Kategori: Altı Çizili Satırlar

Saadet, hayatı olduğu gibi kabul edip, insana yüklediği yüklere razı olup, bunun daha iyi olması için gayret etmektir.

Bugün Aynalı’nın hâlinde bir durgunluk, bakışlarında biraz hüzün vardı. Uzun süre sessiz kalıp, düşüncelere daldık. Ben seyrettiğim garip manzaraları düşünüyor, insanların fikirlerinin bu kadar değişik ve çok oluşuna şaşırıyordum. Aynalı’nın konuşmaya başlamasıyla düşüncelerden sıyrıldım ve kendime geldim.-Ben yalnızca ney değil, saz çalmasını da bilirim. Aslında bütün çalgıları çalmasını bilirim. Bugün sana biraz saz çalayım.Kulübesine girip …

Devamını oku

Şimdi beni de garip bakışlarla süzenler var. Ben onlara aldırmıyorum.

‘Yalnız bu sefer dikkat edelim albayım’ diye yalvardım. ‘Bu sefer bir oyuna gelmeyelim. Son fırsatı da elimizden kaçırmayalım. Bütün ihtimalleri hesaplayalım. Bütün teknikleri öğrenelim. Göründüğümüz kadar olmayalım. Hiç olmasa, göründüğümüzden az olmayalım. Hemen tükenmeyelim. Bütün milletlere rezil olmayalım. Bizden iyi bir oyun çıksın. Mış gibi yapmaktan usandım Albayım.’ Albayım, benim gibi telaşa kapılmadı. Her şeyi …

Devamını oku

Her şeye, herkese sadece katlanıyordum

Bazen düşünüyorum, ne garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?  * Fazla teferruata girmeden şurasını da işaret edeyim ki,saat kadar derin olmasa bile bu benimseme ve uyma keyfiyeti bütün eşyamızda vardır. Eski şapkalarımız, ayakkabılarımız, elbiselerimiz gün geçtikçe bizden bir parça olmazlar …

Devamını oku

Köpeğini insanlardan daha çok seven Filozof: Schopenhauer

Schopenhauer’a üç ay misafir oldum. Frankfurt’taki münzevi hayat yaşadığı otel odasına beni kabul etti. (Tabii Malatya’dan boş gitmedim, elimde de iki paket kayısı vardı-biri kendisi ötekisi köpeği içindi-, günkurusu kayısıya bayıldı. Netekim en önemli eserini “İstenç ve Tasarım Olarak Dünya” (Die Welt als Wille und Vorstellung) kayısıları yedikten sonra yazdı!) İnişli çıkışlı bir dostluğumuz, acı …

Devamını oku

Bahar geldi, gördün mü? Ben gördüm.

“(…) Bahar geldi, gördün mü? Ben gördüm. Bir Çingene kızının göğsünde idi. Bir insan kokusu duydum Mürüvet’te. İsmi Mürüvet’ti. Çayırlara uzanmıştı. Dişlerinin koyu, sarıya çalar bir beyaz rengi vardı. Bir mahalle kızının arkadaşına ağzından çıkarıp al sen çiğne dediği sakızının renginde… Ağzı ot kokuyordu. Gözleri siyah bir çiçekti, insanlarda açan. Ne çiçek açmış erik ağacına, ne yeşil kafasını …

Devamını oku

Bir kuş ölmeye varırsa, ötüşü yaslı ve dokunaklı olur.

Bir dostun uzaklardan gelmesi insana neşe vermez mi? * Her günün sonunda kendime üç soru sorarım: Başkalarının işini yaparken vefasızlık ettim mi? Dostlarımın güvenlerini boşa çıkardım mı? Verdiğim öğütleri savsakladım mı? * Emrinde olanlara doğru zamanda doğru vazifeler ver. *Asil adam, ana babasına hizmette  ve yaşlılara hürmette kusursuz; ağırbaşlı ve dürüst, iyiliğe yakışır hareket edendir. …

Devamını oku

İsmet Özel – Şiir Okuma Kılavuzu

Bu yeryüzünde insanoğlu şairane mukimdir. * İnsan mısralarda, şiirlerde hiç kimsenin elinden alamayacağı bir yurt bulur. * Şiirin yüzünü hiç kimsenin hatırlamadığı bir dünyada birinin kalkıp, şiirin tanınmaya değer bir yüzü olduğunu, ortalıkta dolaşan renkli ve solgun yüzlerce hayaletin yalnızca maskeler olduğunu söylemesi lazım. * Artık edebiyat çevrelerinde edebiyata ilişkin ölçülerin esas alınması ayıp sayılmaya …

Devamını oku

Taş

Yaklaşık yirmi dakikadır yokuş yukarı tırmanan yolcu otobüsü son düzlüğe geldiğinde, motor gürültüsü arasında bir ses duyuldu. “Şoför bey! Burada ineceğim.” Temiz yüzlü, temiz giyimli bir gençten, genç bir adamdan gelmişti bu ses. Muavin önce gence, sonra etra­fına bakındı. Issız bir dağ başıydı burası! Yakınlarda ne bir köy, ne de bir ev vardı. Gence tekrar …

Devamını oku

Reddedilen Kitap: “Fusus ül-Hikem”

İslam bilgini ve düşünürü Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin, Fusus ül-Hikem adlı kitabı gizemli kitapların içerisinde yer alıyor. Arabi, Allah’ı ve peygamberleri anlatan bu kitabının, Hz. Muhammed tarafından yazdırıldığını belirtiyor. Araştırmacı ve yorumcu Şevket Pekel, Fusus ül-Hikem’i inceledi. İslam bilginlerinin en önemlilerinden biri olan Muhiddin Arabi’nin asıl adı, Ebu-bekir Muhyiddin Bin Ali’dir. İslami felsefeye alışılmışın dışında bir yorum …

Devamını oku

Ey güzel okur! Bir kez burnunu uzattığın bu sayfaların içinden bir daha çıkamayacağına ant içerim.

Çanakkale Boğazı’nı yüzerek geçen kaç ozan bilirsiniz? Biz onların yalancısıyız, doğuştan sakat ayağına karşın yaman yüzücü olan yiğidimiz Byron, daha sakalları şeftali tüyü denliyken, 1810 yılının Mayıs ayının üçünde, gezi yoldaşı teğmen Ekenhead’la birlikte Çanakkale Boğazı’nı yüzerek geçer. Merak bu ya, Homeros’un (boğazı yüzerek geçen yiğitler konusunda) doğruyu söyleyip söylemediğini sınamak için yaparlar bu işi …

Devamını oku