollarını bana uzatıyorlar. Paul ValeryÇeviri: İlhan Berk
Şub 23
Aşk Şarkısı
Ruhumu nasıl tutsam da, seninkine değmese? Nasıl aşırsam üstünden öbür şeylere ben onu? Ah, karanlıkta yiten bir nesne içre barındırmak isterdim onu ben öyle bir yerde: bilinmedik, sessiz, derinlerin titrerken titremeyen. Bir var ki her değen bize, sana, bana, bak birlikte alır bizi bir yay gibi ancak; iki telden b i r ses çıkartır bize …
Şub 23
Liman Kırıntıları
Bahamalı martılar beni çağırdıbir ikinci bahar gecesi.Yalan söyledimyırtık blucinli tayfalaraSeni sevmediğimi söyledim. Oysa rıhtımlaren şarkılı dalgalarla yıkanıyorduMidye kabuklarında sakladım gözyaşlarımı;Hastaydımkırık kötümser bir öksürük yapışmıştı boğazımaSeni unutmak gerekiyordu… Bahamalı martılar beni çağırdı bir ikinci bahar gecesi.İskele fenerlerinin altında oturupseni bekledim sevgilim Ellerim ıslaktı gözlerim ıslaktı.Gelip caydırabilirdin beni gitmektenOturup sigara içer anlaşabilirdik…Sana tapacağım yalan değildibenim olursan Seni …
Şub 23
Gülistane’de
Aaah! ne geniş vadiler!Aaah! ne yüce dağlar!Mis gibi ot kokardı Gülistane ne hoş!Ben bu vilayette, bir şeyin peşindeydim:Bir düşünIşığın belki, bir çakılın, kim bilir belki de bir gülüşün. Kavak dalları ardındaSili bir haylazlık vardı,Çağırırdı beni hep!Bir kamışlık kıyısında kaldım,Rüzgâr esiyordu, dinliyordum onu ben:Kimdir benimle konuşan?Süzüldü bir timsahKoyuldum yola ben.Yol üstünde bir yoncalıkSonra bir bostan, sonra …
Şub 23
Unutmak Yok
Bunca zamandır nerede olduğumu soracak olursan“Oldu birşeyler” demeliyimoturmalıyım bir taşakararan dünyada,kendini yemiş bitirmiş bir nehirde.Korumasını bilmiyorum yitirdiklerini kuşlarınGeride bıraktığım deniziya da çığlığını kızkardeşimin.Nedir bu toprağın zenginliği?Gün neden günle kapanıyor?Neden karanlık gece çalkalanıyor ağzımda?Ve ölüm neden? Nereden geldiğimi sormayacak mısın?Anlatayım sana;Kırık şeyleriAcılı kaplarıSık sık tozlanan koca sığırlarıve tutulu kalbimi. Bunlar ne belleğimizde uyanan sarı güvercinler,ne de …