En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
“Gökyüzü gibi bir şey bu çocuklukhiçbir yere gitmiyor”(1) dizesi yarısıdır çocukluğun,yarısı çocuk olan biri söyleyebilir bunu ancakgaliba az çok böyle bir şey şiir yazmakyarısı sözcüklerin uçurtmasını uçurmakyarısı uçurtmanın kuyruğuna yenilerini takmakyeni…de ne, yeni sözcükler mi yalnızcayeni sözcükler evet yeni misketler gibi pırılyeni bulutlar ki nereye giderlerse gitsinlerher yer onlarla gökyüzü olur hepyeni bir gök olurama …
Şub 23
Canımın yongası, sevdiğim,Bir kaç gün çaldık ilkbahardanGeçtik yıllardır özlediğimErguvan ışıklı kıyılardan Aşkı sessizlik tanımlarGençken tersini düşünürdümAkşamla dönerken geriye dalgalarYalnızlığı çırılçıplak gördüm Durduktu önünde Ege Denizi’ninGözleri mayıs bulanığı,Kuytuluğunda eski evlerinDolaştıktı Ayvalığı Eski nisan, her şey gibi,Kalbim de, rüzgar da eski,Çırpınıp duruyor havadaYitik anıların kelebeği Ataol Behramoğlu
Şub 23
adım atıyorumsarı ve kızıl dalgaların üstündesonbahar günbatımında gecenin ve gününsonuna inandığım kadarhiçbir şeyeinancım yok şimdi nerede?ne yapıyor?unutmuş olduğum kişi. rüzgâra yoldaş gelmişimyazın ilk günündekendiyle beraber götürecek benisonbaharın son günü geliyorum bir başımaiçiyorum bir başımagülüyorum bir başımaağlıyorum bir başımagidiyorum bir başıma doğu değilbatı değilkuzey değilgüney değildurduğum yer, yalnız burası bağırıyorumderin vadinin tepesindenyankıyı beklerken gözyaşımı durduramıyorumağlamanın yeri …
Şub 23
‘Memed’ için, Mehmet Düz’e.. 1.kimseyle hemhal olunmuyor dünyadabeni de öldürdüler mehmethatıra kapıyı çaldığındalâl kılan hüzünarzunun azledilmesinden olma ölümle, rakipler de aslına dönerdöner şenlikten kurban etiyle evinefirarla kendini sınayan, yazgısına döneryer yok gidilecek aşkını yitirmiş olanageriye kalana, yüzündeki esrara döner gökyüzünde dinlenmiş yağmurbuharlaşmak isterken eksilmişisteme kime bırakılabilir ki emanetaşk uğruna firar ederken erkeklerneden boynu koparılmış tavuğa …
Şub 23
VIII Mantosu sandalyenin arkalığındaÇantası üzerindeydiMasada eldivenleri…Akşam olduGüler giyindi gittiGözlerim bütün geceMsada, sandalyede kaldı… Necati Cumalı
Şub 23
IX Güler gittiPencere çekip başını gittiGök gitti, ağaçlar gitti, sokak gittiKimse kalmadı seninle Yarın Güler’i gördüğün yerdeGökleri, ağaçları bulursunBir başka sokak gözünde güzelleşirAma unutma ki gün gelirGün gelir de GülerBuralardan giderseBu gezdiğin tozduğunmDört yanı haram eder de giderBu odayı bırakırBu şehirde duramaz olursun Necati Cumalı
Şub 23
Sen evden çıktın ya, eşik önünden aktı, pencere ardından koştu. Kalabalık içinde yabancı kalma diye aynadaki gülüşün, kâküllerindeki rüya, sandıktaki kokun, üstüne gökyüzü oldu. O uzak, soğuk, kocaman şehir birden ev içine döndü. Ben titreyerek baktım ardından. Kötü bir yalnızlık seni incitmesin diye avuçlarındaki hayat çizgisinden sessizce öptüm. Hatırlar mısın, sokağın başında bir kadın, ölüme …
Şub 23
Eylül’ün Pornografiye Açılan Merdivenlerinde Bir Jüpon: Mehmet Rauf Mehmet Rauf denince akla ilk gelen, hiç kuşkusuz Eylül romanıdır. İkincisi ise bu romanın unutulmaz fetiş nesnesi “eldiven”dir. Roman kahramanlarının adları ise zamanın oyunbaz ellerinde ters yüz edilmiştir sanki. Kadın kahramanın adı Suat, erkek kahramanın adı Süreyya’dır. İşte bu ad seçimi de yazarın hiç düşünmediği garip bir …
Şub 23
Kuşların güneye göç etmelerini görüyor musun?Fani şeyler de böyledir: Gelir geçerSakin ol, düşme zamanın vehim tuzağınaBir rüyayı bir başka rüyaya ekleyen zamanın Özlemi başka uzak yerlere doğru yönelir;Bilgenin kalbi ise yaldızlı burada kalırVazgeç ulaşılmaz diyarların rüya imgesinden – Sen güneşi ve yıldızları bizzat kendinde taşıyorsun Frithjof SchuonÇeviri: Mahmut Kanık