Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Yalnızca benden kaçma yeter

Yalnızca benden kaçma yeterBoş sözler de etsen duymak istiyorum seni Sağır olsan gönlüm sözlerini ister Dilsiz olsan gördüğünü. Kör olsam, seni görmek isterdim Sen yanımda yol gösterici oldun Uzun yolun daha yarısı bile aşılmadı Bir düşün içinde yaşadığımız karanlığı ‘Bırak beni yaralıyım’ desen de boşa Görevden dönülmez, yalnızca ertelenir Başka bir yerde değil, yalnızca burda …

Devamını oku

dört aşk şarkısı

– I – Senden ayrılıp sonra Kavuşunca bu büyük güne Gördüm, görmeye başlayınca Herkesi neşe içinde. Ve o akşam vaktinden beri Bilirsin ya, hangisi Dudaklarım daha bir güzel Ve ayaklarım daha bir çevik şimdi. Daha yeşil ağaçlar dallar ve çimen, Duyumsayınca böyle Ve su daha hoş serin Üstüme dökününce… – II – Bana neşe verince …

Devamını oku

Müştakınım ey ecel kerem kıl

Ey ömr gel imdi başa sen hemÇeşmime tire oldu alem Alem hoş idi ki var idi yarÇün yar yok, olmazın ne kim var Ey can, ten-i hasteden veda’ etBir haste ile yeter niza et Müştakınım ey ecel kerem kıl Def-i elem eyle ref-i gam kıl Kurtar beni ızdırab-ı gamdanVer müjde vucuduma ademden Ayınemi eyle jenkten …

Devamını oku

durulacağımı umuyordum

“Derenin akışını dinleyerek sahil boyunca ilerlerken durulacağımı umuyordum. Güçlü yaşamı içinde tabiat, insanı umursamaz ve belki, bilhassa bunun için, onun karşısında huzura kavuşur insan. Ama nehrin bana hiçbir yararı dokunmadı; benim içimdeki uğultu, onunkinden çoktu çünkü…” Meşa Selimoviç – Derviş ve Ölüm

Sonsuza Dek Sophia

Gözleriniz madamGözlerinize bakıyorum da Sanki bir yangın yeri Yüzünüz talan edilmiş bir İmparatorluktan kalma gibi,Bir şair oturmuş o iki kaşın arasına,Tüten dumana ve akan kana bakmaksızın Aldırmaksızın…Patlayan bombalara şiir söylüyor gibiAslında aşktır en çetin meydan muharebesi Siz koşuştururken lise bahçelerinde Dilinizde Ahmet Arif’ten Yarım yamalak ezberlenmiş iki dize Deri ceketinize yaslanmış yürürken yağmurda,Bir şairdim ben …

Devamını oku

Sevgili Dost

Sonbahar her sene yüklenip serinliğini,yağmurlarını,rüzgarını ve yapraklarını,evime yatıya gelir.Ben sonbaharı kapıda karşılar:”Kim gelmiş kim!” diye sevinç gösterileri yapar,boynuna sarılırım…Sonbahar, her seferinde gözlerimin içine bakıp;” Hiç değişmemişsin” der ve omzuma dokunur.Ben sonbaharın gözlerinin içine bakamam;dokunur… Ali Ural / Posta Kutusundaki Mızıka

Eylül’dü.

Eylül’dü. Dalından kopan yapraklarınSararan yanlarına yazdım adınıSahte bir gülüşten ibarettin oysa.Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.Eylül’dü.Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımızAdımlarımızın kısalığı bundandıBundandı gözlerimin durgunluğu.Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,Ellerin kadar ıssız,Sen kadar zamansız molalar veriyordumVe çocuksu bir bencillikti hüznümüz.Eylül’dü.İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında …

Devamını oku

Tüller Ve Silah

Önü denizle başlayan rüzgarlı bir kasabadaydık.Sanki yıllardır oradaydık. Her şey düzelecekti.Orada doğmaya çabalayarak öldük. Meleğim nehir kanatlarını uzaklıklarda yıka şimdi. soğuktu, ısınamıyorduk. Bu kadar yakınken. Aramızdayalnızca o hava boşluklarının dolaştığı odalardaydık.Biriken bütün rüzgarlar işte orada, o deniz kasabasındao çok köpekli, çok rüzgarlı yerde patladı. ikimizi aynı gökyüzüne baktıran, neydi o, ışık söndü. Sustum.Sustum. Sustum. Sustum.Bütün …

Devamını oku

Pencerelerden seyret içlerine girme

Aslında bütün mesele, evet bütün mesele şu:Varlıklar kimin? Biz kime aidiz? Şu dalların üzerinde hışırdayarak salınan yeşil ve sarı yapraklar kimin? Rüzgâr kimin? Yer kimin? Gök kimin? Ya şu biten ömür? Tırnaklarını kim uzatıyor günbegün? Bedeninin takatini kim söküp alıyor da yaşlılık veriyor sana? Ateşin üzerindeki yemeği kim pişiriyor? Başını kim ağrıtıyor? Sen yürüdükçe bacaklarını …

Devamını oku

Kalp Kapakçıkları

“Şebnem, tütsülenmiş bir bahçede saklambaç oynuyor gibiyiz.Sensiz bütün tabancalar, fincanlar, odalar boş; sokakların hepsi ıssız, hiçbir gezegende bana hayat yok.Şebnem, her şeyde senden bir anı aksediyor, senin masumiyet kanıtı parmak izlerinle dolu sanki dünya.Gelgelelim masumiyet, yaşam belirtilerinin azlığı demektir Şebnem.Bu gidişle yokluğunun gürültüsünden sağır olacağım.Eline sihirbaz değneği geçmiş kör gibiyim.Arabalar etrafımda keskin frenler yaparak duruyorlar. …

Devamını oku