En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
-Basri Bey oğlumuza- Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım;Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı,Pek ıssız …
Şub 23
bu mülevves döngü mü sarıldığımız urganbu muydu son durağı derin sular geçmenintahkir bodrumlarından alanlara çıkmanınayetlerden şiirlerden ördüğümüz kanatlarlakonduğumuz bu sofra mı olacaktı semamızbu vandal bu zalim bu şehvet bu kinbu akıl tutan yalan mı çocuklarıma yorgan bu kadar aç mıydık biz bu kadar mı şarlatankan kesilmiş süt içtik sarışın canavardanbesmeleyle küfrettik hamdeleyle katliamyaklaşıyor yaklaşmakta olan …
Şub 23
İmdi bilmiş ol ey oğul, şarap konusunda ne iç diyebilirim ve ne içme diyebilirim. Çünkü gençler kimsenin sözüyle iş görmezler ve başkasının sözüyle yiğitlik fiilinden vazgeçmezler. Çünkü bana da gençken çok söylerlerdi, ben de kabul etmezdim. Elli yaşımdan sonra ulu Tanrı inayet eyledi, bana yardım etti ve tövbeyi layık gördü. Ama eğer içmezsen iki cihanın …
Şub 23
Yol boyunca gelincikler… Çiçeklerin çingenesi! Kırmızı önlüklüOkul çocuklarım benimYakaları siyah! Erdal Alova
Şub 23
Hayal kurmakla başım hiç hoş değildir. Gelecekten beklediği nelerse onları kafada keyfince şekillendirip sonra onlara uymayan durumlarla karşılaşınca hayalleri yıkılan kimselerden değilim. Güvendiğim dağlara kar falan yağmış değil. Derinden bir düşkırıklığı benimkisi. Geçen her gecenin leyle-i kadr, karşılaştığım her kişinin Hızır olmadığını anladığım zaman kırılıyorum. Böylece kırılan bir düş haline dönüştüğümü görüyorum. Evet, bizzat kendim …
Şub 23
-I-O kentin kapısı önünde ;Kuşkularla kuşatılmış ve dalgın,İç kentim mi bir dış kent miydi bu?Bilemem, bunu şimdi sormayın…Karanlık bastırıyorken girdim;El ayak çekilmiş dar sokaklardan,Bir ağaç altında oturmuştum, huzursuzÜşümüş ve türlü tehlikeye maruz,Karşı tepede bir konakBir iki penceresi ışıklı…Tepe eteğinde, güneşin yasını tutan,Karalar giymiş bir koruKoru değil “meşcere “ diyordum,Çünkü içim makbere gibiydi,Ortaçağda bir gece yaşıyordum..Bu …
Şub 23
Susturun ne olur şu olukları;Ne rahattı ama yağmur öncesi,Kesilsin hepsinin solukları,Biz miyiz onların eğlencesi?Biz de Arkadya’da yaşamıştık…Sanırdık, isterse iyi olur insan,Kalbimiz bu zırhı nasıl ne zamanKuşandı bilmiyoruz, vakit geç artık.Yavru kuşlara acımakla başlayıpKimseye acımamakla biter ömür,Duyguları kaybederiz bu kayıpBize bir kurtuluş gibi görünürBir yağmur yağmaya görsün, oluklar,Takma dişlerini takırdatırlarKelimelerle geçen ömrümüzü,Çekinmeden bize hatırlatırlar.Kurtlara yenilmemekti dileğimiz,Bizler …
Şub 23
Dünya ellerimden kayıyor sanırken,Kayan benmişim onun ellerinden;Anne, Baba, Arkadaşlar ve nicesiBuhar oldular ardarda Sıklıkla gözlerimde yağar yağmurları…Savaşlar, Ölümler, Dertler bir yana,Güzel besteydin ey Ömrüm!Bir fasıl heyeti loş bir salonda,Yorulmadan seni seslendirdi…Renk vermiyorlarsa da artık, hayli mahzun saz heyeti.Salon loştu zaten fakat işte lâkin,Sahne ışıkları da azalıyorAydınlandı koridorSahne arkasındaki ışıklar,Birden açıldı …
Şub 23
Bir zamanlar sözleri Çolpan’a ait “Güzel Türkistan sana ne oldu – Sebepsiz vakitsiz güllerin soldu” diye bir türkü vardı. Gençliğimizde dinler, hüzünlenirdik. O diyarlarda güllerin açmasını bekleye duralım gariptir ki son yıllarda ne zaman Diyar-ı Şam’dan haberlere baksam gayr-i ihtiyari “Güzel Suriye sana ne oldu…” diye mırıldanır oldum. Pirimiz Muhyiddin-i Arabi; “Şam Allah’ın, arzında mümtaz …
Şub 23
Hüzünden acıyave acıdan yeniden hüzne dönüşansızın sevinçfırlatır atar seni yaşam-İnan ki;‘Göğüs kafesindedir sevdiğinsoluğunla bir uçtan diğer uca sürüklenen’ Opus incertum (1959) Gunnar Ekelöf