En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Babamı çok severdim. Ama o kadar çok çalışırdı ki, pek göremezdik. Zaten polisten kaçtığı ya da hapiste olduğu zamanlar olduğu gibi, ‘Zübük’ gazetesini çıkarırken eve haftada bir geldiği zamanlar olurdu. Büyüdükçe babamla giderek daha fazla arkadaş olmaya başladık. Bana çok güvenirdi, her yaptığımı da beğenirdi. Ben de onun güvenini kırmamak için elimden geleni yapardım. Ders …
Şub 23
Aşk imiş her ne vâr âlemdeİlm bir kîl ü kâl imiş ancak Fuzûlî Sâlik-i râh-i hakikat aşka eyler iktidâFuzûlî Vâdî-i vahdet hakikatte makam-ı aşktır.Kim müşahhas olmaz ol vâdîde sultândan gedâ Fuzûlî Cevherinden eylemek cismi cüda âsân değil.Cisimden âgâh olan cân vâsıl-ı cânân değil.Fuzûlî Âlemi pervâne-i şem’-i cemâlün kıldı ışk.Cân-ı âlemsin fedâ her lahza min cândır …
Şub 23
S.1: Uzun süredir, doğu ve batı kültürünün klasik eserleri ile meşgulsünüz. Bu okuma serüveniniz esnasında, kitapların ve kütüphânelerin oluşumu ile kültür ve medeniyetlerin oluşumu arasında nasıl bir ilişkiyle karşılaştınız? Medeniyetin oluşumunda kitabın ve kütüphânenin nasıl bir yeri var? C.1: Kitap, kitâbe(t) sözcüğünün de işaret ettiği üzere, köken itibariyle yazıt ile ilgilidir. Bu nedenle, soru, yazının …
Şub 23
Emniyet sözcüğü ile iman sözcüğünün aynı kökten gelmesinin işaret ettiği üzere, din, her şeyden önce, insan aklının metafizik güvenliğini sağlar. Bu nedenle, Tanrı inancı, aklın en-üst sınırı; bir manzume olarak din de aklın terbiyesidir. Güvenlik sözcüğü, ilk elde, ya dışarıdan gelen ya da içeriden kaynaklanan tehlikelere karşı tedbiri çağrıştırır. Tersine, din, öncelikle aklı terbiye ederek, …
Şub 23
İnsanoğlunun kullandığı hemen hemen her nesne, örnek olarak bir araba, tarihî geçmişe sahiptir. Bir arabayı oluşturan tekerlek, cam ve diğer unsurlar hem maddî hem de kavramsal olarak insanlık tarihinin bütünlüğüne işaret eder. Öyle ki arabayı mümkün kılan her bir unsurun tarihi tespit edilip dışarıda bırakılsa ne maddî, ne de kavramsal olarak araba varlığa gelemez; çünkü …
Şub 23
Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!Dağlar ağarırken konuşurduk tepelerde,Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde! Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,Hulyâ gibi yalnız gezinenler köye indi,Ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,Gönlümle, hayâlet gibi, ben kaldım o yerde. Yahya Kemal Beyatlı
Şub 23
Neşet usta da göçtü. Da diyorum, önceki bütün ustaları bu edat içine aldığım değil, belki, ‘ölüm ölüm hezen ölüm / evden eve gezen ölüm’, ‘ölüm öyle kara bir devedir ki, herkesin evinin kapısına bir gün mutlaka ıhar’ demek istediğimden… Usta hakkında birkaç söz etmek isteyince eski günleri hatırladım. ‘Sağ-sol çatışması’nın şiddetli olduğu günler… Neşet Ertaş …
Şub 23
nakkaştır ter döken narıma nara sarkıtıp vuruldum yangınıma konağım diye kat kat derine nam salan kuyulara indimve cumbalarına tüneyip çağıltılı nargile ırmaklarına kandımtelvesiyle alev alev yanan boğazımda bad-ı sabamıydı herkeste sır olsun diye payettiğim yalnızlığım yalnızdım. içe doğu bir burguyla bungun sabahların meltemini taşıdımyüksünüp nar çiçeklerine içlendiğim münhaldi. zira hüzünler içinde bin haldim.yazgım tereddütler ve …
Şub 23
De bana, kalbin uçar mı bazen, Agathe,Bu pis şehrin kara ummanından uzak.Başka bir ummana, sade renk ve hayat,Ve bekaret gibi, mavi, derin, berrak?De bana, kalbin uçar mı bazen, Agathe? Deniz, engin deniz, dinlendirir bizi!Kükreyen rüzgârın hudutsuz orgunaUyan, boğuk sesli şarkıcı, deniziHangi şeytan, dadı yaptı bu yorguna?Deniz, engin deniz, dinlendirir bizi! Al götür beni, vagon! Kaçır …