Ruth içtenlikle gülerek: — Bilmiyorum, unuttum. Daha fazla okumayalım artık. Kitap okunamayacak kadar güzel bir gün, dedi. Martin ciddi bir tavırla: — Bu tepelerdeki son günümüz olacak. Denizin ufuk hattı üzerinde fırtına bulutları toplanıyor. Kitap Martin’in elinden yere kaydı, ikisi de orada oturdukları yerden dalgalı körfezi, sanrılı ve görmeyen gözlerle kendilerini bırakmış bir halde, sessiz …
Kategori: Altı Çizili Satırlar
Şub 23
Yazarlar ve Aşkları
Bazı insanların hayatlarının ortasına kaderleri bomba gibi düşer. * Henüz aşk ona tokadını atmadı. Aşk Dostoyevski’nin acıya hazır hâle gelmesini bekliyor. Aşk, kafası karışık bir entelektüele değil, acıyı yüz hatlarına yedirin bir adama nefesini üflemek istiyor.…“Gençliğim üzüyordu onu açıkça.”…Anna gerçekten sevmesini biliyordu. Sanki yirmi yaşında olan Dostoyevski’ymiş ve kendisi kırk dört yaşındaymış gibi mücadele ederek …
Şub 23
Altı Çizili Satırlar
… Bir şey yağıyordu babaya, bir şey: kara buğday, ölmüş kelebek, bir ikindi sessizliği ya da. Baba sanki durmuş bir saat, hışıltısı dinmiş bir akasya. Olduğundan zayıf, olduğundan kara, olduğundan tenha. Ne düşünüyordu baba, üzgün uzun baba, parkede bitmiş apansız bir gülü mü seyrediyor, o güle uzanacak babaa! babaa! Birgül Oğuz / Hah *** Bu …
Şub 23
Kün
Dün gece rüyamda bir ihtiyar, aşk mahallesinde,“Bizim tarafa gel.” diye işaret ediyordu bana eliyle. MEVLÂNÂ İçki, hadi rakı diyelim, ruh hâlinin süratle değişmesine sebep olur. Hınzırın mide asidine bir gıdım minneti, bağırsak florasına zerre miskâl müdânaası yoktur. Sindirilmek için onun bunun enziminden ricacı olmaz. Ağızdan girsin, yeter. Dil ve diş etleri arasında şöyle bir gezinir …
Şub 23
insan, kendi sesini, dâima, başkalarından önce işitir
Bile bile aynı kâğıdı açıyorum: kendimi sınamanın ağırlığı hergün artsa da. * Saat kaç olmuş… hâlâ bir çocuk yürümemiş sokakta! * Sabah da, akşam da kül boşaltıyorum: yanan zamanın. * Tek tek kendi yazgımızı mı yaşayacağız, yoksa yazgılarımızın toplamından her birimize düşen parçayı mı yaşayacağız? * Hayır! yazar havlu atmaz. Olsa olsa, sükûtunu duvara asar, …
Şub 23
Son İtiraf
Yıllar geçti, sevgili Manuel Valadares. Şimdi kırk sekiz yaşındayım ve zaman zaman, özlemimden, hep bir çocuk olduğum izlenimine kapılıyorum. Birden ortaya çıkıverecekmişsin, bana artist resimleri ve bilyeler getirecekmişsin gibi geliyor. Hayatın sevilecek yanlarını bana sen öğrettin, sevgili Portugam. Şimdi bilye ve artist resmi dağıtma sırası bende, çünkü sevgisiz hayatın hiçbir anlamı yok. Ara sıra sevgimle …
Şub 23
Sen… dedi, iki gözüm Neriman, sen fokstrot oynamak istiyorsun ve iyi bir kavalye. Onu da bulmuşsun.
İkisine de mazi hâkimdi. Hep geçen günleri düşünerek yürüyorlardı. Bir kibrit alevinin muvakkat ışığında görünüp kaybolan eşya gibi, birçok hatıralar parlayıp sönüyordu. Şinasi bu hatıralara dalarken her vagonunun penceresinde bildik bir baş gülümseyen şimendifer katarının hızla geçmesi karşısındaki hissi duyuyordu: Bu bildikler, çoğu aziz dostlar ve hep aziz dostlar, mendil sallayarak uzaklaşıyorlardı ve bir …
Şub 23
içimden kuşlar göçüyor
“Bu gene geçmişin baştan çıkarıcılığı olsa gerek. Şu anın geçmiş zaman olmasını bekle. Ne denli mutluyduk anlayacaksın.(Susan Sontag)” (s.9) “Bir zamanlar olduğumdan daha yaşlı olmayı isterdim. daha dingin, deneyimli, bütün olumsuzluklardan kurtulmuş, dünyaya yukardan bakabilen biri. Belli yaşa gelmiş, tutkulardan arınmış, durulmuş oturmuş kadınlara hayranlık duyar, imrenirdim. Onları hayatlarının hesap sağlamasını yapıp kadınlık sınırını aştıklarını, …
Şub 23
Doğu-Batı Divanı’ndan Seçmeler
Ne çok taşındık! Nasıl dolaştırdıkbunca umudu, terkedilişi, kaybetmeve kaybolma duygusunu? (s.15) Gerçekten de bir yanlışı bir başka yanlışladüzeltircesine, telâşla savrulmuştuk oradanoraya: Kimi getirsek gözümüzün önüne kırıkdökük eşyaları çağrıştıracaktı. Yitirilen bunca saf hedef, geridönüşsüz kararların yıprattığı uykular, sabah uyanınca yüzümüzde patlayan yalnızlık damarı ya da yanımızda yatan yabancınınbir akıntıda hızla uzaklaşan gövdesi: İçimizde toplananlar çapraz sağlamada bulduğumuz şaşkınbir eksiği kapatmaya …
Şub 23
Elveda
Ben çok gencim ve gereğinden fazla sevdim sizi. Böyle konuşmamam gerektiğini, öylece çıkıp gitmenin kendi adıma daha onurlu bir davranış olacağını biliyorum. Bu, sizin için de daha az incitici olurdu. Ama ben uzaklara gidiyorum ve hiçbir zaman dönmeyeceğim. Sonsuza kadar… Söyleyecek başka sözüm yok, Her şeyi söyledim. Elveda… Bana darılmayın; çünkü burada asıl cezalandırılan benim; …